İbrahim Maalouf, 29 Haziran’da Volkswagen Arena’da müzikseverlerle buluşacak

Her yerde caz var: İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde caz festivalleri sürerken Lübnan kökenli Fransız cazcı da Passion Turca işbirliğiyle konser verecek.

cumhuriyet.com.tr

Müzik kariyerine klasik müzik eğitimiyle başlayan ve 20 yaşındayken birçok uluslararası klasik müzik yarışmasını kazanan İbrahim Maalouf, 2000’lerin başında pop, caz ve dünya müzik sahnelerinin önemli isimleri arasına adını yazdırmayı başardı. Yayımladığı birçok albüm ve tekli ile müzik listelerinde başı çeken Maalouf; Sting, Salif Keita, Amadou & Mariam, Lhasa de Sela gibi pek çok isimle de aynı sahneyi paylaştı. Prodüktör, besteci ve aranjör rollerini de üstlenen başarılı virtüözün birçok film müziği bestesinde de imzası bulunuyor. 

İbrahim Maalouf ile İstanbul konseri öncesi bir söyleşi yaptık.

  • Dünyanın en önemli trompet virtüözlerinden birisi olarak enstrümanınızla nasıl bir ilişkiniz var?

Onsuz bir hayat olacağını düşünemeyecek kadar bağlıyım! Çaldıkça kendinizi ifade edebilmek için yönünüzü buluyorsunuz. İyi bir müzisyen olmanın ille de hızlı veya karmaşık şeyler çalmak olduğunu düşünmüyorum. Bence anahtar kelime tutku. Çünkü tutku oldukça hayal edebileceğinizden daha fazla çalabilmek istiyorsunuz.  

Türk Müziği’ni seviyor

  • İlk başladığınızda böyle bir kariyer hayal ediyor muydunuz? 

Başarı benim için her gün çalışmak ve pratik yapmak demek. Başarıdan ziyade çalışma odaklı oldum hep. Evet başarılıyım ama sonunda başardım diye düşünmedim. Bu uzun bir yolculuk ayrıca bir kariyerin ne kadar kırılgan olabileceğinin de farkındayım. Başarı eğer ilk günkü gibi çalışmazsanız sürdürülebilecek bir şey değil. 

  • Türk Müziği ile aranız nasıl?

Türk Müziğini çok seviyorum. İbrahim Tatlıses ve Hüsnü Şenlendirici’yi dinliyorum. Türk müziğini her zaman sevmişimdir. Türk kültürü, Ortadoğu ve Batı müziğinin karışımı olan benim de sevdiğim müzik tarzına çok yakın.

  • Şu an üzerinde çalıştığınız özel projeler var mı?

Birkaç ay sonra kendi solo albümümü yayımlayacağım. Birçok film müziği üzerinde çalışmalarım devam ediyor. Ayrıca Fransız şarkıcı Joyce Jonathan ile bir albüm yayımladım. Çok yakında ben ve Angélique Kidjo’nun düetinin yer aldığı bir albüm çıkarıyorum. Muhteşem bir albüm olacak.

  • Türkiye hakkında herhangi bir izleniminiz ve Türk izleyicisine bir mesajınız var mı? 

Türk seyircisi benim için harika. Dünyada müziğimi dinleyen insanlar elbette dinlemekten keyif alıyor ama her şeyi anlayamayabiliyor. Müziğimin Türk insanı tarafından tam olarak anlaşıldığını derinden hissediyorum ve bu bana gerçekten çok dokunuyor. l Kültür Servisi