İstanbul’un 20 yıllık aşkı: Pink Martini
Uzun bir aradan sonra İstanbul izleyicisiyle yeniden buluşan ve dünyanın tüm müziklerini kimi zaman bir Hollywood orkestrası havasında, kimi zaman bir Latin caz topluluğu tadında bir araya getiren Pink Martini’nin Harbiye Açıkhava’daki konseri her zamanki gibi romantik, enerjik ve neşe doluydu.
Cenk ErdemHer şarkıda havaya yayılan ve derinden hissedilen binlerce kişinin kolektif keyfiyle gece aşk, China Forbes’un enerjisi bahardı. China’nın petrol mavisi, sade ve şık gece elbisesiyle sahnedeki cilveli caz tavrı ve şarkının vokal performansı büyülüyordu. Pasion Turca’nın ülkemize en büyük armağanlarından Pink Martini İstanbul’u, İstanbul Pink Martini’yi çok seviyor. Türkiye’deki izleyici ile kurdukları güçlü bağ bambaşka ve bu 20 yıllık aşk, hiç bitmeyecek.
İtalyancadan, Fransızcaya, İspanyolcadan, Japoncaya ve hatta Türkçeye kadar 25 dilde şarkı söyleyen, özellikle Akdeniz ülkelerinde çok sevilen Portland, Oregon’lu Pink Martini yıllardır Türkiye’de kapalı gişe konserleriyle büyük ilgi görmeye devam ediyor. Türkiye’ye Monica Molina, Mariza, Buika ve kaybettiğimiz Cesaria Evora gibi birçok dünya yıldızı kazandıran Pasion Turca’nın da İstanbul’un da sevgilisi Pink Martini, 26 Temmuz akşamı Harbiye Açıkhava’daki konserini en sevilen şarkılarından “Let’s Never Stop Falling in Love” ile açarken gecenin romans büyüsünü en başından müjdeliyordu. Ardı ardına, “Lilly”, “Sympathique”, “Donde Estas Yolanda?” gibi artık Türkiye’deki izleyiciyle de anıları olan hit şarkılarını söylerken, böyle bir bağı yabancı bir grup olarak bizdeki izleyici ile kurmanın ne kadar özel olduğunu düşünüyordum. Kendi adıma Pasion Turca ekibinin basın iletişimini yürütürken 10 yıl boyunca birlikte çalıştığım Pink Martini’nin Türkiye’deki seyirciye olan sevgisindeki içtenliğini ve tabii ki China’nın dondurmalı irmik helvası, su böreği, baklava ve lokum düşkünlüğünü de çok iyi biliyorum. Yıllar önce kuliste son dakika Anna – El Negro Zumbon şarkısının nakaratına kafiyeli Türkçe sözler uydurmamı istediklerinde ve onları çalıştırdığımda nakaratını sahnede onca yıl bu sözlerle söyleyeceklerini bilemezdim: “Hisli bir adam gelir, çiçeklerle dans eder. Davul, zurna çalar, yeni aşk başlar” sözleri benden ya, her konserde çok mutlu oluyorum, yine öyle oldu.
SÜRPRİZ SESLER
Pink Martini’nin Harbiye gecesinde bize bu kez iki özel vokal sürprizi de oldu. Meksika asıllı mariachi şarkıcısı ve şarkı yazarı Edna Vazquez konuk yıldız olarak eline gitarını alıp “Sola Soy” parçasını söylediğinde grupta arkada eşlik eden elektro gitarla birlikte sahneye tam bir Latin rock havası geldi. Konserden sonra hemen peşine düştüm araştırdım. 2020 Şubat döneminde Pink Martini ile “Besame Mucho” adlı bir EP yayımlayan Vazquez’in sahnedeki sımsıcak duruşu ve tavırları belki stereotipik olarak çok tanıdık geliyordu. Nitekim, Vazquez aynı zamanda bir LGBT aktivistiymiş ve harika şarkıları var.
DANS EDEREK UĞURLADIK
Gecenin diğer sürprizi ise “Jackson 5” ekibinden fırlamış gibi görünen ve oldukça yüksek notalara çıkabilen, olağanüstü sesiyle hayran bırakan Jimmie Herrod oldu. Jimmie, Amerika’daki “America’s Got Talent” bizdeki adıyla “Yetenek Sizsiniz “şovunun 16. sezonunda parlamış. Las Vegas’taki özel “Yetenek Sizsiniz” şov gecelerine de çıkan Herrod şarkı söylerken Açıkhava’da herkes aynı anda cep telefonlarının fener ışıklarıyla romantizmi zirveye çıkarıyor, sesi kimi yerde Whitney Houston’ı çağrıştırıyordu. Gecede bizi dansa da kaldıran Pink Martini, bis sonrasında “Amado Mio” ve “Üsküdar” şarkılarını binlerce kişiyle birlikte söyledikten sonra elbette artık ritüel haline gelen “Brazil” şarkısıyla hep birlikte dans etmeden ayrılamazdık, öyle de oldu. Aşkla başladık, dans ederek uğurladık.