İstanbul Arkeoloji Müzesi, kapılarını yarının eserlerine açıyor
Ay sonuna kadar metaverse sanat eserlerini antik lahitlerin arasında deneyimleyebilirsiniz.
Yazgülü AldoğanDünyanın en iyilerinden biri ve sergilediği antik eserlerle büyük ilgi odağı olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, bir gece buluşmasına davet edince şaşırmamak mümkün değil. Bu bahçede konserler dinlemişliğimiz var ama bu kez geleceğin eserlerine tanık olmaya, değişik bir duyguya davetliyiz. Hele davete şık “glad black tie”, şıkıdım gitmemiz de belirtilince heyecan artıyor.
(Gaye Su Akyol’un heykelciği)
Gece, saat 20.15’te, Arkeoloji Müzesi’nin sütunlu muhteşem kapısı ve cephesindaki mapping, dijital enstalasyon performansı ile başlıyor. Xtopia, Meta ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliği ile gerçekleşen etkinlikte ışık performansı ve müzenin yüzeyindeki şiir enstalasyonu dışında da sürprizler var. Geleceğin sanatı dijital. 27 genç ve yetenekli sanatçının işleri lahitlerin, antik eserlerin arasına serpiştirilmiş. Elinizdeki haritadan onları bulmak da bir tür dijital oyun gibi. Bu arada antik eserlerin ihtişamı da geleceği unutturuyor. Binlerce yıl önce mermeri oyup bunları yapmış insan bugün bu ışıklı oyunları yapsa ne olur diye düşünmeden de edemiyorsunuz. Ama günümüzde metaverse aynı zamanda ekonomik bir gerçek.
İLERİNİN SANATI
Bu sergi öncesi yapılan toplantıda Xtopia kurucusu Lalin Akalan; “Metaverse gündemde olan bir kavram. İlk defa gerçek zamanlı ve kolektif bir şekilde küresel bir ürün geliştirme sürecindeyiz” derken Meta Türkiye Ülke Direktörü İlke Toptaş da “Metaverse bir etkileşim merkezi, ortaklaşa ekonominin öğesi ve sosyal yönüyle ortak bir dünyanın arabulucusu. Türkiye’nin genç nüfusu burada buluşuyor. Biz de Meta olarak Türkiye’nin bunu benimsemesi için çalışıyoruz” tezini anlatıyor. Derya Matraş ise serginin açılışında “Sanatın bir parçası olmak istiyoruz. Sanatçılar ve içerik üreticileri çok daha değerli olacak. Sanat teknoloji ve dijital birlikteliği ile değişen teknolojiye ayak uydurmak istiyoruz” diye özetliyor konumlarını. Gecenin bileşenlerinden Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ise muhtemelen maden faciasından ötürü, davete katılmıyor.
Davetliler, gece kıyafetleriyle özenerek geldikleri bu sergide büyüleyici dekorda bol bol fotoğraf çekiyorlar. En büyük kuyruk ise dijital gözlükle eserlerin arasında gezinebilmek için. Genç sanatçılar ve çevreleri, farklı görüntüleriyle değişik bir atmosfer yaratıyor arkeolojik buluntular arasında. Birinin yeşil dijital kravatı da sanat eseri gibi!
(Beryl Bilici’nin dijital videosundan)
EN ÇARPICI ESER
Dijital eserleri yorumlamayı sergiyi gezeceklere bırakıyorum. Benim ve pek çok davetlinin en çok etkilendiği ve takdir ettiği eser, çok genç ve güzel bir sanatçının, Beryl Bilici’nin.
Bilgi Üniversitesi’ni de birincilikle bitiren Beryl, dijital sanatla uğraşıyor. Çalışmasında bir kurgu kahraman yaratmış. Çarpıcı bir dijital film olur! Bu işlerin sıkıntısı, göstermeden anlatmanın, izlemeden anlamanın imkânsızlığı? Gaye Su Akyol’un heykelciği de ilham verici. Bütün bunları kendi gözünüzle görmek için Arkeoloji Müzesi sizi bekliyor.