Murat Ülker: ‘Kitaplar benim değil’

Yıldız Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat Ülker'in 'Hayatın İpuçları 3: Zor Konuların Yalın Anlatımı' kitabı yayımlandı.

Yazgülü Aldoğan

Murat Ülker, Yıldız Holding’in başındayken holding de kendisi de uzun süre medyaya uzak durdu. İlk kez karşımıza çıkmaya karar verdiğinde hepimizde bir merak. Onu, önyargılarımın aksine, çok renkli, çok zeki ve bilgili bulmuş, sohbetinden keyif almıştım. Aradan uzun yıllar geçti. Murat Bey, holdingin başından ayrıldı. Yönetim kurulunda üye ama daha çok, yazıyor, çiziyor, düşünüyor. Blogunda yazdığı yazılarını (kaynakçalı, hatta QR kodlu) derleyip toparlayıp Sabri Ülker Vakfı adına kitap yapıyorlar, vakfa gelir sağlanıyor. Son yayımlanan kitabının tanıtım toplantısında tekrar bir araya gelince yıllar içinde daha da bilge olduğunu gözlemlemek hoş. Yine açık sözlü, esprili. Bu sohbetin bu sayfada yer almasının nedeni, kitabın içinde “sanat”la ilgili uzunca bir bölümün olması. 

SANATA DÜŞKÜN

Bilindiği gibi Murat Ülker, aynı zamanda iyi bir koleksiyoner, sanat takipçisi. Sanatla ilgilenmesinin nedenini, güzeli sevmek ve yaşama kalite getirmesi olarak açıklıyor. “Sanat bir estetik duygusu veriyor, keşke herkeste olsa. Modern sanatla ilgilenerek başka bir dünya gördüm, entelektüel bir açılım oluyor çalışanlar için de.” diyor. Çünkü onları çalışanlarla paylaşıyor: “Sanat mutluluktur, paylaştıkça çoğalır”! 

Ya kitaplar? Çocukken babası sadece Red Kit okumalarına izin verirmiş. Şimdi Red Kit NFT’si almak için çalışma yapıyorlar! Pandemi döneminde kitap okumaya ve yazmaya çok vakit bulmuş. Ama kitapları elinde tutmuyor. Okuyor ve paylaşıyor, evinde kütüphanesi bile yok. Aslında sadece yollanan kitaplardan bile ismine koca bir kütüphane açabilir ama yakında basılı ne kitap ne medya kalacağını, her bilginin dijitale geçeceğini düşünenlerden. Ne acı kâğıda veda edecek olmak. 

ORTAYA KARIŞIK

Blogunda çeşitli konularda yazdıklarını toparlayıp kitap yapmışlar, hiçbir şeyine karışmadığını iddia ediyor, onun için durup durup “Ben kitap yazmadım; kitaplar benim değil” diyor. Ama itiraf ediyor, ilk kitabın kapağı lacivert turuncu olunca “Trabzonspor forması gibi” demiş. İkinciyi sarı lacivert yapmışlar. İngilizce basılan üçüncüsü ise kırmızı beyaz. Siz anladınız anlamlarını! 

Ya içi? İçinde çeşit çeşit bölümler var. Kişisel gelişim önerileri de ekonomi de sanat da. Çocukken sattıkları ürünleri dağıtan kamyonların şöför mahallini çok beğendiğinden kamyon şöförü olmak istiyormuş, sonra kimyacı olmaya karar verip deney yaparken yangın çıkarmasına ramak kalınca ondan da vazgeçmiş, sonra mütevazı bir biçimde “muhasebeci” oldum diyor. 

İş hayatından bahsederken “Arkadaşım bir fabrika alalım dedi; aldık, sonra satalım dedi, sattık, kâr ettik.” demesi var ki. Çok mütevazı! Yurt dışında 70 ülkenin pasaportunu taşıyan 15 bin çalışanı olan, iddiaların aksine de servetini de evini de yurtdışına taşımadığını söyleyen Murat Ülker’in ekonomiye ilişkin söyledikleri de ilginç ama konumuz dışı. Sanata ilgi duyan, para yatıran ve destek olan kimliği bizi ilgilendiriyor, bir de keyifli sohbeti. Ah unuttum, bir de çikolataları!!