Ne istedi de verildi
Türk bestecisi Muammer Sun’un sonsuzluğa göçünün ardından bir yıl geçti.
Ersin AntepBahaneye ayıracağınız zamanı, emek sarf etmek için ayırırsanız, mutlaka başarırsınız! Ve hakkınız olanı istemeyi, savunmayı bilmek; gayrısında gözünüzün olmaması erdemdir. Türk bestecisi Muammer Sun’un sonsuzluğa göçünün ardından bir yıl geçti.
Askeri Mızıka Okulu’nda öğrenciyken besteci olmaya karar verdi, yasal başvuruda bulundu. “Mevzuat uymadığı” için “uygun görülmedi” ve firar ederek askerlikten çıkarıldı. 21 yaşında yüklü bir tazminat ödemek durumunda kaldı. (Yalnız hocası Adnan Saygun girişimde bulundu ve Milli Savunma Bakanlığı’na giderek tazminatın, Milli Eğitim’de zorunlu hizmet görevine dönüştürülmesini önerdi, kabul edilmedi.) “Yurt Renkleri” eserini bestelemeye başladı.
Ankara Devlet Konservatuvarı’nda olan kadrosu, askerlik sonrası iptal edildi, dört çocuklu bir baba olarak işsiz kaldı. Askerdeyken “Ağaç Türküsü”, ardından “Seni Sevdim Diye” ile “Çek Şarabı” yapıtlarını yazdı. “Bölge Konservatuvarları” fikrini ve ardından arkadaşlarıyla “Türk Kalarak Çağdaşlaşmak” felsefesiyle atılacak kültürel adımları paylaştı.
23 Haziran 1971’de Muammer Sun, TRT’deki odasından, sıkıyönetim makamlarınca aldırılarak tutuklandı ve Dışkapı’daki Yıldırım Merkez Komutanlığı’na götürüldü. Ekim ayında İzmir’de uluslararası nitelikte düzenlenecek ordu milli takımları “Akdeniz Oyunları” için “İzmir Şenliği”ni besteledi. 1972’de yine gözaltına alındı ve beraat etti. Gözaltına alındığı süreçlerde baskı ve işkence gördü. Eşinden nota kâğıdı ve kalem istedi, konservatuvarda bütünlemeye bıraktığı (değerli bir eğitimci ve besteci olacak olan) 10 yaşındaki oğlu İlteriş’e çalışması için hazırladığı çalışmalardan, tüm Türkiye’nin yararlanacağı “Solfej” kitabını yazdı. İlk adı “Saygın Sevi” olan “Sevginin Bedeli” balesini besteledi.
Yayınevi, eserlerini telif ödemeden bastı, 70’lerinden sonra zeytin fidanı diker gibi yayınevi kurdu. Ünlü(!) bir pop şarkıcısı 40 yıl önce plağa basılan şarkısını “yeni şarkısı” olarak yayımladı. Mahkemenin kararını görmeye ömrü vefa etmedi.
Sonsuzluğa göç edişinin birinci yılında ardından “Ne istedi de verildi ve o ne verdi?” diye düşününce şunlar geliyor akla: Yokluk yaşadı, hapsedildi, işkence gördü; eser üretti. Dolandırıldı, hakkı yendi; parasız kaldı, çocuklarına armağan şarkı besteledi. Her ne olursa olsun “bahane” kelimesini bilmedi. Yarıda bıraktıklarıyla değil, ürettikleri ve emek sarf ettikleriyle yaşıyor. Muammer Sun, “Vatan Bestekârı”... Muammer Sun, Türk Bestecisi... Yaşayacak... Ruhuna saygı ve minnetle... ersin@muzikoloji.org
(Adına düzenlenecek “Bestecilik, Fikir İnsanı ve Müzik Eğitimciliği Boyutlarıyla Muammer Sun Sempozyumu”, 22-24 Mart 2022’de Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı ev sahipliğinde gerçekleşecek.)
Kaynak: Sinemis Adige Sun “Karnında Güneş Olan Adam: Muammer Sun”; Ankara: Sevda Cenap And Müzik Vakfı Yayınları, 2011