Sanat güncesi (21 Mayıs 2024)

Sanat dünyasından son haberler: sergiler, sanatçılar ve yaratıcılıkta yeni gelişmeler...

Güven Baykan

Tiyatro


Bursa DT “Yalan Makinası”


Bursa Devlet Tiyatrosu, izleyicilerini komedi türündeki "Yalan Makinası" adlı oyunla buluşturuyor. Vassily Sigarev'in yazdığı, Hüseyin Mevsim'in Türkçeye çevirdiği ve Murat Ozan'ın yönettiği bu eğlenceli oyunun konusu, eli maşalı bir kadın olan Nadya'nın, unutkan kocası Boris'in maaşını sakladığı yeri hatırlaması için eve bir hipnozcu çağırmasıyla başlıyor. Nadya'nın bu girişimiyle evde beklenmedik olaylar zinciri başlıyor ve ortalık karışıyor.


"Yalan Makinası" oyunu, 21, 22, 23, 24 ve 25 Mayıs tarihlerinde saat 20.00'de Ahmet Vefik Paşa Bursa Devlet Tiyatrosu'nda izleyiciyle buluşacak.


İstanbul DT “Acâibü’l Temaşa”


Oğuz Utku Güneş'in yazıp yönettiği "Acâibü’l Temaşa" adlı oyun, Üsküdar Tekel Sahnesi'nde tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. "Hakiki ile Hayalî’nin hudutlarında, tek celselik bir acâibü’l temaşa" sloganıyla sahnelenen oyun, dört fasılda tek celsede sunulan, beş aktörün 17 farklı rolü canlandırdığı bir gösteri olarak dikkat çekiyor. Hakiki ile hayalînin sınırlarında geçen bu doğaüstü temaşa, izleyicilere farklı bir tiyatro deneyimi sunmayı vaat ediyor. Hagop Ayvaz’ın "Acâibü’l Temaşa" adlı eserinden esinlenen oyun, fenni kanunların bildiğimiz gibi işlemediği, fertlerin günahlarının bedelini cihanda ödeyecekleri tek celselik bir dava olarak sahneleniyor.


Oyun, 21, 22, 23, 24 ve 25 Mayıs tarihlerinde saat 20.00'de Üsküdar Tekel Sahnesi'nde izlenebilir. Biletler tiyatro gişelerinden ve online platformlardan temin edilebilir. Tüm tiyatroseverler bu muhteşem gösteriyi kaçırmamalı.


İstanbul DT “Tamamen Doluyuz”


İstanbul Devlet Tiyatrosu, Becky Mode'un yazdığı ve Lale Eren Dalsar'ın Türkçeye çevirdiği "Tamamen Doluyuz" adlı oyunu sahnelemeye hazırlanıyor. Elif Erdal'ın yönettiği bu trajikomik oyun, 21-25 Mayıs tarihleri arasında Mecidiyeköy Stüdyo Sahne'de tiyatroseverlerle buluşacak.


Oyun, konservatuvarın oyunculuk bölümünden mezun olan genç Sam'in hikayesini anlatıyor. Kendi alanında iş bulamayan Sam, şehrin en lüks restoranlarından birinde rezervasyon görevlisi olarak çalışmaktadır. Noel tatili döneminde, restoranın bakımsız bodrum katında üç kişinin işini tek başına yapmaya çalışırken, patronlarının mantıksız istekleri ve zengin müşterilerin kaprisleriyle başa çıkmak zorundadır. Aynı zamanda ailesini ve dostlarını mutlu etmeye çalışarak, gittiği oyunculuk görüşmelerinden birinde olumlu cevap almanın hayalini kurar.


Sam'in içine düştüğü bu trajikomik ortamdan kurtulup asıl mesleğine dönüp dönemeyeceği, izleyicilere keyifli ve düşündürücü anlar yaşatacak.


"Tamamen Doluyuz" oyunu, 21, 22, 23, 24 ve 25 Mayıs tarihlerinde saat 18.00'de Mecidiyeköy Stüdyo Sahne'de izlenebilir. Biletler tiyatro gişelerinden ve online platformlardan temin edilebilir.


İstanbul DT “Bay Z.”


