Sinemanın kalbi Antalya’da atacak
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu’yla bu yılki yenilikleri konuştuk.
Orhun AtmışAntalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1-8 Ekim tarihleri arasında izleyicilerle buluşacak. Festival, yine Türkiye’de ilk kez Antalya’da gösterilecek yarışma filmleri, Başka Bir Dünya ve Özel Gösterimler bölümlerinde yer alan ve merakla beklenen filmlerle dolu zengin bir programa sahip. Festival öncesi uzaktan, Zoom üzerinden festivalin yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu’yla konuşma fırsatı yakaladık.
"FİYATI ARTMAYAN TEK ŞEY"
Tam da biletlerin fiziksel satışa sunulduğu 27 Eylül’de (dijital ortamda 24 Eylül’de satışa çıkmıştı) yaptığımız keyifli görüşmede Antalyalıların festivale ilgisine de bizzat tanık oldum. Boyacıoğlu ile konuşmaya başladığımızda kamerasını AKM içindeki uzun bilet kuyruğuna çevirdi, metrelerce süren kuyruktan insanlar şikâyet etmeye bile başlamış. Bu ilginin nedeni çok net, çünkü bilet fiyatları indirimli 3, tam 5 TL. Yanlış okumadınız, yanlarına sıfır eklemeyi de unutmadık. Boyacıoğlu isabetli bir yorum yaparak, “Ülkede 4 yıldır fiyatı yükselmeyen tek şey bizim bilet fiyatlarımız” dedi.
KORTEJ GERİ DÖNÜYOR
Geçen yıl festivalde salgının etkisi hâlâ hissediliyordu. Hatta o meşhur kortej ikinci kez yapılamamış, festivale doğru vakaların artması nedeniyle filmler açık havaya alınmış, haliyle festival biraz kısıtlanmıştı. Boyacıoğlu, festivalin ilk gününde yapılan kortejin bu yıl geri döndüğünü de söylüyor.
Öte yandan festival mekânlarına kent merkezindeki 640 kişilik Doğu Garajı Kültür Merkezi salonu ve Yıldızların Altında 1 açık hava sineması (Karaalioğlu Parkı içi, Eski Atatürk Stadyumu) da eklenmiş. Buraların dışında gösterimler yine AKM Aspendos ve Perge salonlarında ve Yıldızların Altında 2 (AKM Doğan Hızlan Kütüphanesi Arkası) açık hava sinemasında izleyiciyle buluşacak.
Festivalin bu yılki en dikkat çekici yeniliklerinden birisi de Uzun Metraj Senaryo Yarışması. Bu yeniliği sorduğumuz Ahmet Boyacıoğlu, “Son zamanlarda çok küçük ve kişisel hikâyelerden oluşuyor sinemamız. Halbuki sinema tarihine geçmiş filmlere baktığınızda, çoğunluğu edebiyat uyarlaması. Türkiye’de hiç yapılmamış bir yarışma. İlgi çekti, 77 başvuru geldi. Onlardan ikisi seçildi, 80 ve 40 bin TL’lik ödülleri olacak” diye konuştu. Ödüllerin sahipleri açılış töreninde açıklanacak. Boyacıoğlu, kapanıştaki ödül töreninin 2.5 saatlik süresinin TV yayınları için sorun yarattığını ve töreni 70 dakikaya düşürmeye çalıştıklarını ifade etti.
LAWRENCE’IN ÖNEMİ (!)
Boyacıoğlu’dan festival tavsiyelerini de dinledik. Boyacıoğlu, çok önem verdiği gösterimlerden birinin “Arabistanlı Lawrence” olduğunu söyledi. Filmin 60. yılı olduğunu ve restore edildiğini dile getiren Boyacıoğlu, “Orijinali 195 dakika, bu 226 dakikalık bir versiyon. Sadece 1990’da Ankara ve İstanbul festivallerinde gösterildi. Halkımız bu filme hiç ulaşamadı, sansüre takıldı. Halbuki bence herkesin izlemesi gereken bir film. Önemli bir tarihi belge. Lawrence zaten İngiltere’de bile tartışma konusu olan, Nazi destekçisi bir kişi” diye konuştu. “Neden şimdi gösterildiği” sorusuna ise “ironiyle” yanıt verdi: “Türk-Arap dostluğuna (!) katkıda bulunmak istiyoruz.” Film, Birinci Dünya Savaşı’nda Arap kabilelerini Türk ordusuna karşı örgütleyen İngiliz casusu T.E. Lawrence’ı konu alıyor..