‘Paramparça Aşklar Köpekler’ filmi üzerine çeşitlemeler; ‘Karanlığın Taneleri’

Tarhan Gürhan’ın derlediği Karanlığın Taneleri (h2O Kitap), Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzáles Iñarritu’nun yönettiği Amores Perros (Paramparça Aşklar Köpekler) filmine ilişkin bir dizi film eleştirisinden ve filmden esinle yazılmış şiirlerden ve düzyazılardan oluşuyor.

Ezgi Gürhan

Tarhan Gürhan’ın, Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzáles Iñarritu’nun yönettiği Amores Perros (Paramparça Aşklar Köpekler) filmine ilişkin kaleme alınmış yazılmış bir dizi film eleştirisinden ve filmden esinle yazılmış şiirlerden ve düz yazılardan oluşan yeni derlemesi Karanlığın Taneleri-Bir Film Üzerine 17 Çeşitleme’de (h2O Kitap) kimler yok ki; Haydar Ergülen, Hakan Günday, Hüseyin Alemdar, Esme Aras, Fatih Atilla, Enis Akın, Beril Azizoğlu, Kurtuluş Özyazıcı, Pembe Behçetoğulları, Hayati Bâki, Ali Datlı, Asuman Susam, Makbule Aras Eivazi, Sinem Cezayirli, Yaşar Sökmensüer, Dr. Cengis Asiltürk

Sinema endüstrisinin farklı alanlarında çalışan yazarların eserlerini içeren bu zengin antoloji, her bir metinde filmin ve yönetmeni Iñarritu’nun izleyicide yaratmaya çalıştığı duygulara ve mesajlara farklı yorumlarda bulunuyor. Filmin insanın doğası ile ilgili yorumunu inceleyerek filmin ana temalarını işliyor.

Filmde yer alan olayların ve mesajların evrenselliğinin özellikle vurgulandığı metinlerde, insanoğlunun vahşete, bencilliğe, doğal olmayan bir güç arzusuna olan eğilimi ele alınıyor. İlişkilerimizin, doğamızın, toplumlarımızın, varoluşumuzun çok yönlülüğü, karmaşıklığı işleniyor.

En çok da bu nedenle çok yönlü bir derleme Paramparça Aşklar Köpekler filminin konusundan müzik seçimlerine, ışığına, kadrajına kadar ayrıntılarıyla irdelendiği Karanlığın Taneleri. İçinde ne ararsan var; şiir, film eleştirisi, deneme, deneysel düzyazı. Kimisi insan doğasına, kimisi aşk ile kimisi toplumsal değerler ve sınıf ayrılıklarına odaklanıyor.

Makbule Aras Eivazi metninde insanın kötülüğe olan yatkınlığının ve açgözlülüğünün altını çiziyor. “İnsan kötülükle kuşatılmıştır çünkü kendisi de kötülük yapmaktan çekinmez,” sözleri ise, filozof Hanna Arendt’in Kötülüğün Sıradanlığı’nda ele aldığı savı andırıyor.

İnsan gerçekten de toplumun yargısı altında olmadığı sürece ve yaptığı kötülükten kendini azat edebildiği sürece, vahşeti, açgözlülüğü, kötülüğü ahlaki değerlere tercih eden bir canlıdır.

Sinem Cezayirli ise metninde bu filmin, olaylara atfettiğimiz ahlaki değerlerin nasıl zannettiğimiz kadar siyah beyaz olmadığını anımsatışını vurguluyor.

Yaşar Sökmensüer daha deneysel bir yaklaşımda, kurgu ve kurgusal olmayan yazım biçimlerinde yazarken, Dr. Cengis Asiltürk Paramparça Aşklar Köpekler’i kamera açıları ve kullanılan çekim teknikleri ile inceliyor.

Filmi izlememiş bir okuyucuya, “Ne varmış bu filmde, izlesem mi?” dedirten yazılar hepsi de. İzlemiş ve beğenmiş olanlara yeni yorumlarla yeni bakış açıları sunarken; izlemiş ancak beğenmemiş olanları ise filmin derinliğini ve ele aldığı konuları yeniden gözden geçirmeye davet ediyor.

AmoresPerros filminin “kitaplaştırılması” olarak anılsa bile Karanlığın Taneleri, filmden bağımsız olarak da kendi kimliğini yarattığını da vurgulayalım.