İstanbul Devlet Tiyatrosu, Bülent Usta'nın yazdığı ve Ali Atilla Şendil'in yönettiği "Bay Z." adlı oyunu tiyatroseverlerle buluşturuyor.


"Bay Z." güçlü ve korkulan bir patronun şirketinde geçen gerilim dolu bir hikayeyi anlatıyor. Şirketin denetiminden sorumlu dört üst düzey yönetici, kendilerini bir odada hapsedilmiş halde bulurlar. Şirketten büyük miktarda para çalınmış ve bu hırsızlık, denetçilerin gözünden kaçmıştır. Denetçilerin görevi, hatalarını düzeltmek ve aralarındaki suçluyu bulup ortaya çıkarmaktır. Bu süreçte yaşananlar, izleyicilere gerilim dolu anlar yaşatacak.


"Bay Z." oyunu, 21, 22, 23 ve 24 Mayıs tarihlerinde saat 18.00'de Üsküdar Stüdyo Sahnesi'nde izlenebilir.


Opera ve Bale


Samsun DOB “Saraydan Kız Kaçırma”


Samsun Devlet Opera ve Balesi, Wolfgang Amadeus Mozart'ın ünlü operası "Saraydan Kız Kaçırma"yı izleyicilerle buluşturmaya hazırlanıyor. 25 Mayıs Cumartesi günü saat 20.00'de Aydın Gün Salonu'nda sahnelenecek olan bu klasik eser, büyüleyici müziği ve etkileyici hikayesiyle dikkat çekiyor.


Opera, bir İspanyol soylusu olan Belmonte'nin, korsanlar tarafından kaçırılarak Osmanlılara satılan sevgilisi Konstanze'yi kurtarmak için Osmanlı topraklarına, Selim Paşa’nın köşküne gelmesiyle başlar. Selim Paşa, Konstanze'ye özel bir ilgi göstermekte, ancak Konstanze hem ondan çekinmekte hem de ona saygı duymaktadır. Belmonte’nin uşağı Pedrillo ve Pedrillo’nun nişanlısı Blondchen da bu kurtarma planında yer almaktadır. Paşa’nın uşağı Osmin ise Blondchen’da gözü olup, genç çiftlerin kaçış planlarını alt üst etmeye çalışır. Ancak, eserin sonunda Selim Paşa’nın âlicenap davranışı sayesinde genç aşıklar birbirine kavuşur ve Osmin bu duruma katlanmak zorunda kalır.


"Saraydan Kız Kaçırma", 25 Mayıs Cumartesi akşamı saat 20.00'de Aydın Gün Salonu'nda sahnelenecek. Biletler Samsun Devlet Opera ve Balesi gişelerinden ve online platformlardan temin edilebilir. Bu unutulmaz operayı kaçırmamak için tüm sanatseverler davetlidir.


Konser


CSO Ada Ankara / Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası - Szymon Nehring


Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), 24 Mayıs Cuma akşamı saat 20:00'de CSO Ada Ankara Ana Salon'da unutulmaz bir konserle müzikseverlerin karşısına çıkacak. Konseri, yıllardır Türkiye'de yaşayan ve Devlet Senfoni Orkestraları ile Devlet Opera ve Balesi'nde orkestra şefliği ve genel müzik direktörlüğü yapan Antonio Pirolli yönetecek. Pirolli, aynı zamanda radyo programlarıyla da Türkiye'deki çoksesli müziğe önemli katkılarda bulunmuş bir isim.


Konserin ilk bölümünde, Ludwig Van Beethoven'ın Do minör tonundaki Opus 37 sayılı 3 Numaralı Piyano Konçertosu seslendirilecek. Bu konçertonun solisti ise 29 yaşındaki yetenekli Polonyalı piyanist Szymon Nehring olacak. Nehring'in Beethoven'ın bu eserine getireceği yorum, büyük bir merakla bekleniyor.


Konserin ikinci bölümünde ise Aram Khachaturian'ın ünlü Spartacus ve Gayane bale süitlerinden seçkiler sunulacak. Bu bölümler, Khachaturian'ın eşsiz melodileri ve etkileyici ritimleriyle dinleyicilere unutulmaz anlar yaşatacak.


