Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği ‘Barda Son Gece’ cinsiyet ayrımcılıklarını ele alıyor: Kadın olmak zor!

Tiyatro Pera yolculuğuna Sıraselviler’de başlamıştı, binayı boşaltmaları gerekince kendilerine Şişli’de harika bir tiyatro yarattılar. Nesrin Kazankaya, Türk tiyatrosuna sayısız eser kazandırmış, durmadan üreten bir sanatçı.

Öznur Oğraş Çolak

Tiyatro Pera’yı yaklaşık 22 yıldır ayakta tutmak için çabalayan Kazankaya ve ekibinin çabaları takdire değer. Bu hikâyede alın teri başrolde. Daha uzun yıllar Tiyatro Pera’yı kendi evinde, yani Şişli’de görmek istiyoruz. 

GÜNCELE GÖNDERME

Tiyatro Pera’da önceki akşam sezonun son oyunu “Barda Son Gece” sergilendi. Oyunda üç kadının öyküsüne tanık oluyoruz. Aynı zamanda güncele de gönderme yapan oyunda, kadına şiddetin sıradanlaştığı, hukukun olmadığı erkek egemen bir coğrafyada kadın olmanın zorluğu ele alınıyor. Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği “Barda Son Gece”nin dramaturjisi Şafak Eruyar’a, dekoru Sabahattin Özbakır’a, kostümü Nesrin Kazankaya’ya, ışığı Muhammet Saki’ye ait. Oyunda, Başak Meşe, Zeynep Er, Gökçe Burcu Zümrüt rol alıyor.

OYUNUN KONUSU

Oyunda İstanbul Sözleşmesin’den bugünün göçmen sorununa, kadın haklarından, aşktan yalnızlığa uzanan sohbetlerine piyano ve şarkılar da eşlik ediyor. İstanbul’da bir caz bar. Gece yarısı. Bar çoktan kapanmış. Farklı sınıf ve kültürden üç kadın rastlantı sonucu bu barda bir araya geliyor. Kadınlardan biri iyi eğitim almış bir piyanist ve caz vokalisti. Diğeri ise popüler müzikte deneyimli bir şarkıcı. Cazdan popa, türkülere uzanan bir seçkide söylenen şarkılarla kırık yaşamlar, ilişkiler, özlemler, kadın ve göçmen olmanın zorlukları dile getiriliyor. Kimlikleri yüzünden yanlış anlaşılmalar durumu kendiliğinden bir komediye dönüştürüyor. Oyunun dekoru sade bir bar görüntüsü, müzikleri ise canlı olarak oyunculardan dinliyoruz.