Netflix’in yeni korku dizisi ‘Arşiv 81’, merak uyandırmayı başarıyor

Kâbus ve gerçeğin birbirine karıştığı, gizemli, sırlarla dolu dizide adeta başroldeki Dan karakteri ile siz de bir an önce ne olup bittiğini öğrenmek istiyorsunuz. Dizinin paranormal gerilim hikâyesi geçmiş travmatik hikâyelerin dramıyla iyice güçleniyor. İşin içine bir de tarikat ve kurban ayinleri girdiğinde, izleyici olarak kendinizi aynı girdabın içinde buluyorsunuz.

Cenk Erdem

Literatüre göre zihni en iyi boşaltan film türü korku. Netflix’in yeni dizisi “Archive 81” tam da bu tarife uyuyor. İyi bir korku hikâyesinde olması gerektiği gibi merak uyandırarak ilerlerken, gizem ve gerilim kol kola gidiyor. Başrolde iki yeni isimle karşılaşıyoruz. Dan Turner karakterini canlandıran Mamoudou Athie ve Melody Pendras rolündeki Dina Shihabi. Diziyi bir solukta bitirdikten sonra dizi boyunca özellikle Melody rolündeki performansına bayıldığım Dina’yı elbette keyifle araştırdım. Riyad doğumlu, Suudi Arabistan asıllı bir aktris olarak Amerikan sinemasına şahane transfer. Ailesi Avrupa ve Suudi melezi, babası yarı Norveçli. 18 yaşında New York’a gelmiş, New York’taki meşhur köklü konservatuvar Juilliard’a kabul edilen ilk Suudi olmuş. Dizideki performansı kusursuz. Yeni bir korku kraliçesi kazanırsak şaşırmam. 

ESRARENGİZ YANGIN

Dizinin en çekici tarafı ikili bir anlatımla zekice kurgusu. Film arşivcisi Dan Turner, gizemli ve tehlikeli olduğu izlenimini yaratan zengin iş insanı Virgil Davenport tarafından New York’ta Visser adlı apartmanda 1994 yılında çıkan esrarengiz yangından geriye kalan kasetleri onarmak için işe alınıyor. Bu kasetlerde o tarihte 1920’de yanan bir malikanenin yerine inşa edilen Visser apartmanının sakinlerinin yaşam hikâyelerini kaydeden Melody ile tanışıyoruz. Kasetler onarıldıkça, hikâyenin içine giriyoruz. Paralel olarak, hem Dan karakterinin kâbuslarını, halüsinasyonlarını takip ediyor hem de Melody’nin kaydettiği hikâyelerde bir tarikatın izini sürüyoruz. 

KARANLIK ARŞİVLER... 

Dan, Davenport’un 100 bin dolar teklifiyle, ıssız bir binada her türlü teknolojik ekipmanla, adeta efsanevi “The Shining” filmini hatırlatırcasına bu kez otel değil de izole bir malikanede hummalı bir çalışmaya girişiyor. Bu arada Dan’in en yakın arkadaşı Mark Higgins rolünde “How to get away with murder” dizisiyle tanıdığımız oyuncu Matt McGorry var. (Matt çok kilo almış, dedikodu da yapayım). Hikâyede Mark, “Gizemli Sinyaller” adında bir podcast yapan varlıklı bir ailenin meşhur oğlu ve telefon ve internet çekmeyen malikanede Dan’in merak ettiği ne varsa, ormandan telefonun çektiği anlarda Dan ulaşır ulaşmaz Google görevi üstleniyor, araştırıyor. Dizide tekrar eden gizemli müzik, sağlam ruh çağırma seansı, izlediğimiz kayıtlar, tuhaf komşular ve yangında cesetleri bulunamayan 13 kiracı. Arşiv 81, bu türde olması gerektiği gibi kendinizi sürece teslim ederseniz harika bir iş çıkarıyor. Heyecanlandırıyor, şaşırtıyor, ters köşelerle karanlık koridorlarda ve arşivlerde gerilimi tutturuyor. Üzerine, “bu niye böyle oldu şimdi?” diye çok da düşünmezseniz, büyük zevk alabileceğiniz bir gerilim hikâyesi.