CSO Ada Ankara / Ölmeme Günü; İkinci Yeni Şarkılar


Türk edebiyatının en önemli akımlarından biri olan İkinci Yeni, Murat Cem Orhan’ın bestesiyle yeniden hayat buluyor. "Ölmeme Günü; İkinci Yeni Şarkılar" adlı eser, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Edip Cansever ve Cemal Süreya gibi edebiyatımızın büyük isimlerinin kesişen hayatlarından ilham alarak yaratıldı.


Eserin solistliğini Mert Fırat ve Evrim Özkaynak üstleniyor. Şairlerin şiirleri ve Tomris Uyar'ın günlük notları, müzikal bir diyalog içinde harmanlanarak izleyicilere dolu dolu bir sahne sunumu vaat ediyor. Bu performans, izleyicilere benzersiz bir edebiyat ve müzik deneyimi yaşatmayı hedefliyor.


"Ölmeme Günü; İkinci Yeni Şarkılar", 25 Mayıs Cumartesi günü saat 20.00'de CSO Ada Ankara Ana Salon’da ilk kez Ankaralı müzikseverlerle buluşacak. Biletler CSO Ada Ankara gişelerinden ve online platformlardan temin edilebilir. Bu özel geceyi kaçırmak istemeyenler, şimdiden yerlerini ayırtmalı.


Sergi


Çağdaş Sanatlar Merkezi / Yüzyılın Tanığı: Cumhuriyet


Cumhuriyet gazetesinin 100. yıl sergisi, gazetenin özgün ve ilkeli duruşunun yüz yıllık öyküsünü ziyaretçilere sunuyor. Atatürk'ün adını verdiği ve Yunus Nadi tarafından kurulan Cumhuriyet gazetesi, tarih boyunca birçok zorlukla karşılaştı. Ancak bu zorluklar, gazetenin direncini ve bağımsız tutumunu daha da pekiştirdi.


Gazete, sıkıyönetim yasakları, yazarların tutuklanması, işkence görmesi ve hatta öldürülmesi gibi zor zamanlardan geçti. Ancak Cumhuriyet'i Cumhuriyet yapan ilkeler ve düşünceler, her defasında güçlü bir şekilde ayakta durdu. Gazete, okurlarının ve ilkelerinin desteğiyle, basının özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak için mücadele etti. Cumhuriyet gazetesi, aynı zamanda gazetecilik alanında kendini geliştirmek isteyenler için bir okul işlevi gördü. Yıllarca, yazılı ve görsel basın alanı, Cumhuriyet okulundan yetişmiş gazetecilerle beslendi.


1992'de kurulan Cumhuriyet Vakfı'nın desteğiyle, Cumhuriyet gazetesi patron olmaksızın tek başına varlığını sürdürdü. Bu, dünya basın tarihinde benzerine pek rastlanmayan bir durumdur. Gazetenin varlığını sürdürmesinde en büyük etken, okurları, çalışanları, yazarlarının direnci ve çabasıdır. 100. yıl sergisi, 27 Mayıs tarihine kadar, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ziyaretçilerle buluşacak. Nice 100 yıllara ulaşma dileğiyle.


Fikret Otyam Sanat Merkezi " Bazı Görünmez İzler " Canan Demir


Sanatçı Canan Demir, 23 Mayıs - 23 Haziran tarihleri arasında Fikret Otyam Sanat Merkezi'nde sergilenecek olan "Bazı Görünmez İzler" adlı sergisinde kadın ve çeyiz imgelerinin yarattığı ve hafızada bıraktığı izleri odak noktasına alıyor. Demir’in çalışmaları, zaman zaman çocukluk ve genç kızlık anılarından, kimi zaman da kadın imgesine dair gerçeklerden besleniyor. Çeyizin zarafeti üzerinden yeni metaforlar yaratan sanatçı, kadınlara dair oluşturduğu sembollerin işaret ettiği anlamları ve anımsamaları yeniden kurguluyor.


Sanatçı, üretimlerinde muğlak olanı ortaya çıkarmak için anlamın izini sürüyor ve "Görünmez İzler" sergisi izleyiciye "ardında kalan" ile buluşma imkânı sunuyor. İzler, somut olarak var olduklarında görülebilirken, daha derinde olan izler fiziksel bir görüntü yaratmadan an’a ve geleceğe yön veriyor, geçmişin anılarını günümüze taşıyan izdüşümler oluşturuyor.


