Süleyman Bulut’tan ‘101 Kısa Halk Hikâyesi’... Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...

Hepsini bilseniz de Süleyman Bulut’un işin özünün elini bırakmadan, o ustaca anlatımıyla bu anonim yapıtlara kattığı tat; yanı başınızda “kısa” söylemenin çekiciliği, çıkacağınız zaman yolculuğu, kıssaya duyulan merak dolayısıyla kitabı elinizden bırakamayacağınızı biliyorum.

Y. Bekir Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki

Yazmak kadar tozlu rafları hem de bıkıp usanmadan dolaşmayı, aklına koyduğu herhangi bir konuda eline ne geçerse sayfa sayfa ‘aramayı’ seven dostlardandır Süleyman Bulut. 101 Atasözü 101 Öykü, 101 Deyim 101 Öykü, 101 Tekerleme, 101 Yanıltmaca, 101 Ninni...

Bunlar hemen aklıma düşenler ki hepsini, işin zevki bir yana, merakla okumuştum. Bu ince eleyip sık dokuduğu işlere şimdi bir yenisini daha ekledi: 101 Kısa Halk Hikâyesi...

Sözlü edebiyatın ürünü olarak söylene anlatıla yazı çağına erişen (kimisi daha yeni) bu hikâyelerin bugün de kıymetini koruyor oluşu, biraz da dilden dile dolaşmasıyla ilgili olsa gerektir. İşin asıl giziyse Bulut’un da vurgusuyla, halkın bir darlığa, sıkışmışlığa “yeri geldiğinde” çare, çözüm üretmelerinde saklıdır belki de...

Birbiriyle yakın, arkadaş olan türlerden (destandan, masaldan, efsaneden, uzun halk hikâyelerinden, fıkradan...) ayrıldığı yan da önemlidir elbet ne ki bunun üzerinde durmak değil şimdi meramım çünkü buna da değinmiş Süleyman Bulut, yapıtın giriş bölümünde. Sözü daha çok yapıtın bana söylediklerine / düşündürdüklerine getirmek isterim.

BİR SOLUKTA 101 ÖYKÜ

Kitabı alır almaz, kendime sorduğum ‘Bunların kaçını biliyorum ya da anlatıp duruyorum?’ sorusunun kanadında sayfalar arasında hızla dolaştığımı belirtmeliyim.

Şundan kuşkum yok; hiç değilse bir kısmını kulağınızda gezdirmişliğiniz ya da anlatma / kullanma gereksinimi duymuşluğunuz vardır. Hepsini bilseniz de Süleyman Bulut’un işin özünün elini bırakmadan, o ustaca anlatımıyla bu anonim yapıtlara kattığı tat dolayısıyla kitabı elinizden bırakamayacağınızı biliyorum.

Yanı başınızda “kısa” söylemenin çekiciliği, çıkacağınız zaman yolculuğu, kıssaya duyulan merak başta olmak üzere, bir solukta “Deniz Bitti” öyküsüne (son öyküye) varacağınızı da biliyorum. “Dilediğiniz sorudan başlayabilirisiniz!” dediği gibi sınav öncesinde öğretmenin, “Dilediğiniz öyküden başlayabilirsiniz!”

DÜŞÜNMEYE ÇAĞRI

Adı üstünde “kısa halk hikayeleri”; bireysel görünse de aslında toplumsal bir soruna örneğin haksızlığa, adaletsizliğe, bencilliğe, çıkarcılığa, umarsızlığa, yokluğa ve yoksunluğa karşı çıkışı; empati duygusunu öncelemeye çağrıyı, yeniden düşünmeyi barındırır “hisse”lerinde.

101 Kısa Halk Hikâyesi için özenle seçilen örneklerin de sıraladığımız sıkıntılar (ve daha fazlası) karşısında -yer yer gülümsemelerin ötesinde- içimizi rahatlattığını, yeri geldiğinde taşı gediğine koymanın hiç de zor olmadığını fısıldadığını belirtelim. Burcu Yılmaz’ın desen ve vinyetleriyle hikâyelere kattığı hoş renklerin de altını çizerek koyalım noktayı.

101 Kısa Halk Hikâyesi / Süleyman Bulut / Resimleyen: Burcu Yılmaz / Can Çocuk / 216 s. / 10+ / 2022.