Lora kendisiyle savaşıyor!
Mithat Ozan Küren’in yazıp yönettiği oyun Lora, Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda izleyiciyle buluşuyor.
Deniz Burak BayrakBeyin insanın en karanlık yanı ve gizemi tam anlamıyla çözülemedi. Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda sahnelenen Lora oyunu ise biraz bunu düşünelim istiyor. Şebnem Sönmez’in süpervizörlüğünde yaşama geçen Orchestra Theatre, Mithat Ozan Küren’in yazıp yönettiği oyunla tiyatroseverlere müthiş bir akşam yaşattı. Çağdaş Ekin Şişman ve Mehmet Okuroğlu’nun dinamik ve unutulmaz performansı göz doldurdu ve izleyenler salondan mutlu ama oyundan alımladıklarıyla da bir o kadar soru işaretleriyle ayrıldılar. “İnsan Beyninin Mucizeleri,” olarak da sunulan oyunda bir kadının akşamdan sabaha yaşamının kısa bir kesiti sunuluyor. Lora bir gün işten eve geliyor; karnını doyurmak, dinlenmek gibi temel ihtiyaçlarını gidermekte sorunlar yaşıyor. Örneğin lavabo tıkanıyor, floresan lamba bozuluyor, gece gürültüler duyuyor vs. Bu sorunların etkenlerinden biri, birtakım durumları ertelemekken diğeri kendisiyle ya da beyniyle olan mücadelesi. Geçmişiyle geleceği de bir kördüğüme dönüşüyor. Burada da Lora’nın beyninde var olan şey her ne ise Mehmet Okuroğlu’nun bedeninde can buluyor. Onun cilveleriyle tam bir savaşta olan Lora için iş yaşamındaki uyuma zorlanan hal, evde de daha yoğun bir şekilde sürüyor.
Mithat Ozan Küren, psikolojik açmazlar içindeki bir kadın kahramanı ve onun şenlikli zihnini özgün ve çarpıcı bir yorumla izleyici karşısına çıkarırken sahnede onu göremesek de kendine hayran bırakıyor. Yerinde bir oyuncu seçimiyle iyi bir gözlem yetisi olduğunu da seyirciye hissettiriyor. Esaslı bir bilimsel araştırma yapıldığını da çıkarsadığımız oyunun hazırlık aşaması da belli ki titizlikle çalışılmış. Elde olan imkânlarla hazırlanan sahne ve oyuncuların kostümleri butik tiyatroların destek görmesi noktasında da dikkat çekiyor.
ÇOK BAŞARILI İKİ OYUNCU
İki oyuncu da uzun süre belleklerde yer edecek bir işi sırtlanmışlar ama alınlarından akan ter, yüzlerinde görülen heyecan, ekibin samimiyeti beklentiyi fazlaca karşılıyor. Oyuncular bu denli yoğunluktaki senaryoya hâkimdiler, bunun ötesinde o rolü yaşıyorlardı. Lora’nın çırpınışları başka bir şekilde yansıtılamazdı. Onun hüzün veren, bazen empati uyandıran ruh durumu, Mehmet Okuroğlu’nun sempatik ve sahneye yakışan temposu aşırıya kaçmadı. Tüm izleyenleri sinir eden floresan lamba ile birlikte geniş bir ekibin varlığını da hatırlatalım. Her biri üstlerine düşen görevi yerine getirip mekândan mutlu ayrılmamızı sağladılar. Her birine teşekkürler. Lora’nın bir sonraki temsili 9 Ocak’ta yine Kadıköy Par Sahne’de olacak. Biletler: www.tiyatrolar.com.tr adresinden temin edilebilir.