Kadeş’e mührünü basan Anadolu'nun ilk kadın yöneticisi, Hitit Kraliçesi Puduhepa

Üç bin yıl önce yaşadı, barış antlaşması Kadeş’e mührünü basan, ülkesini yöneten ilk kraliçe olarak tarihe geçti. Bugün dünyanın kendisini tanımasını bekliyor!

Yazgülü Aldoğan

Puduhepa’nın adını ilk kez Çorumluların İstanbul’a gelip Pera Palas’da anlattıkları toplantıda duydum. Anadolu’nun ilk barış antlaşması, Kadeş’e mührünü basan ilk kadın yöneticisi, Hitit Kraliçesi Puduhepa!

Önce eşi Kral Tutalya ile beraber, sonra üvey oğluyla ülkesini yönetmiş. Çok etkilendik, kendisini yakından tanımaya ve tanıtmaya karar vererek T-One Derneği’nin davetiyle memleketi Hattuşaş, yani Çorum’a gittik. Onu dünyaya tanıtmak için Demet Sabancı’ya ulaşan Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli’yi özel olarak anmak gerek. Zaten Demet Sabancı ve arkadaşları Işık Kalkavan, Hediye Güral, Sema Güral, Essum Aslan da iş kadınları. Tamam demişler. Güzel olan bu sivil inisiyatifi devlet, belediye ve akademinin desteklemesi. Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ve eşleri ile Hitit Üniversitesi rektörü önce İstanbul’a geldiler, sonra kalabalık bir heyeti Çorum’da ağırladılar. Şapinuva kazısı başkanı, Hitit tabletlerini okuyan ve bize masal tadında anlatan Prof. Dr. Aygül Süel ve Dr. Önder İpek, Nezih Başgelen ve Prof. Dr. Savaş Arslan, tarihi anlamamıza yardımcı oldular. Sadece çalışkan olmakla kalmayıp yaratıcı ve başarılı İl Kültür ve Turizm Müdürü Sümeyra Bektaş da bürokrat algımızı değiştirdi. 

Arınma töreni

SANAYİ KENTİ

Böyle güçlü bir işbirliği ve bölge iş insanlarının sponsorluğuyla hazırlanan tanıtım programında önce Çorum’u beğendik. Sadece leblebisi değil, güçlü bir sanayisi de var. Doğasına hayran olduk: Ovalar, dağlar yemyeşil, çiçekler açmış, güller, gelincikler, masal gibi. Sonra tarihine vurulduk: Suyu ve verimli toprakları olan bölgeye tarih içinde kimler yerleşmemiş ki.

YAZILI KAYALAR, ASLANLAR

En önemli eserleri Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görmek mümkün ama Çorum Müzesi, Alacahöyük, Boğazkale-Hattuşa, Yazılıkaya Açıkhava tapınağı’nda da bazı eserler yerli yerinde, bazılarının ise replikaları bulunuyor. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’nda 71 m uzunluğundaki verev taşlarla örülü potern girip çıkarken etkilenmemek mümkün değil.  Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim üyesi Önder İpek’in rehberliğiyle gezdiğimiz bu yerlerden Yazılıkaya’da 3. Hattuşili ve Kraliçe Puduhepa’nın yönettiği Antahşum (Bahar) Bayramı ritüeli ve Büyük Mabet, Kral 3. Hattuşili ve Kraliçe Puduhepa’nın arınma töreni ritüelleri, Tiyatro Dördüncü Duvar oyuncuları, Sanat Yönetmeni Özgür Pehlivan’ın eşliğinde doğal mekânlarında canlandırıldı. Hitit Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aygül Süel ise bu ritüellerin ayrıntılarını anlattı. Tapınağa girmeden suyla arınarak, saçlarını ve ellerini temizleyerek bugünün abdest almasına benzer bir ritüelleri var, örneğin. Yemyeşil bir kaya olan Hitit Dilek Taşı’nda ise hepimiz ellerimizi taşa koyup, dilek tutma ritüelini denedik. İki eli birleştirip baş parmakların yukarıya kıvrılması da bana Erbakan’ın selamını hatırlatmadı değil!  

YEREL MUTFAK

Çorum’un tarihine, doğasına, Puduhepa’ya hayran kaldık ama kalbe giden yol mideden geçer. Hepsi birer Puduhepa olan Çorumlu kız kardeşlerimizin elleriyle hazırladıkları yöresel mutfağın örneklerine de ruhumuzu bıraktık. Küçük parmak kalınlığındaki kaburga suyunda pişirilen etli sarmalar, kuru mantı, İskilip dolması dedikleri saatlerce kazanda pişirilen et ve pilav, keşkek, kuru baklava, gelincik şerbeti, yemeğe doyamadığımız lezzetlerdi. Aslında kentin en önemli üretimi nohut ve leblebi. Çıtır leblebi ve çikolatalı leblebiye bayıldım, bu kadar mı lezzetli olur? 

Yazgülü Aldoğan

DÜNYAYA TANITACAĞIZ

Turkey ONE Derneği Başkanı Demet Sabancı, Puduhepa’nın hikâyesini ilk duyduğunda da çok etkilenmiş, derneklerinin de zaten ülke değerlerini yurt dışında tanıtmak için kurulduğunu ve birçok komitenin yurtdışında etkinlikler düzenlediğini hatırlatarak “Gönülden inanarak bu yola girdik, Puduhepa’yı ve Çorum’u dünyaya tanıtacağız” sözünü verdi. 

Çorum’un kültür turizmi turlarına alınması gerek. Kentte kalınacak oteller de var, mutfağı da zengin. Ama asıl yapılacak olan tıpkı Hürrem Sultan gibi, Kleopatra gibi Puduhepa’nın da sinemada, dizi filmlerde başrolde olması! Kıyafetler de çarpıcı, dekor da, hikâye de var, iyi bir senariste ve işe inanacak yapımcıya ihtiyaç var. Önce dijital mecra girer, sonra beyazperdeye geçer; üç bin yıl önce yaşamış Puduhepa, şiddete maruz kalan, öldürülen, hakaret edilen günümüz kız kardeşleri için de güçlü kadın imajıyla rol model olur!