İskenderun'a koro selamı
Geçen yıllarda Çanakkale’de uluslararası koro festivali bir başka olurdu. Bu yıl, bambaşka... Farklı duygular açılıştan itibaren yansımaya başladı.
Ersin AntepBulgar Korosu “Yiğidim Aslanım” şarkısını söyledi, deprem nedeniyle bina felaketiyle bir arkadaşlarını ve sayısız yakınlarını kaybetmiş beş “yiğit koro sevdalısı”, İskenderun’dan çıkıp geldi ve seslerini duyurmak için gayretteydi. Almanya ve Bulgaristan’dan gelen korolar yanında ülkemizden katılanlarla toplam 25 korolu 7. Çanakkale Uluslararası Koro Festivali (CICF), 4 Temmuz’da (adeta çok farklı anları vaat eden) görkemli bir açılışla “merhaba” dedi.
Bize çılgın gerek; tıpkı koro şefi Dr. Mete Gökçe gibi... 12 yıl önce çıktığı yolda, şehrin ilgili makamlarını değişen yöneticileriyle, yaşayanlarının desteğini aynı samimiyetle hak ederek, Çanakkale’nin kültür alanına büyük bir hizmet veriyor. Bunca yıldır on binleri aşan koristi ağırlayan şehirde, bu yıl 4-9 Temmuz arasında; salon, müze ve açık hava konserlerinde ev sahipliği yapıyor.
Açılışta Bulgaristan’dan Kiril Tarpov ve Svilengrad Korosu; müthiş bir sürpriz yaptı ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun sözleriyle Zülfü Livaneli’nin yazdığı “Yiğidim Aslanım” şarkısını, Fazıl Say’ın “Nazım Oratoryosu”nda uyarladığı haliyle seslendirdi. Koroların şaşkınlığı kısa sürdü ve salon hep bir ağızdan şarkıya eşlik etti, salondakiler şarkıda birleşti. Maestro Tarpov (özel görüşmede) şarkıyı, ulu önder Atatürk’e ithaf ettiklerini belirtti. İskenderun Heripus Korosu ise Erhan Kara’nın koristlerle yıllardır emek verdiği, festivaller arasında mekik dokuyan kadrosundan yoksun haldeydi. Ukulele eşliğinde beş kişilik vokal topluluğu görünümündeki koristler, kaybettikleri arkadaşları ve yakınlarının acısını ardında bırakarak dimdik ayaktaydı. Neşeli şarkıları dinleyenleri sardı. Ajitasyonu değil, unutmamamız gerekenleri onların bu hali yeniden hatırlattı.
YAŞASIN MÜZİK
Dr. Gökçe’nin yönetiminde tüm koroların katılımıyla söylenen “Viva la Musica” (Yaşasın Müzik) şarkısı, dinlemeye ve şahit olmaya değerdi. Her koronun ayrı öyküsü, ayrı varlık nedeni, ayrı rengi; o anda bir büyük renk paletine dönüştü ve muazzam bir tablo ortaya çıktı. Almanya ve Bulgaristan’dan misafirlerin yanında, Siirt’ten Edirne’ye, Mersin’den Bursa’ya, Ankara’dan Manisa’ya, Denizli’den İstanbul’a, Eskişehir’den İzmir’e, Çorum’dan Balıkesir’e; birbirini yıllardır tanıyormuş gibi buluşan sesler güçlü bir koro oluşturdu.
Ülkede müzik alanında bir şeyler kolay olmuyor ama kolay dağılıyor. Canla başla çalışan gençlerle festival, ücretsiz konserleriyle perşembe-cumartesi 13’te ÇOMÜ İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde, Cuma 13’te Troya Müzesi’nde, her akşam 21’de Barış Kordonu’nda sürüyor. Anlayacağınız bugünlerde Çanakkale’den korolar sayesinde güzel sesler ve haberler yayılıyor. Her çeşit iyi müzik, korolar sayesinde ses buluyor. Yakında olanlar! Çekinmeyin, katılın ve deyin ki “Ben de geldim!” İnanın bu sevgide, bu eşitlikte iyi bakan ve iyiyi gören herkese, yani size yer var.
(ersin@muzikoloji.org)