Olafur Eliasson, İstanbul Modern için üretti

İstanbul Modern, tüm dünyada gerçekleştirdiği proje ve yapıtlarıyla büyük ilgi gören Kuzey Avrupalı sanatçı Olafur Eliasson’un 30 yıllık kariyerinden kapsamlı bir seçkiye ev sahipliği yapıyor.

Gülçin Gülan

İstanbul Modern, tüm dünyada gerçekleştirdiği proje ve yapıtlarıyla büyük ilgi gören Kuzey Avrupalı sanatçı Olafur Eliasson’un 30 yıllık kariyerinden kapsamlı bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Daha önce İstanbul Bienali dolayısıyla tanıştığı Türkiye'de açtığı bu ilginç sergi "Olafur Eliasson: Senin beklenmedik karşılaşman” 7 Haziran 2024–9 Şubat 2025 tarihleri arasında İstanbul Modern’in ikinci katında sanatseverlerle buluşacak. 

Sergide sanatçının Boğaziçi ve müze mekanından etkilenerek yaptığı yeni üretimler de dahil olmak üzere 40’a yakın yapıt yer alıyor. Eliasson, her insanın hayatında önemli yeri olan su, ışık, renk, ayna, cam, algı, hareket, geometri ve çevre gibi konulara odaklanıyor ve onları çarpıcı bir şekilde yorumluyor. Sanatçının işlerinin en ilginci yanı da bazı eserlerin izleyiciler içine girdikçe anlam kazanması. 

Küratörlüğünü, müzenin ekibinden Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun ve Ümit Mesc'nin üstlendiği sergi tam da sanatçının ifade ettiği gibi üretimleri keşfe davet ettiği izleyiciyle karşı karşıya geldiğinde hatta bazen içine girdiğinde tamamlanıyor. 

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı katıldığı basın toplantısında; "Olafur Eliasson’u müzemizin 20. yılında izleyicilerimizle buluşturduğumuz için çok mutluyuz. İstanbul Modern’in güncel dönüşümlere işaret eden uluslararası ve kapsamlı çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapma misyonunu sürdürüyoruz. Eliasson için günümüzün en önemli konularından biri iklim krizi. Sanatçının sergisini 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün hemen ertesinde açmanın da anlamlı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Sergiye dair bilgiler veren Eliasson da, 1997’de Rosa Martínez küratörlüğünde “Yaşam, Güzellik, Çeviriler/Aktarımlar ve Diğer Güçlükler Üstüne” başlığıyla düzenlenen 5. Uluslararası İstanbul Bienali’ne “Beauty” (Güzelik) adlı yapıtıyla katıldığını hatırlatarak; "30 yıl önce İstanbul'la yaşadığım bu karşılaşma olmasaydı, bugün olduğum sanatçı olmazdım" diyerek İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın düzenlediği İstanbul Bienali'nin sanatçıların yaratma süreçlerinde önemli rol oynadığının örneğini verdi.