Masaldan romana... Adnan Binyazar’ın yazısı...
Borges “Eğer dili kullanıyorsanız, sürekli metafor kullanmak zorundasınız.” diyor. Feridun Andaç da ondan esinlenerek, “Borges’in çağrısı, yazıda kendi olmaktır. Kendi sesini var ederek yazmak için yolunuzun Borges’ten geçmesi kaçınılmaz bence!” diyerek uyarıyor yazarları. Feyzioğlu yıllardır, Borges’in, dolayısıyla Andaç’ın sözlerini gerçekleştirmeye çalışırcasına Türk, Altay, Ermenistan, Mezopotamya, Bulgaristan, Romanya, Makedonya halklarının masallarını yeniden yazdı. O, şimdi bu yolda oluşturduğu otuz iki kitabın yazarı...
Adnan Binyazar / Cumhuriyet Kitap Eki
MASALA ADANAN BİR YAŞAM
1946 yılında Kars’ta doğdu Feyzioğlu. Cılavuz İlköğretmen Okulu’nu bitirince öğretmenlik yapmaya başladı. Uzun yıllardır Almanya’da yaşıyor. Goethe Enstitüsü’nde dil öğrenimi gördü. Andersen Yazarlık Akademisi’ni bitirdi. Orada da uzun yıllar Türk işçi çocuklarına öğretmenlik yaptı. Şimdi emekli. Masal yazmayı sürdürüyor.
İlkokuldan liseye, 1. ya da 2. yabancı dil yerine seçilebilen Türkçe dersinin kitaplarını yazmak için gittiğim Berlin’de, Feyzioğlu’nun, elinde çantasıyla okuldan okula dolaşarak işçi çocuklarını masallar anlatıyordu. Çeşitli dillere çevrilen Keloğlan Masalları dizisi o dönemin başarılı ürünüdür.
1974’lerde Anadolu’da, Mezopotamya’da Türk, Kürt, Süryani, Arap, Ermeni masallarını derledi. 1982’den beri de Orta Asya’dan Avrupa içlerine kadar Türklerin yaşadığı 24 ülkeden masallar üzerinde çalışmaya başladı. Yazdığı masallarla ödüller alan Feyzioğlu’nun yayımlanmış iki romanı, iki de öykü kitabı bulunuyor.
ESKİYİ YENİLEMEK
Yeni, eskiden yapılanların uzantısıdır. Eskiyi tümden atıp yeni kitaplar yazdığını sananlar yanılır. Sanatsal yapıtların özünde, eskiyle yeniyi uyumlu biçimde kaynaştırmak yatar.
Shakespeare, 76. Sone’sinde “Eskileri yeniler benim şiirim,/ Nasıl ki güneş her gün hem yenidir hem eski.” dese de, oyunlarında eskinin olaylarını güncel kılarken söylemi, çağının en yenisidir.
Yahya Kemal, Divan şiirinin biçimlerini benimsemiş ama dilini çağın gerekleri doğrultusunda yenilemiştir. Masalda yenileştirme söylemde olmuştur.
Yenileştirme, güzel sanatların dalları olan şiir, resim, müzikte kaçınılmazdır. Özellikle anlatı alanında yeni diye ortaya konulanların çoğu modadır, bir süre güncelleşir, ama uzun sürmez, sonra silinip gider...
Geçmişle bağlantısını koparmayan insanın gözü gelecektedir. Anlatı okuru, masalda da eski olanla yetinmemiş, yazardan hep yenilik beklemiştir. Yaşar Kemal’in eski olayları anlatmasına karşın eskimeyişi, romanda içeriği, olay örgüsünü, dilsel beğeniyi yenileştirmesindedir.
