Orkestra şefi Nisan Ak müziğin erişilebilir olması için çabalıyor

Orkestra şefi Nisan Ak, son yıllarda ismini sıkça duymaya başladığımız müzisyenlerden. 1991 doğumlu şef, üniversiteden mezun olduktan sonra eğitimini sürdürmek için gittiği ABD’de yaşıyor. Ancak alışılagelmiş göç senaryolarının aksine Türkiye’yle bağını hiç koparmıyor.

Orhun Atmış

Genç şef Nisan Ak, sosyal medyaya çektiği videolarla müziği herkes için “anlaşılabilir” ve “erişilebilir” kılmak için çabalıyor. Geçmişte kendi sosyal medya ve YouTube hesaplarından yaptığı müzikle ilgili bilgilendirici videolara şimdi Kutsal Motor’un YouTube kanalındaki “Konuş Maestra” isimli program da eklendi.

Orkestra şefliği ve klasik müziğe dair merak edilenleri yanıtlayarak başlayan seri, şu ana kadar 90’ların pop nostaljisinin analizinden ünlü film ve dizi müziklerinin çağrıştırdıklarına uzanan bir yelpazede müziğin bambaşka formlarına ayna tuttu. İlk beş bölümü yayımlanan “Konuş Maestra”, klasik müziğe dair önyargıları yıkarak eğlenceli ve multidisipliner bir anlatı sunuyor. (Erkek orkestra şefleri için maestro kelimesi kullanılırken kadın şefler maestra olarak anılıyor.)

Öte yandan Nisan Ak, 9 Mayıs’ta Borusan Filarmoni Orkestrası’yla (BİFO) birlikte piyanist Zee Zee’ye Zorlu PSM’deki konserde eşlik edecek. BİFO’nun sezonunu kapatacak konserde, besteci Zeynep Gedizlioğlu’nun Borusan’ın siparişi üzerine bestelediği eserin dünya prömiyeri yapılacak. “Ben üniversiteyi bitirene kadar Türkiye’de okudum. Şimdi uzakta olabilirim ama kendimi hâlâ çok borçlu hissediyorum. Sanki müziği anlatmak, herkese erişilebilir hale getirmek benim Türkiye’ye verebileceğim en iyi hediye gibi hissediyorum. Bu his belki bir gün sakinler ama o zamana kadar çalışmaya devam” diyen Nisan Ak ile konuştuk. 

"EN İLGİMİ ÇEKEN SORU"

Bir müzisyen orkestra şefi olmayı neden tercih eder? Siz neden bu yolda ilerliyorsunuz? 

Benim çok ilgimi çeken bir soru aslında bu. Hep de soruyorum etrafımdaki şeflere. Nasıl karar verdin nasıl başladın diye... Birkaç yaklaşım var. Genel olarak başlangıçlar hep bir şekilde çaldıkları orkestrayı yöneterek oluyor ama benim sorum bu değil. Neden seviyorsun dediğimde de ya seçim yapma, sorumluluk duygusu gibi şeyleri seviyorlar ya da hizmet etmeyi. Benim için daha çok ikinci sebep geçerli. Ben çocukluğumdan beri organizasyon, planlama gibi şeyleri ve müziği çok sevdim. Orkestra şefliği de böyle bir şey. Müzik ortaya çıkana kadar müziğin her yönüne hizmet ediyorsun, organize ediyorsun. Sonunda da ortaya bir ürün çıkıyor. Benim için çok heyecanlı bir süreç bu. 

Kendi sosyal medya hesaplarınızdan program içeriği tarzında paylaşımlar yapıyordunuz, Kutsal Motor’la işbirliği nasıl gelişti?

Ben hâlâ Instagram’da daha kısa formatta içeriklerime devam ediyorum (@chillharmonic). YouTube’da kendi kanalımda bir şeyler yapmaya çalışıyordum ama iki problemim vardı. Hem kamerakurgu gibi işlerde çok kötüyüm hem de bunları öğrenecek zamanım yok. Evde her şeyi kendi başıma yapmaya çalıştığımda da çok bunalıyordum. Kutsal Motor harika bir işbirliği oldu. Hem daha eğlenceli bir soluk getirdiler hem de üzerimden büyük bir yük aldılar. 

"BÖLÜMLER ÇOK EĞLENCELİ"

Program 10 bölüm sürecek sanırım. Neler konuşulacak?

Biz çektik ilk 10 bölümü. Ama bu heyecanımız devam ederse ikinci sezonu da çekeriz bence. Kendi yaptığım teorik videolardan farklı oldu. Daha eğlenceli ve erişilebilir buldum bu formatı açıkçası. Film müziğinden tutun benim dizi müziklerinden senaryo tahmin etmeme kadar çok eğlenceli bölümler var. Beklerim (gülüyor).

Rol modelleriniz var mı?

Leonard Bernstein TV’de müziği erişilebilir bir dille anlatmaya çalışan ilk müzisyenlerden biri. Beni onun anlatımı gerçekten derinden etkiledi.

"TÜRKİYE İÇİN BU SAYILAR BİR HİÇ"

Size göre Türkiye’de klasik müzik yeterince ilgi görmüyor yorumları doğru mu? Bu konu açıldığında “konserlerin yapıldığı yerlerde biletler bitiyor” denir örneğin... Klasik müziğin gelişmiş olduğu ülkelerde Türkiye’den farklı olan ne?

Evet biletler bitmiş oluyor da Türkiye’de toplam altı tane devlet orkestrası var. Onun dışında da iki elin parmağını geçmeyecek sayıda devamlı konser yapan özel orkestra var. 85+ milyona ulaşan ülkede neredeyse hiç bu sayı. Şöyle karşılaştırma yapayım. Ben Güney Karolina eyaletinde yaşıyorum. 5 milyon küsur insan yaşıyor toplam. 20 tane senfoni orkestrası var ve iki sene önceki rapora göre 20 orkestranın toplam 11 milyon dolar hasılatı var. Bu ciddi bir rakam. Bununla geçim sağlayan çok fazla müzisyen var. Aynı şekilde konserlere katılan on binlerce seyirci var her ay. Unutmayın bu 50 eyaletten sadece bir tanesi. Bu sayılara ulaşalım önce, sonra biletler bitiyor mu bitmiyor mu onun tartışmasını yapalım. Şu andaki konser sayısı zaten süper “niş” bir seyirciden daha fazlasını davet edemiyor.