Her gece Caz!
20 yılda beş binden fazla konserle bir rekora imza atan Nardis Caz Kulübü, doğum gününü İKSV Caz’da bu gece konserle kutluyor
Yazgülü AldoğanŞimdilerde pek popüler olan ve neredeyse etrafında iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalıkla çevreli Galata Kulesi, bundan 20 yıl önce pek bir yalnız. Çevresindeki elektrikçi, kablocu esnafı, altıda kepenk kapatıp gittikten sonra ortalıkta sadece tarihi binalarda yaşayan benim gibi öngörülü cesurlar ve sokak köpekleri kalıyor. Bir de tarih sevenler; Galata Derneği gibi bölgeyi korumak isteyen mimarlar. Önder Focan o sıralar Tünel’deki Gramafon’da çalıyor. Ne kadar severdim! Eşi Zuhal Focan ise 1996’dan beri Caz Dergisi’ni çıkarıyor. Caz Derneği ve Galata Derneği’nin niyeti Galata civarında bir Caz Kulübü açmak. Kulenin hemen yan sokağında iki katlı bir boş bina buluyorlar ama sahibi klüp fikrine sıcak değil. Sonradan razı oluyor. Hatta iki yıl önce açılan ve hemen ünlenen bugünkü Ecole St Pierre Hotel’in ve Il Cortile Lokantası’nın da sahipleri Mustafa Beyler! Bu hikayeyi dinlerken iki şeyi merak ediyorum, muhtemelen mekan dökülüyordu, restorasyonun altından nasıl kalktılar ve bir Caz kulübü için izinleri nasıl aldılar?
KADİR TOPBAŞ VE BİRA
Eski güzel zamanlar: bir bira markası sponsor oluyor ve kendi ürünlerini satmak üzere restorasyonu yapıyor ama bir yıl içinde bütün borçlarını ödüyorlar. Kadir Topbaş ise o dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı. Aslen Beyoğlu’nun esnafı. Onun zamanında Beyoğlu’nda güzel ve şimdiye göre cesur şeyler yapıldı. Kadir Topbaş ve danışmanı, sınıf arkadaşı mimar Tülin Ersöz de yardımcı oluyor, turistik işletme izni alınıyor ve Nardis, Caz Lokantası olarak çalışmaya başlıyor. Bu lokanta tanımı da pandemide işe yarıyor: barlar ve gece klüplerine izin çıkmazken onlar lokanta oldukları için açılıyor.
HER GECE BİR KONSER
Bu yıl 20. yaşını kutlayacak “Nardis Caz” 29 Ekim 2002’de, Zuhal Focan’ın doğum gününde açılıyor. Bir özelliği var: Her gece başka bir orkestra ve grup çıkıyor. O günden beri inanılmaz bir rekora imza atıyorlar, tam 5 bin200 konser verilmiş oluyor bu mekânda! Ve kimler geliyor, kimler geçiyor, bu yıl İKSV Caz Festivali’nde sahne alacak olan Diane Reaves bile çıkıyor bu Türkiye’nin ilk ve tek Caz kulübü’nde!
Caz kulübü deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum, ama Nardis’in atmosferi tam da Paris’in St Germain’inde sıkça rastlanan klüpler gibi. Tarihi bir binanın içinde, küçük, samimi bir ortam. En fazla yüz kişi, girerken bir müzik parası ödüyor. Online satış da var. Giriş yaptıktan sonra ne tüketirse onu ödüyor. Bazen bütün geceyi bir kahveyle geçiren de var diyor, Önder Focan, ama genellikle caz müşterileri 35 yaş civarı, kadın ağırlıklı, entelektüel, çalışan, yalnız da gelebilenler ve onlar kadehte kırmızı şarap içiyor. Cazın içkisi şarap, ya da viskidir, yanında atıştırmalık verilir. Nardis’in bir özelliği de erken başlayıp erken bitirmesi. Pandemiyle ilgisi olmadan, 21.30’da müzik başlıyor ve 24’de bitiyor. Deyim yerindeyse nezih bir yer!
HER GECE BİRİ
“Bu kadar farklı müzik grubunu nasıl buluyorsunuz” sorumun yanıtı ise ilginç. Önder Focan çok uzun yıllardır çaldığı için piyasadaki herkesi tanıyor. Yeni başlayan gençler ise kendileri gelip başvuruyor. Yarışmaya gelince: Önder Focan, Estonya’ya 30 yaş altı gençler için düzenlenen bir yarışmaya jüri üyesi olarak çağrılıyor. Gelirken yarışmaya katılmak üzere bir müzisyen getirmesi de söyleniyor. O zaman biz de kendi yarışmamızı yapıp seçelim diyorlar ve ilk yarışmanın birincisi seçilen Evrim Özşuca, Estonya’daki yarışmaya katılıp orada da da birinci geliyor! Evrim ne oldu derseniz, Kırklareli’nde yaşıyor, orada sahneye çıkıyor, özel işler için de İstanbul’a gidip geliyor.
Önder Zuhal Focan ikilisiyle caz seven bir Galatalı olarak 20 yıldır tanışıyorum. İyi ki varlar, iyi ki Galata’da bir vaha gibiler. Nice yıllara deme hakkımı kullanıyor, Akra Caz’da dinlediğim ekibi İKSV ‘de dinlemeye hazırlanıyorum.