Tolga Aydoğan’dan ‘Bağımsızlık Yolu’

Tolga Aydoğan, Atatürk’ün İzindekiler kitabından sonra çocuklar ve gençler için kaleme aldığı tarihi gelişmeleri anılarla harmanladığı kitabı Bağımsızlık Yolu’nda (Bilgi Yayınevi) Milli Mücadele dönemini yine akıcı ve yalın bir dille işliyor.

Doğan Torun

ROMAN GİBİ BİR MÜCADELE

- Son yıllarda çalışmalarınızı erken Cumhuriyet dönemi, Ankara ve Atatürk üzerine yoğunlaştırdınız. Bilgi Yayınevi’nden çıkan Atatürk’ün İzindekiler kitabınızdan sonra şimdi de Bağımsızlık Yolu ile okuyucu karşısındasınız. Bağımsızlık Yolu’nun konusu nedir?

Bağımsızlık Yolu, çocuklar ve gençler için yazılan, tarihi fotoğraflar ve özgün çizimlerle desteklenen bir Atatürk kitabı. Kitap, Atatürk’ün askeri başarılarını ele alıyor.

Bilindiği üzere Mustafa Kemal, 1915’te Çanakkale’de, Anafartalar Kahramanı olarak tarih sahnesine çıkıyor. I. Dünya Savaşı’ndaki yenilgiyle İstanbul’un işgaline tanıklık ediyor. Mütareke döneminde Anadolu’ya geçip bağımsızlık mücadelesine başlıyor ve bu İzmir’in kurtulduğu 9 Eylül 1922’ye kadar sürüyor.

Kitabımda yalın bir dille, Mustafa Kemal’in bağımsızlığa giden bu yolda neler yaşadığını anlatıyorum. Yetişkinlerin de kolaylıkla okuyacağı sürükleyici bir roman da diyebiliriz.

BU TOPRAKLARI VATAN YAPAN KAHRAMANLAR

- Arka planda bildiğimiz ve yeni öğreneceğimiz birçok önemli Kuvayı Milliye figürü de yer alıyor. Onları da anlatır mısınız?

Biri Nafiz Kotan. Savaş yıllarında servetini Atatürk’e veriyor, orduya dört uçak bağışlıyor. Vecihi Hürkuş’un harpte kullandığı uçaklardan biri de odur.

Mütareke’de Anadolu’ya silah kaçıran Ekrem Baydar, Aziz Hüdai, Kara Salih Çavuş, kefen parasını Atatürk’e veren Börekçizade Mehmet Rifat Efendi ve Heyet-i Temsiliye’nin Erzurum’dan Sivas’a gitmesi için yol parasını veren emekli Binbaşı Süleyman Bey... Sivaslı kadınları örgütleyerek cepheye erzak, silah sevk eden Melek Hanım ve daha niceleri...

İsimleri bilinmeyen, kimi unutulmaya yüz tutmuş ama bu toprakları vatan yapan bu kahramanlar hikâyeleriyle yer alıyor kitabımda.

- Kitabın yazım süreci hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kitabın yazımı sırasında hatıratlar, dönem gazeteleri ve mecmuaları, kamu ve özel arşivler kitaba önemli katkı sağladı. Ayrıca Alev Coşkun’dan Hıfzı Topuz’a, Mazhar Müfit Kansu’dan Turgut Özakman’a yaklaşık otuz yazarın kitabından yararlandım.

Yayın Yönetmenimiz Biray Üstüner kitabı titizlikle hazırladı, Murat Sayın çizimleri yaptı, tarih danışmanım Recep Bozkurt kitabı satır satır inceledi. Sonuçta bu kitap ortaya çıktı.

ATATÜRK'ÜN KİTAP SEVGİSİ

- Atatürk’ün kitap sevgisi de işleniyor...

Mustafa Kemal bu yönüyle yediden yetmişe hepimize örnek oluyor. O, “Çocukken elime iki kuruş geçse bir kuruşuyla kitap alırdım” diyen biri. Savaş bittikten sonra ise “Ben o kitapları okumasam bu savaşları kazanamazdım” diyor.

Kitaplar, Mustafa Kemal’in vizyonunu ve karakterini şekillendiriyor. Yaşamı boyunca çevresindekilere de kitap sevgisini aşılıyor. Örneğin, 19 Kasım 1916 gecesi Bitlis’teki karargâhta gaz lambasının cılız ışığında Alphonse Daudet okuyor. Yine cephede Namık Kemal’i elinden hiç düşürmüyor.

21 Ağustos 1922’de, Büyük Taarruz’dan kısa bir süre önce Akşehir’de Reşat Nuri’nin Çalıkuşu romanını okuyor. Ziya Gökalp’e, Tevfik Fikret’e sonsuz sevgisi var.

Kütüphanesi’nde 4 bin kitap olan, 13 kitap yazan biri. O’nun kitap düşkünlüğü çocuklarımıza çok güzel bir örnek.

İNSAN MUSTAFA KEMAL

- Atatürk’ün insani yönüne ilişkin hangi örnekler yer alıyor sayfalarda?

Kitapta dikkat çekici birçok detay bize Mustafa Kemal’in insani özelliklerini gösteriyor. Az bilinen bir örnek verebilirim; Kasım 1916’da Bitlis’te görev yaparken yol kenarında gördüğü Ömer ve İhsan adındaki çocukları himayesine alıyor. Babaları savaşta ölmüş, anneleri hastalıktan. Çocukları okutan, sahip çıkan bir Mustafa Kemal’i okuyoruz Bağımsızlık Yolu’nda.

Öte yandan anne sevgisine de tanıklık ediyoruz. Zübeyde Hanım’a çok düşkün, cephede sık sık mektup yazıyor. Büyük Taarruz öncesi cepheye giderken tüm parasını Zübeyde Hanım’a veriyor, buna da bilinmeyen bir ayrıntı. Tanığı ise Dr. Nazım Şakir Bey’dir.

- Çocuklarımız ve gençlerimiz bu kitabı neden okumalı?

Maalesef Türkiye Cumhuriyeti çok zor bir süreçten geçiyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında o idealist nesil Cumhuriyeti yükseltmek için fedakârca çalıştı. Atatürk önderliğinde büyük atılımlar yapıldı. Ancak 1950’lerde tam bağımsız Türkiye kuruluş rotasından saptı.

Ülkenin doğru atılmış temeliyle ve değerleriyle oynayan günümüüz idarecileri maalesef ülkeyi ekonomik, kültürel, bilimsel düzeyde geriye götürdü. Bugün Türk gençlerinin büyük çoğunluğu gelişmiş bir Batı ülkesinde yaşama arzusunda.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu güç durumdan kurtulması için tek yol Atatürk’ün izinde ilerlemektir.

Çocuklarımız tarikatların gölgesinde değil; çağdaş, laik, bilimsel ve sanatsal bir eğitim çizgisiyle yetişmelidir. Bunu bize sağlayacak yegâne örnek ise Atatürk’ün yoludur.