‘Şah-ı Merdan’a Talip Olanlar’

Prof. Dr. Ali Yaman tarafından kaleme alınan Şah-ı Merdan’a Talip Olanlar: Kızıbaşlar, Aleviler, Bektaşiler (La Kitap) adlı kitap bu alanda yazılmış kitaplardan en derli toplu olanı. Bu konuya ilgi duyan ama daha alfabesine bile başlangıç yapmayanların en çok yanıt aradığı “hangi kaynaktan başlamalı?” sorusudur. Yaman’ın kitabı bu grup için temel bilgilere ulaşacakları bir kitap niteliğinde. Yazarın hem akademisyen kimliği hem de gelenekten gelmesi nedeniyle ele aldığı konuyu görmek istediği gibi değil var olanı resmetmesi açısından titiz bir çalışma örneği

Miyase İlknur

Asırlar boyu kapalı bir yaşam sürmeleri nedeniyle haklarında yazılan kitapların neredeyse tamamı başkalarının kendileri hakkında dışarıdan yaptıkları gözlemlere dayanıyordu. Hep kendi dışındakilerin yazıp söyledikleriyle tarif edilmenin sıkıntısını yaşayan koca bir kitle 1990’lardan itibaren kamuoyunda daha görünür olunca bu kez de içeridekilerin bile isteye tahrifatına maruz kaldı.

Nesnel olanı değil kendine göre olması gerekeni tarif eden yayınlar özellikle geleneği yaşamamış genç nesilde ciddi kafa karışıklığına neden oldu. Belge yerine hayal gücünü kullanan nevzuhur yazar ve sözüm ona araştırmacıların kitapları, yüksek satış rakamlarına ulaşınca hızını alamayıp yine hayal güçlerinin sınırlarını zorlayarak yeni eserleri dolaşıma soktular.

Bu tip yazarların en büyük alıcısı da konuya bırakın hakim olmayı en temel bilgilerden dahi yoksun olan kitle oldu her zaman. Bilmeyeni kandırmak her zaman daha kolay olmuştur zira.

1990’LARDAKİ DÖNÜŞÜM VE ALEVİLİK ÜZERİNDEKİ YIPRATICI ETKİLERİ

Prof. Dr. Ali Yaman da Şah-ı Merdan’a Talip Olanlar: Kızıbaşlar, Aleviler, Bektaşiler (La Kitap) adlı kitabının önsözünde bu duruma şöyle dikkat çekiyor:

“1990’lı yıllara rastlayan üniversite öğrenciliğimiz yıllarımız içerisinde Türkiye önemli bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşümün Aleviler bakımından da önemli sonuçları olduğu görülmektedir. Bütün bu gelişmelerde bizim dikkatimizi çeken en önemli nokta, Aleviliğin çeşitli aktörce bir oyun alanı olarak görülmeye çalışılmasıydı.

Bu çerçevede çeşitli çevrelere mensup yazarlar, Aleviliğin ne olup olmadığından çok, Alevilikten ne anladıkları ve onu nasıl görmek istediklerini anlatıp durdular. Aleviliğin, etnik, mezhepsel ve ideolojik tutuculuk dışında ele almaya belki onların formasyonları, belki ideolojik, siyasal bakış açıları engel oluyordu.

Sonuçta bütün bu gelişmeler akademik ciddiyetten ve perspektiften yoksun, kimi yayınevlerinin tiraj ve kimi aktörlerin ideolojik kaygılarına dayalı bir tanımlama çeşitliliğine yol açtı. Konuya diaspora boyutu da dahil edilince oldukça karmaşık bir görünüm ortaya çıktı.

Kentleşme ile yaşanan bu süreç, Aleviliğin geleneksel yapısını özellikle manevi dünyalarını yavaşça dönüştürmekten, güncellemekten daha çok, geleneği reddetmeye kadar varan bir yıpranma süreci şekline girdi.”

TARİH VE GELENEKTEN UZAK YENİ BİR ALEVİLİĞİ İNŞA ÇABALARI

Bu alana ilgi duyan hemen herkesten en çok “hangi kitaptan başlamalıyım” sorusu gelmiştir. Adeta bir umman olan bu konuda pek çok yazılmış eser içinde yeni başlayanlar için önereceğimiz kitapların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ali Yaman’ın kitabı da bu açından bakıldığında umman da boğulmadan ilerlemek için iyi bir başlangıç kitabı.

Ali Yaman da bu kitabın amacının konuya yeni başlayanların ya da konuyla ilgili temel bilgilerini pekiştirmek isteyenlerin gereksinimlerinin karşılanması ve daha ileri düzeyde okumalar için bir temele kavuşmaları olduğunu belirtiyor.

Beş bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde terminoloji, kaynaklar, sözlü gelenek, yazılı kaynaklar, kimlik, nüfus ve coğrafi dağılım yer alıyor. Konuya terminoloji ile başlama nedenini yazar şu sözlerle açıklıyor:

“Son 20-30 yıl içerisinde Aleviliğe yönelik bilimsel metodolojiden uzak değerlendirmeler, siyasi-ideolojik amaçlarla tarih ve gelenekten uzak yeni bir Alevilik inşa çabaları Alevi terimi ve onunla ilgili terimlerin doğru bir şekilde anlaşılmasını önemli ve gerekli kılmaktadır.”

İkinci bölümde Alevi ve Bektaşi tarihinin özeti niteliğinde. Üçüncü bölüm inanç-ibadet-erkan konuları ayrıntılı olarak ele alınıyor. Dördüncü bölüm; edebiyat, müzik ve sanat konusunu işliyor. Son bölümde ise yakın dönem Alevi talep ve bildirgeleri hakkında bilgi veriyor.