İlhan Durusel’den denemeler; ‘Otlar Çağırıyor’
Edebiyatımızın yetkin kalemlerinden İlhan Durusel’in kitaplarında şiirin önemi büyüktür. Öykü ve denemeleri de şiirden çeşitli izler taşır. Bu birlikteliğin en güzel örneklerinden birini de Otlar Çağırıyor adlı deneme kitabında görürüz. İlk olarak 2014’te Aylak Adam Yayınları’nca yayımlanan Otlar Çağırıyor, eklenen beş yeni denemeyle birlikte kısa süre önce İthaki Yayınları tarafından okuyucularla buluşturuldu.
Okan ÇilDENEMELERİNİN MERKEZİ; YOLLAR, YOLCULAR, TARİHİ OLAYLAR / KİŞİLER...
Türk Dili ve Edebiyatı okuyup bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra yerleştiği Pennsylvania’da Lehigh Üniversitesi Kütüphanesi’nde arşiv ve nadir kitaplar bölümünde görev alan, öykü, şiir ve deneme alanında adından söz ettiren edebiyatımızın yetkin kalemlerinden İlhan Durusel’in Otlar Çağırıyor adlı kitabı yirmi dört kısa denemeden oluşuyor.
Bazıları Kitap-lık, Mesele gibi dergilerde yayınlanmış olan bu denemeler tematik bir bütünlük arz etmese de onları “kitap” ve “insan” şeklinde iki bölüme ayırabiliriz.
İlk deneme olan “Bir Eski Kitap Delisinin Bir Günü”nde kendine dışarıdan bakarak ilişki kurduğu köpeği, ağacı, sokakları konu edinir Durusel. Bu kısa yolculuğun ardındansa bir başkasını anlatır.
Thomas Gaskell Allen ve William Lewis Sachtleben’in 1890’da başlayıp yaklaşık üç yıl boyunca bir rekora imza attıkları gezilerinde başlarına gelen ilgi çekici kimi olaylardan bahseder. Bunların bir kısmının şu an ülkemiz sınırlarında bulunan Osmanlı topraklarında geçmesi de ilgi çekicidir.
Durusel’in denemelerinde tarihsel olaylar / kişiler büyük yer tutar. “Bir Mühendislik Ağıdı: Erenköy Hastanesi İçin Bulaşıcı Bir Aşı”da Florence Nightingale’den, “Kuşbakışı Kuzey Amerika Kuşları”nda John James Audubon’dan, “Amerikan Şiiri’nin Bitki Örtüsü: Çimen Yaprakları”ndaysa Walt Whitman’dan bahseder.
KİTAPLAR VE KİTAPLIKLAR
Tarihsel bazı kişi ve olaylar üzerinden günümüze uzanan bir yol, bir an, bir duygu izciliği yapan bu gibi denemelerin dışında Durusel’in kitaplarla kurduğu ilişki de denemelerinde çokça yer tutar.
Yine aynı röportajda, “Günlük çalışma içinde 4000 yıllık Sümer tabletlerinden Darwin’in, Newton’un elyazmalarına, Dickens, Shakespeare’in ilk baskılarına, ortaçağ yazmalarına birçok yapıtı elime alma, onlar hakkında konuşma şansım oluyor,” diyen Durusel, kitapların insan hayatındaki yerini imlediği Otlar Çağırıyor’da bazen kitapların gelip okuru bulduğundan da bahsediyor.
Ne var ki içlerinde en çok dikkatimi çeken “Bir Tabak İlhan” başlıklı anıdır. İki İlhan’ın tanışmasını konu edinen bu başlıkta İlhan Berk’ten aldığı iki imzadan bahseder Durusel. Biri kitaba, diğeri bir tabağa.
Ne var ki günün birinde eve döndüğünde annesinin tabağı temizlemek için sildiğini, İlhan Berk’in çizdiği resimle attığı imzasının silindiğini öğrenir. Üzülür üzülmesine, ama ses etmez, oturup o tabaktan yemek yer. Sonra da, “‘Tabak’ şiirsel bir sözcük değildir belki ama böylece, tek başına bir sözcük olarak şiirdir benim için,” diye yazar.
Sessiz sakin, görmüş geçirmiş bir dili var Durusel’in. ABD Kongre Kütüphanesi’nde geçirdiği günleri anlatırken de, Hulki Aktunç’un Son İki Eylül’ünün On İki Eylül’e, Kurtarılmış Haziran’ın Kurtarılmış Hazine’ye dönüştüğü bir başka kütüphane anısından bahsederken de aynı tavrı korur; şiirsel, muzip ve cana yakındır.
Öykü ve şiir için de bunu söyleyenler olacaktır, ancak denemenin havası nedense hep bir farklıdır, ancak okumaya başlayınca kendini size hissettirir.
Otlar Çağırıyor’un da Durusel’le henüz tanışmamış olanlar için iyi bir basamak olduğu söylenebilir. Ayrıca kendisinin Parşömen Fanzin’de yazmayı sürdürdüğü Düzgünlükler serisine bakmanızı da tavsiye ederim.