İstanbul Küçük Çiftlik Park’taki Bahar Şenliği’nde binlerce kişi bir araya geldi
Beş yıl sonra yeniden İstanbul’a gelen Balkan müziğinin sevilen sesi Goran Bregoviç ve Anadolu rock grubu Baba Zula izleyicileri coşturdu. Sert poyraza rağmen mangallarda pişen sokak lezzetleriyle piknik yapıp bira içerek eğlenenler şenliğin tadını çıkardı.
Yazgülü AldoğanBahar Şenliği, Balkan müziğinin hareketli parçalarıyla baharın tomurcukları gibi şenliğe dönüşüp patladı Küçük Çiftlik Park’ta. BabaZula’dan Goran Bregoviç’e, canlı müziğe doyamayanlar dj Shantel’in parçalarıyla coştular. Ondan öncesi ise Ahırkapı Büyük Roman Orkestrası’ydı. Bu orkestranın kuruluşunu hatırlıyorum. Pandemi öncesi, Hıdrellez’in Ahırkapı’da Armada Oteli’nin otoparkında ve civarında bölgenin lokal müzisyenleriyle kutlandığı yıllardı. Dilekler gül dallarına asılır, sonda da hemen Marmara’nın sularına bırakılır. Mahalle sakinleri Romanlardan oluşuveren orkestra ise kıvrak melodileriyle gelenleri coştururdu. Pandemiyle her şey gibi toplu müzikli eğlencelere de ara verilmişti. Virüs ne kadar pes etti bilmiyoruz ama, insanlar çoktan pes etti yalnızlığa, sosyalleşememeye ve ilk fırsatta dip dibe eğlendi!
PARKTA FESTİVAL
KüçükÇiftlik Park’ta cumartesi günü düzenlenen Bahar Şenliği, sert esen poyraza rağmen pazar kahvaltısının ardından dolmaya başlamış. Biz gittiğimizde öbek öbek toplanan her yaştan gençler, çoktan müziğin ve dansın ritmine kapılmışlardı. Baba Zula ile iyice hareketlenen ve dolan park, topluluk değişiminde araları dolduran Arnavutköy’ün görmeyen darbukacısıyla bile oynuyordu; ki dj Shantel çıkınca iyice coştu. Hele Shantel “Bu sahne tek başıma bana çok büyük, siz de gelip burada dans edin” deyince sahneye çıkan çıkana! Ama asıl heyecan, 2017’den beri hasret kaldığımız Balkan müziğinin akla gelen ilk ismi Goran Bregoviç ve ekibi sahne alınca zirveye çıktı. Koca park tıklım tıklım doldu, sahnenin önünde yığıldı. Goran’ın etnik kıyafetli iki kadın vokali de çok şeker tombul teyzeler, sesleri de nasıl yakıcı? Bregoviç’in müzik grubu daha çok nefeslilerden oluşuyor, irili ufaklı saksafoncular müthiş. Davulun playback olması ise şaşırtıcı? Oysa bu müzikte vurmalıların da etkisi çok. Neyse ki sahayı dolduran binler ezbere bildikleri parçalarla coşarken bunu önemsemiyor, herkes bilye gibi zıp zıp zıplıyor. Goran da buraya gelen bütün müzisyenler gibi yıllar sonra tekrar İstanbul’da olmaktan mutlu. İstanbul seyircisi sıcaktır, sarıp sarmalar sevdiğini, alkışlar, bırakmaz. Sahayı dolduran binlerce kişi, saatlerdir ayakta olmalarına, saatlerdir soğukta beklemelerine, saatlerdir dans edip yorulmuş olmalarına rağmen sanki biraz önce gelmiş gibi enerjik, dans ediyorlar. Çav Bella ve Kalaşnikof’la çığlıklar Teşvikiye’ye kadar çıkıyor ve bir festival daha böylece sona eriyor. Eve kadar nasıl gelebildik, bacaklarımız bizi nasıl taşıdı bilmiyorum. Bir bardağı 50 lira olan biralardan ne kadar tüketildi, festivalden kim ne kazandı, onu da bilmiyorum, ama güzeldi, çöplerini yerlere atmasalardı, itiş kakış yapmasalardı daha da güzel olurdu ya, huyumuz kurusun işte! Hep yüzde yüz müzik olsun hayatımızda