Prof. Dr. Cengiz Kuday: ‘‘Yazmak benim için ebedileşmektir!’
Dünyanın sayılı beyin cerrahlarından Prof. Dr. Cengiz Kuday, Neşterden Keskin Kalem (Kırmızı Kedi Yayınevi) adlı kitabında, son 25 yıl içinde Cumhuriyet, Milliyet, Sözcü, Hürriyet, Bütün Dünya ve benzeri yayın organlarında farklı tarihlerde yayımlanmış olan bilim, felsefe, tarih gibi konular üzerine kaleme aldığı yazıları bir araya getiriyor. Prof. Dr. Cengiz Kuday’ın Türkiye’de ve dünyada olan olayları, çağının tanığı bir aydın sorumluluğuyla, tarihi bir bakış açısıyla ve felsefi çıkarımlarla destekleyerek kaleme aldığı bu yazılarının yanı sıra kendisiyle yapılan söyleşileri ve hakkında kaleme alınan yazılara da yer verdiği kitabında genç hekimlere öğütleri de yer alıyor.
Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap EkiFotoğraf: VEDAT ARIK
‘YAZMAK, DOĞRULARI YAZABİLMEK ÇOK GÜZEL BİR DUYGU!’
- Neşterden Keskin Kalem (Kırmızı Kedi Yayınevi) adlı kitabınız hangi yıllar arası ve hangi yayın organlarında yayımlanmış yazılarınızdan oluşuyor?
Yazmak benim için ebedileşmektir. Yazdığım zaman ömrümü aştığımı, ölümlü insan ömrünü yendiğimi ve sonsuzlukla bütünleştiğimi hissediyorum diyor çok kıymetli bir köşe yazarımız. Yazmak, doğruları yazabilmek çok güzel bir duygu.
Bu kitabımda son 25 yıl içinde Cumhuriyet, Milliyet, Sözcü, Hürriyet, Bütün Dünya ve benzeri yayın organlarında farklı tarihlerde yayımlanmış olan bilim, felsefe, tarih gibi konular üzerine kaleme aldığım bazı yazıları seçerek bir araya getirdim.
Bu kitaptan sonra da yeni yazılar kaleme alıp bunları bir araya getireceğim, gücüm yettiğince de yazmaya devam edeceğim.
RASHOMON ETKİSİ!
- Son 20 yılın siyasi ve sosyal olaylarına ilişkin değerlendirme ve incelemelerinizle gelişen ve anılarınızla da kimi otobiyografik bağlamda bileşen kitabınızın bu kapsamını, amacınızı ve yaklaşımınızı anlatır mısınız?
Köşe yazılarımda güncel olayları tarih ve felsefe süzgeçlerinden geçirerek yorumlamaya çalıştım. Yazılarımda Rashomon etkisi, birden fazla tanığın aynı olayı eşit derecede inandırıcı bir şekilde aktardığı durumlarda ortaya çıkıyor. Ben de benzer bir şekilde okuyuculara güncel olaylara alışılmışın dışında, çok daha farklı bir bakış açısı ile bakma şansı sunduğumu düşünüyorum.
Örneğin Gorbaçov’un Perestroika ve Glasnost adını verdiği reform çalışmaları Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ülkede politik üstünlüğünü kaybetmesine ve sonrasında da Sovyetler Birliği’nin dağılmasına neden oldu. Dolayısıyla bu politikayı uygulayan eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Başkanı Gorbaçov bazılarına göre bir vatansever bazılarına göre de bu ideolojiye ihanet etmiş bir lider olarak tanımlanır.
Aynı şekilde 1. Dünya Savaşı’nın kahraman Mareşalı Philippe Petain, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlarla anlaşarak Vichy hükümetini kurmuş ve Fransızları savaşın yıkıcı etkisinden bir nebze olsun kurtarmıştır. Bazılarına göre Philippe Petain halkı için prestijini feda etmiş bir milli kahraman, bazılarına göre de bir işbirlikçi vatan haini olarak tanımlanmıştır.
Bu örnekler çoğaltılabilir. Yazılarımda amacım olabildiğinde olaylara farklı bakış acıları ile bakmak ve okuyuculara farklı açılardan değerlendirme yapma olanağı vermektir.
Fotoğraf: VEDAT ARIK
‘HER ŞEYE RAĞMEN GELECEĞE ÜMİTLE BAKMAMIZ GEREKİR!’
- Kırılma noktaları, infial yaratmış dönüşüm sancılarıyla değişen ve dönüşen Türkiye’ye ilişkin kitabınızın başlıca tanıklıklarına ve tanık ettiklerine ilişkin düşünceniz?
Son 25 şeyde Türkiye’de çok şey değişti. O kadar çok kırılma anları yasadık ki... Ama kesin olan bir şey var ki bu yaşanan kırılma anları ülkemiz adına pek olumlu sonuçlar yaratmadı.
- Kitabınızın bu bağlamda dönemler arası nasıl bir kıyas sunmaktadır?
Her dönemi kendi şartları ile değerlendirmenin en doğru yol olduğuna inanıyorum. Her şeye rağmen geleceğe ümitle bakmamız gerekir. Şunu unutmayalım ki her yaşanan olay bir nehrin akışına benzer ve her akan nehir kendi doğru yolunu eninde sonunda yine kendi bulur.
‘USTA ÖĞRETMEN GÖSTERİR, BÜYÜK ÖĞRETMEN İLHAM VERİR!’
- Neşterden Keskin Kalem, yaşamınızda rehber edindiğiniz ülkünün ve esin kaynaklarınızın başarılarınızdaki rolünü ve başat kıssadan hisselerinizi burada da paylaşır mısınız?
Yaşamımızda rehber edindiğimiz ülkünün başlıca kaynağı aldığımız eğitimdir. Ve bu eğitimin kalitesini de eğitimi veren öğretmenlerimiz belirler. Usta öğretmen gösterir. Büyük öğretmen ise ilham verir. Ben çok şanslı bir insandım. Benim öğretmenlerim yalnız okullarda değil yaşamımın her devresinde bana ilham verdiler.
Yazılarıma yalnızca öğretmenlerim değil ayrıca sevgili eşim, oğullarım ve adeta ayaklı bir kütüphane olan ve genç yaşta kaybettiğim kayın biraderim, doktor hocalarım, çevremdeki dostlarım, hepsi benim için birer esin kaynağı oldular.
Ayrıca yaşamım boyunca bana en çok ilham veren ve yol gösteren anekdot hangisidir derseniz, zamanında çok değerli Aykut Erbengi hocamın vermiş olduğu Yüzbaşı Garcia ve yine çok değerli Hüsnü Göksel hocamın aktarmış olduğu Anka kuşu hikayeleridir. Bu iki unutulmaz örneğin detaylarını kitabımda bulacaksınız. Umarım beni bu denli etkileyen bu iki hikâye sizlerin de ilgisini çekecektir.