Demir, geleneksel el sanatlarında kullanılan motiflerin evrensel boyutlarına odaklanarak, bu motiflerin bir çeşit iletişim ve konuşma aracı olduğunu vurguluyor. Yaşadığımız hiçbir anı, geride kalanı değiştiremese de, yeni hafızalar ile geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kuruyor. Bu yolculukta görünmeyen izler bizi asıl gerçekliğe ulaştırıyor.

Fikret Otyam Sanat Merkezi / "Yeryüzü Cennet Değil" Şevket Arık


Şevket Arık'ın "Yeryüzü Cennet Değil" adlı sergisi, 23 Mayıs - 23 Haziran tarihleri arasında Fikret Otyam Sanat Merkezi'nde sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, cennet fikrinin başlangıçtan günümüze insanlığın düşünce dünyasında nasıl yer bulduğunu ve yeryüzünün bu bağlamda nasıl bir hesaplaşma arenasına dönüştüğünü ele alıyor.


Arık, çalışmalarında insanın doğa ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin günümüz dünyasında aldığı biçimi sorguluyor. Endüstriyel devrimle başlayan doğa tahribatı, çevre kirliliği, iklim değişikliği ve doğal yaşamın yok olması gibi konular serginin ana temalarını oluşturuyor. Ayrıca, insanlığın kendi arasında süregelen çatışmalar ve sosyal adaletsizlikler de sergide ele alınan önemli konular arasında yer alıyor.


Modern çağın ortaya koyduğu insan modeli üzerine sosyolojik bir analiz sunan Arık, "Doğadan Rol Çalan İnsan" temasını işlerken, etik yapılar, cinsiyet halleri, karakter dayatmaları ve bireylerin bu koşullar altında şekillenen kimliklerini mercek altına alıyor. Tüketim çılgınlığı, bencillik, bireycilik, teknoloji bağımlılığı, rekabetçi ortam ve sosyal adaletsizlik gibi unsurların bireyin mizacını nasıl şekillendirdiğini irdeleyen eserler, izleyicilere derin sorgulamalar sunuyor.


Kitap


Bilim ve Sanat Yayınları " Mutfak ve Kültür " – Linda Civitello


"Mutfak ve Kültür" Kitabı, Yemek Tarihine Keyifli Bir Yolculuk Sunuyor

Linda Civitello'nun yazdığı, Doç. Dr. Zeliha Nilüfer Nahya ve Saim Örnek'in çevirdiği "Mutfak ve Kültür" adlı kitap, insanlık tarihinin beslenme serüvenine ışık tutuyor. Kitap, yemeklerin sadece tat alma duyusunu tatmin etmediğini, aynı zamanda insanlık tarihinin anlatıcısı olduğunu vurguluyor.


Her şeyin ateşle, aşla, aşkla ve inançla başladığını belirten "Mutfak ve Kültür", çiğnediğimiz her lokma, yuttuğumuz her ekmek ve yediğimiz her yemeğin tarihsel bir anlatıya sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Kitap, yiyecek ve içeceklerin farklı topluluklarda nasıl kutsal sayıldığını veya yasaklandığını, bu durumların tarihsel ve kültürel sebeplerini sorguluyor.


İnsanlığın var olma çabasının hangi tatlarla keyif ve haz verdiğini araştıran eser, yemek kültürüne dair birçok soruya yanıt arıyor: Tuzu yemeğimize kimler attı? Hamuru yoğuran, ateşe veren ilk eller kimlerdi? Arpayı biraya, üzümü şaraba dönüştürenler kimlerdi? Bu dönüşümler nasıl, nerede ve ne zaman gerçekleşti?


"Mutfak ve Kültür", ateşle suyun (nehirlerin) buluştuğu yerlerde insanın beslenme tarihini anlatarak okuyucusunu geçmişe ve tarihe keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, sadece tat alarak değil, tarihsel ve kültürel bağlamlarıyla da okuyucusuna zengin bir okuma deneyimi sunuyor.


Bu eser, yemek kültürüne ilgi duyan herkes için hem eğitici hem de keyifli bir kaynak niteliğinde.