İşgücü istediler, İnsan gitti!
Almanya’ya işgücü göçünün 60. yılını anmak, anlamak, hatırlamak, tartışmak için İBB, Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosluğu ve Goethe Enstitüsü tarafından düzenlenen etkinlikler üç gün boyunca sergi, film gösterimleri, konser ve söyleşilerle sürecek.
Yazgülü AldoğanAlmanya’nın işgücü ihtiyacından doğan bir serüvendi önce. İtalyan, Yunan ve Balkan ülkelerinin insanlarından sonra hızla sanayi hamleleri yapan Almanya’nın işgücü gereksinimi, Türkiye’ye kadar uzanmıştı. 60 yıl önce trenler kalktı, Münih’e, Berlin’e. Uzun incelemeler ve sağlık muayeneleri sonunda seçilenler, tahta bavulları, korkuları ve heyecanlarıyla gittiler. Geride bıraktıkları aileleri Sirkeci Garı’nda mendil salladı onlara. Gittikleri ülkenin ne dilini biliyorlardı ne dinini ne kültürünü ne yaşam biçimini. Her iki taraf için de bir şaşkınlık dönemiydi. Almanlar fabrikalarında, madenlerinde, belediyelerinde, atölyelerinde çalışacak işgücü istemişlerdi, güçlü kuvvetli, sessiz, sedasız sorun çıkarmadan çalışacak. Ama karşılarında duyguları, düşünceleri olan insanlar vardı! Sarışın değil esmer, kendi dillerini konuşan, kendi dinleri, örf ve âdetleri olan. Gidenlerin birkaç yıl çalışıp, para biriktirip dönmek vardı hayalinde, buram buram vatan özlemiyle karışık. Bir, beş, on yıl derken önce misafir, sonra göçmen, sonra yerli oldular! Alamancı oldular!
AİLELERİ GELDİ
Her yıl dönmeyi hayal edip dönemeyenler ailelerini de getirdi. Çoluk çocuk çabuk alıştı yeni ülkeye, dilini öğrendi yaşadıkları ülkenin, okuluna gitti, meslek de öğrendi, artık onlar göçmendi. Üçüncü kuşak kendi kültürünü bile öğrenemedi, aileden ne gördüyse. İşini kuran, beyaz yakalı olan, siyasete atılan, sanat yapan, bakan bile olan vardı içlerinde. Bugün 5 milyonu bulan bir insan topluluğundan bahsediyoruz.
Türkiye ve Almanya bu insanlar için ne yaptı, ne yapmadı? Bir süre sonra onların sadece ekonomik değil, kendi kültürlerine de bir zenginlik kattığını bugün kabul ediyorlar.
ÖNCE KİTAP
İBB Yayınlar Koordinatörü Cengiz Özkarabekir’in Almanya’ya işgücü göçünün 60. yılında uzman yazarların katkıda bulunacağı bir kitap hazırlama önerisine, ailesinden iki kişinin 5 yılı aşkın süreyle Almanya’da işçi olarak çalıştığı için konuyu yakından bilen İBB Başkanı İmamoğlu’nun katkısı ve talebi farklı oldu. Sadece kitap değil, daha kapsamlı çalışmalar! Böylece dün başlayan etkinliklerle açılan sergiler, yapılacak söyleşiler ve Beyoğlu Fitaş Sineması’nda cuma gününe kadar sürecek konuyla ilgili film gösterileri başladı.
NERMİN HOCA’YA PLAKET
Açılış töreninin en anlamlı anı 100 yaşına girişini yeni kutladığımız duayen sosyolog Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’a göçle ilgili çalışmalarından ötürü özel bir ödül takdim edilmesi oldu. Anadili Almanca olan Nermin Hoca, önce Türkçe, sonra Almanca bir konuşma yaptı ve İmamoğlu’na da bir görev verdi, her yıl Almanya’da doğmuş birkaç gencin Türkiye’ye getirilerek ülkesini tanımasına katkıda bulunulması.
CRR -SERGİ
Küratörlüğünü Fahri Aral’ın yaptığı sergi CRR’de ziyaret edilebilecek, ama süresi çok kısıtlı, acele edin! Ergun Çağatay’ın fotoğraflarından oluşan ve Taksim Sanat Galerisi’nde açılacak sergi ise İBB ve Goethe Enstitüsü işbirliğiyle hazırlandı ve 2 ay boyunca gezilebilecek. Söyleşiler de CRR’de iki gün boyunca izlenebilecek. Program, 3 Kasım Çarşamba günü “Almanya Türkleri” müzik grubunun konseriyle son bulacak.
FİLMLER FİTAŞ’TA
Şerif Gören’in Almanya Acı Vatan, Orhan Aksoy’un Almanyalı Yarim, Tunç Okan’ın Sarı Mercedes, Oksal Pekmezoğlu’nun Almanya’da bir Türk kızı, Fatih Akın’ın Duvara Karşı, Halit Refiğ’in Bir Türke Gönül Verdim, Kartal Tibet’in Gurbetçi Şaban ve Türkan Şoray’ın Dönüş filmleri ise Türk sinemasının yüz akı göç filmleri, kaçırılmaması gereken bir gösteri, 5 Kasım’a kadar sürecek. Etkinlikler halka açık ve ücretsiz.