‘İslam Dünyasının Ortaçağı’... Barış Doster’in yazısı...

Kamuoyunun gazeteci, televizyon programcısı olarak tanıdığı Merdan Yanardağ, kapsamlı ve iddialı bir akademik çalışma olan doktora tezini kitaplaştırdı. Yanardağ’ın kitabının adı İçtihad Kapısı, kitabın alt başlığı İslam Dünyasının Süren Ortaçağı (Kırmızı Kedi Yeayınevi). Çalışma, din- devlet- toplum ilişkilerindeki önemli bir tartışmayı, tarihsel bir hesaplaşmayı, tarihsel maddeci yöntemle ele alıyor. Bu teziyle sosyoloji doktoru olan Yanardağ, kitabında tarih, toplum bilim, siyaset, din, kültür, felsefe meraklıları için kapsamlı bilgiler veriyor, kışkırtıcı sorular soruyor.

Barış Doster

ORTAÇAĞIN NEDEN OLDUĞU YOKSULLUK, ÇÜRÜME VE BAĞNAZLIK!

Kamuoyunun gazeteci, televizyon programcısı olarak tanıdığı, Türk siyasal yaşamıyla ilgili on iki kitaba imza atan Merdan Yanardağ kısa süre önce yayımlanan ve doktora tezine dayanan İçtihad Kapısı: İslam Dünyasının Süren Ortaçağı adlı eserinde, akademik birikimini ve ideolojik tercihlerini net biçimde ortaya koyuyor.

Yedi bölümden oluşan kitap, İslam dünyasının geri kalmışlığının nedenlerine ve sonuçlarına odaklanıyor. Uzun süren bu Ortaçağın neden olduğu yoksulluğu, çürümeyi, bağnazlığı inceliyor. Düşünsel geriliğin ürettiği terör örgütlerinin tarihsel, siyasal, kültürel, dinsel, toplumsal arka planını mercek altına alıyor.

İNSANLIK TARİHİNİN EN BÜYÜK İNTİHARI!

Aklın, bilimin, felsefenin dışlanmasının yarattığı büyük felaketin boyutlarını araştırıyor. Yanardağ bu durumu, “insanlık tarihinin en büyük intiharı” olarak niteliyor. İslam’da yorum ve güncelleme yolunun kesilmesinin, yaygın kullanımla “İçtihad kapısının kapatılmasının” sebeplerini tartışıyor.

Yanardağ; kitabında sadece geçmişe odaklanmıyor, yalnızca tarih çalışması yapmıyor, asıl güncele ilişkin önemli sorular sormamızı sağlıyor. İslam dünyasının günümüzde yaşadığı bunalımın, kargaşanın sebep ve sonuçlarını ele alıyor. Akıl ve bilimden kopmanın, aynı zamanda gerçeklerden ve hayattan kopmak olduğunu vurguluyor.

İSLAM DÜNYASININ EGEMEN GÜÇLERİ VE GÜNÜMÜZ!

Kitapta, Büyük Selçuklu Devleti’nin Vezir-i Azamı Nizamü’l Mülk’ün devlet ve siyaset felsefesi önemli yer tutuyor. Onun, İslam dininin siyasallaşması sürecinde ne denli kritik rol oynadığının altını çizen Yanardağ, İslam’daki farklı ekolleri ve mezhepleri de aralarındaki politik rekabet üzerinden tahlil ediyor.

Bu bağlamda özellikle Eş’arilik ve Mu’tezile arasındaki büyük fark, İmam Gazali ve İbn Rüşd arasındaki büyük uçurum üzerinde duruyor. İslam dünyasındaki egemen güçlerin, tercihlerini kimden yana yaptıklarını anlatıyor.

İmam Gazali’nin, İçtihad Kapısı’nın kapalı olduğunu bizzat ilan etmesinin sonuçlarının, günümüzde de yaşandığını belirten Yanardağ; Selefi akımları, Müslüman Kardeşler örgütünü, IŞİD, El Kaide, Taliban gibi terör örgütlerini, bu kapsamda yorumluyor.

SİYASALLAŞAN DİNİN ETKİSİ

Yanardağ çalışmasında “İslam dünyası neden Ortaçağını aşamadı” ve “Müslüman toplumlar niçin geri kaldı” sorularını sorarken, dinin, devleti yönetenlerin elinde çok etkili, güçlü, örgütlü, işlevsel bir ideolojik aygıt olduğunu vurguluyor.

Dinin siyasallaşırken, siyasetin de dinin etkisine daha çok girdiğini belirtiyor. Nizamü’l Mülk’ün, günümüze dek süren etkisinin, siyaset felsefesinin ve devlet kuramının, İmam Gazali’nin dini yorumlarıyla nasıl birbirini tamamladığını ortaya koyuyor.

POLİTİK, İDEOLOJİK VE GÜNCEL BİR HESAPLAŞMA

“İmam Gazali’yi, Nizamiye Medreselerinin başına getiren Nizamü’l Mülk’ün bu kararı, İslam’ın Ortaçağını başlatan tarihsel kırılmanın en belirleyici adımıdır” diyen Yanardağ, 364 sayfalık kitabında örtük biçimde, sosyolojizm eleştirisi de yapıyor.

Çünkü çalışma, her ne kadar, tarihsel sosyoloji, siyasal sosyoloji, din sosyolojisi kapsamında ele alınsa da, asıl olarak politik, ideolojik ve güncel bir hesaplaşmayı içeriyor. Bu yönüyle Marx, Weber ve Althusser’in görüşlerine yer veriyor.

Doktora çalışması kapsamında bir dizi tarihçi, siyaset bilimci, toplum bilimci ve ilahiyatçıyla yaptığı görüşmelere, mülakatlara da kısa süre sonra çıkacak olan kitabında yer vereceğini duyuran Yanardağ, kitabını şu saptamayla bitiriyor:

KENDİ ÜZERİNE KAPANAN TOPLUM

“Süreç sonunda, din devletin değil, devlet dinin kontrolü altına giriyor. Din-devlet-toplum ilişkilerinde din, diğer iki alanı belirleyen bir rol üstleniyor. Toplum içine, daha doğrusu kendi üzerine kapanıyor. Ülke, akıl ve bilimden uzaklaşıyor. Egemen İslam anlayışı, değişim olgusunun idrak edilmesini, anlaşılıp kavranmasını engelliyor.

Dört yüzyıldır süren yaygın ve derin bir yenilmişlik duygusunun yarattığı aşağılık kompleksi, yaşamın bütün alanlarında kendisini dışa vuruyor. Hamaset, geçmişin yüceltilmesi, maziye kaçış edebiyatı, gerçeklerin üzerini örten bir şal işlevi görüyor”.

Kısacası, Dr. Merdan Yanardağ, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle “müphem bir mazi hasreti” içinde olanların gerçekte ne büyük bir yanılgı ve yenilgi yaşadıklarını ortaya koyarken akademik ve ideolojik olarak da ufuk açıyor.

İçtihad Kapısı: İslam Dünyasının Süren Ortaçağı / Merdan Yanardağ / Kırmızı Kedi Yayınevi / 364 s. / 2022.