Yazınsal yaratıların yeniliğini sürdürmesinde, Borges’in “metafor” dediği benzetmelerin yeri çok önemli. Feyzioğlu masal dilinde bunu gerçekleştiriyor. Keloğlan Masalları’nda geçen cümlelerde karartılan yerler Feyzioğlu’na özgü buluşlardır:
“Bir katar kuş, güneşin önünü kapatarak gelmiş, Kanatları metrelerce uzun, gagaları birer kılıç, dişleri kerpeten... Keloğlan yerinde büzülmüş. Kuşlar, orada olduğunu fark etseler, etleri didik didik edecekler.” (s. 43)
BİÇİM ARAYIŞLARI
Yücel Feyzioğlu, Borges gibi, anlatı beğenisi yüksek bir düşünürün “kendi olmak” önerisini, seçkin deneme yazarı Andaç’ın “kendi sesini var etme” uyarısını yerine getirmeye çalışıyor masallarında.
Asya’dan, Avrupa’dan devşirip yeniden yazdığı masalları, Keloğlan’da toplumun düşünce, algı, ironi gibi geleneksel değerleri göz önünde bulundurarak Türkçenin incelikli söylemiyle anlatıyor. Bunu gerçekleştirirken, konuyu yalnızca içeriğiyle değil, seslendiği kesimlerin ondan ne beklediğinin bilinciyle, geleneksel değerleriyle sunmaya çalışıyor.
Keloğlan ile Kahkaha Hanım (Doğubatı, 2021), İrustu ile Ak Kağan (Doğu Batı, 2021) masallarının nerdeyse roman oylumunda yansıtılışının özünde bu yatıyor.
Feyzioğlu’nun Mirza Memed ile Ejdarha adlı (Nesin, 2000) kitabının önsözü sayılan “Masal Gibi Bir Gerçek” adlı yazısı, başlığında “masal” diye adlandırılsa da, özünde, olay örgüsü-içeriği-anlatısı-sorunsal yönleriyle roman barındırdığı kanısındayım.
ASENA
Feyzioğlu, Asena gerçeğine varışını kitabın önsözünde ayrıntıyla açıklıyor: “Yıllardır hep yazmak istediğim bir efsane vardı: ‘Asena’! Ama uydurulmuş hayalî bir efsane miydi, yoksa hayatın içinde var olmuştu da biz mi büyüterek günümüze getirmiştik?”
Yazar bu soru doğrultusunda işe koyuluyor: Asena’ya yönelik ilk bilgiye Almata’da yayımlanan Uygur Folklorunun Antologyası’nda ulaşıyor. Uygur asıllı Zamire Ahmed de ona Asena’yla ilgili altı masal armağan ediyor.
O bilgiler ışığında, Göktürk devletinin kurulduğu MS 552 yılında Asena iki yaşındadır. Kağan Mukan Bey, Hazar Denizi’nden Orhun düzlüklerine kadar bütün Orta Asya boylarını, beylerini birleştirerek Göktürk devletini Çin’in uygarlık düzeyine çıkarıyor.
Asena, Mukan Kağan’ın üç kızından biridir. Öbür iki kardeşinin adı sanı anılmazken, neden Asena Tanrıça düzeyine yükseltiliyor? Sorunun yanıtı için, Asena adlı kitabın 8-46 sayfalarını okumak, Göktürk devleti tarihini incelemek gerekir. O zaman kesinlikle anlaşılacaktır Asena masalından oylumlu bir roman çıkacağı...
EK
Yücel Feyzioğlu’nun Keloğlan ile Kahkaha Hanım (2021), İristu ile Ak Kağan (2021), Asena (2022) kitaplarını, çizim ustası Mustafa Delioğlu resimlemiş.
Feyzioğlu Kars, Delioğlu Erzincan doğumlu. İkisi de doğu kültürüyle beslenmiş. Yazar kaleminin duygu inceliklerine inen anlatışlar, içe işleyen buluşlarla, ressam fırçasının ucundaki büyüleyici renk arayışlarıyla okuru masalın gerçek dünyasında yaşatıyor... (KİTAP, 30.02.22)