İstanbul’da klasik müzik şöleni
Biri devletten, biri belediyeden, iki muhteşem orkestranın birbiriyle yarışırcasına uluslararası üne sahip solistlerle sundukları konserler, müzikseverleri başka bir dünyaya götürdü, müzik bütün sıkıntıları bir süreliğine unutturdu!
Yazgülü AldoğanHafta sonu İstanbullu müzikseverler birbirinden güzel iki konserle ihya oldular: İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın DenizBank sponsorluğundaki konserinde üç uluslararası değerli solist ve şef, “Sezonun en iyi konseri bu olabilir” dedirtirken bir saatlik konsere doyulamadı, keşke bir bis yapsalardı ama alkışlar üzerine üç kez sahneye gelen solistlerin ya niyeti yoktu, ya da hazır değillerdi, selam verip çekildiler. Çok kısa iki Beethoven parçasından sonra G.Koreli Young Jo Lee’nin bestesini çalan solistler Sophie Heinrihc, keman, Meehae Reyo viyolonsel, Jieun Lee piyano ile dinleyicilerin gönül tellerine dokundu. Son yıllarda G.Koreli müzisyenlerin hâkimiyeti göze çarpıyor diyenler çoğunluktaydı. Özellikle Meehae Reyo’nun çellosuyla yaptığı sololar büyük alkış aldı. Konuk şef Conrad Van Alphen de bu yetenekli kadınlara ve orkestraya çok hâkimdi.
DEVLETTEN BELEDİYEYE
Hemen ertesi gün CRR’deki Senfoni Orkestrası konseri ise iki kurumun adeta birbiriyle yarıştığı bir performanstı. İstanbullu müzikseverler bu açıdan çok şanslı, hem yetkin hem zengin bu konserlere çok da makul bilet fiyatlarıyla ulaşmanın mümkün olduğunu hatırlatalım. CRR’nin yeni sanat yönetmeni Murat Cem Orhan’ın kollarını sıvayıp sahneye geldiği ve çalınacak eserleri tanıttığı konserin solisti İtalyan Alessandro Bonato, sadece yönetimiyle değil, yakışıklılığıyla da ilgi çekti. Orkestranın eşlik ettiği ve genç yaşında önemli ödüllerin sahibi olan Fransız solist Victor Julien- Laferriere de ondan aşağı kalmıyordu! İki yetenekli ve yakışıklı delikanlıyı dinlerken izlemek de hoştu. CRR izleyicisi, iki saat süren konseri ayakta alkışladı ve bis için ısrarcı oldu, gençler de kırmadı. Bir kocaman alkış da orkestralarımıza, onlar da her iki konserde şahaneydi, sezon böyle geçsin dileyelim. Her iki konserde de çok sayıda genç dinleyiciyi görmek beni mutlu etti. Bizi gündüz konserlerine öğretmenlerimiz götürürdü, iletişimin bu kadar yaygın olduğu dönemde sanatı izlemek kendilerine düşüyor. Salonları doldursunlar ki nitelik ve nicelik yükselsin...