Ödüllü yönetmen Ferit Karahan: 'Bir korku kafesindeyiz'
Geçen yılın en çok ödül kazanan filmlerinden “Okul Tıraşı” bu hafta vizyona girdi. Yönetmen Ferit Karahan ile hem filmini hem ülkenin durumunu konuştuk.
Emrah KolukısaFerit Karahan, ilk gösterimi Berlin Film Festivali’nde (2021) yapan filmi “Okul Tıraşı” ile dünyayı dolaştı desek yeridir. Türkiye’de de Antalya ve Ankara film festivallerinde yarışan film, son 1.5 yıl içinde en çok ödül alan yerli yapım oldu. Başlıca rollerini Ekin Koç, Samet Yıldız, Mahir İpek ve Cansu Fırıncı’nın paylaştığı, senaryosunu Gülistan Acet ve Ferit Karahan’ın kaleme aldığı film, zorlu kış şartlarının hüküm sürdüğü doğudaki bir ilkokulda geçiyor ve oyuncu kadrosunda çok sayıda çocuk da yer alıyor. Nihayet Türkiye’de bu hafta vizyona giren film vesilesiyle biz de Karahan’a ulaştık ve aklımızdaki soruları yönelttik.
HERKESİN HİKÂYESİ
- Daha önce filmle ilgili konuştuğumuzda yurtdışındaki izleyicilerin bizim yaşadığımız hayatı distopya gibi gördüklerini söylemiştin. Şimdi “Okul Tıraşı” nihayet yerli izleyiciyle buluşuyor. Sence onlar nasıl bir memleket manzarası görecek? Bildikleri bir manzara mı olacak bu örneğin, yoksa yabancısı oldukları değişik bir Türkiye mi?
Türkiye farklı bir ülke gerçekten. Milyonlarca insan bu benim hikâyem, eksiği var fazlası yok diyecek! Şanslı bir kesim için de bilmedikleri bir dünyanın kapıları aralanmış olacak. En nihayetinde yaşamının bir döneminde okula, hastaneye veya fabrikaya gitmiş her kesimden insanın bu hikâyeye benzer bir durumda kaldığını öngörebiliriz. Diğer ülkelerdeki gösterimlerden farklı olarak aslında biz, kendi insanımıza hikâye anlatmaya çalışıyoruz. Fakat her iki seçenekte de ben filmi seveceklerini düşünüyorum.
- Doğu’daki bir okulda okuyan çocuklar ve onların öğretmenleri etrafına kurguladığın “Okul Tıraşı” çok sayıda ödül aldı, hem Türkiye’de hem yurtdışında. Bu kadar çok ödül almak ne hissettiriyor sana? Şaşırdın mı, bekliyor muydun?
Ben derdimi anlatıyorum, ödülleri veya festivalleri düşünmüyorum filmi yaparken. Ödüller ve festivaller, filmin tanıtımı ve bütün dünyada insanlara ulaşması için önemli bir tramplen. Örneğin Türkiye’de veya Fransa’da bir festivalde filmi gösterirsiniz, dağıtımcılar beğenir ve film insanlara ulaşır. Fakat buradaki esas durum seyirciye ulaşmaktır. Film tam anlamıyla o zaman tamamlanmış olur.
"EKONOMİK VE AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ VAR"
- Senin filminde işlenmemekle beraber bugün Türkiye’de ciddi bir çocuk istismarı var. Çocuk intiharları gitgide artıyor. Cinsel taciz, tecavüz, yurtlardaki şiddet haberleri gırla... Buradaki temel sorun ne sence?
Şu an Türkiye’de iki temel sorun var, ekonomik ve ahlaki çöküntü. Dikkatli bakıldığında bu iki sorunun birbirine bağlı olduğunu görebiliriz. Herkes bir korku kafesinde yaşıyor! Bu kafes, bazısı için iktidarken bir diğeri için toplum ya da aile olabiliyor. Korkudan kaynaklı yalan ve kendi arzusunu gerçekleştirmek için her yolun mübah olduğunu düşünen ve bütün bunlara sessiz kalan insan sayısı her geçen gün artıyor. Tamamen bir akıl tutulması yaşıyoruz. Yeni bir cehennemimiz var artık. Kötülük o kadar sıradanlaşmış ki artık, kötülüğe dair bir haber dahi okumak banalleşti. Francisco Goya, “Aklın uykusu canavarlar yaratır” der. Tamamen böyle bir atmosferde yaşıyoruz maalesef. Köklü bir eğitim ve ahlaki programa ihtiyacımız var ve bu yönüyle aslında bizim filmde anlattığımız duruma tekabül ediyor.
"AGRESİF" OLACAK
- Filmin yaz aylarında vizyona girmesi senin fikrin miydi? Yeterince izleyiciye ulaşacak mı bu takvimde?
Filmi aslında mart ayında vizyona koymayı düşünüyorduk; fakat hem Covid-19 pandemisi hem de sinemalardaki yoğunluk bizi o dönemde filmi göstermekten alıkoydu. Bizim Kanat (Doğramacı) ile aldığımız bir karardı ve doğru zaman olacağını umuyorum. Yaz aylarında da birçok insan film izlemeye gidiyor ve bizim filmin bir karşılığının olacağını ümit ediyoruz.
- Sıradaki projenden bahsedelim mi biraz da? Yine “Okul Tıraşı”ndaki gibi zor bir konuya mı eğileceksin?
Henüz senaryo üzerinde çalışıyoruz fakat daha agresif ve politik bir film olacağını öngörüyorum. Yazarken herhangi bir oyuncu düşünmüyorum. Daha çok yeni bir biçim ve yeni bir muhteva arayışı içindeyim. Filmi izleyecek insanların yeni bir deneyim edinmeleri benim için önemli.