Kuru Otlar Üstüne Türkiye prömiyeri Altın Koza Film Festivali'nde yapacak

Cannes Film Festivali'nden ödülle dönen Nuri Bilge Ceylan imzalı Kuru Otlar Üstüne filmi Türkiye prömiyerini bu yıl 60'ıncısı düzenlenecek olan Altın Koza Film Festivali'nde yapacak.

cumhuriyet.com.tr

Nuri Bilge Ceylan imzalı “Kuru Otlar Üstüne” filmi Türkiye prömiyerini, 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde yapacak. 76. Cannes Film Festivali’nde, Merve Dizdar’a filmdeki performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandıran film, Türkiye’de ilk kez Altın Koza’ da sinemaseverlerle buluşacak. Prömiyere, filmin yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ın yanı sıra; başrol oyuncuları Merve Dizdar, Deniz Celiloğlu ve Musab Ekici ile film ekibi katılacak.

Pandemi ve sonrasında yaşanan sıkıntılı süreçte sinema salonları bir bir kapanırken sektörün üretime devam etmesi Türk sinemasının gelişimi ve tanınırlığı için çok değerlidir” diyen Başkan Zeydan Karalar, üniversitelerin gerçekleştirdiği akademik çalışmaların, sinemaya yönelen gençlerden gelen yeni fikirlerin sektördeki başarıyı arttırarak yeni bir sinema oluşumuna katkı koyduğunu, çekilen filmlerin birçok ülkede ilgi görüp çeşitli festivallerde yer almalarından büyük sevinç duyduğunu ifade etti. Karalar, “Ülkemize kazandırdığı ödüllerle bizleri gururlandıran Nuri Bilge Ceylan’ı festivalimizde ağırlamaktan mutluluk duyacağız” diye ekledi.

Türk Sineması’nın en önemli yönetmenlerinden biri olan Ceylan, 2009 yılında düzenlenen Cannes Film Festivali jüri üyeleri arasında yer almış ve yine aynı yıl 16. Altın Koza Film Festivali'nde Jüri Başkanlığı yapmıştı.

Ceylan'ın "olgunluk dönemi eseri" olarak nitelendirilen film, doğunun uzak bir kasabasında mecburi hizmetini yapan; kendini bir köşede unutulmuş "kuru otlar" gibi hisseden resim öğretmeni Samet'in hikayesi üzerinden, genç ve yalnız insanların hüzünlü öyküsüne odaklanıyor. Samet'in edebiyat öğretmeni arkadaşı Kenan ve İngilizce öğretmeni Nuray'ın arasında gelişen hikaye; Anadolu insanının sorunlarına ince dokunuşlar yaparken, bireyin ebedi yalnızlığı ve çaresizliği serüvenini de varoluşçu bir yaklaşımla tartışmaya açıyor.