‘Hastalık Hastası’ Harbiye’deydi

İBB Şehir Tiyatroları’nın yaz oyunları kapsamında sahnelenen “Hastalık Hastası” adlı oyun, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnelendi.

Öznur Oğraş Çolak

Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda mısır kokuları...

Önceki akşam İBB Şehir Tiyatroları’nın yaz oyunları kapsamında sahnelenen “Hastalık Hastası” adlı oyunu mısır patlatma makinesinin sesi ve mısır kokuları eşliğinde seyrettik. 

Ben sinemada bile izleyicilerin bir şeyler yemesini yanlış buluyorum. Söz konusu tiyatro olunca aklım tutuldu. Bir oyuncu prova arasında bile sahnede bir şey yemez. Oyuncu için sahne kutsaldır çünkü. 

Oyun seyretmeye gelen seyircilerin açık havada olsa bile bir şeyler yemesi kabul edilemez, bu oyuncuya, diğer seyircilere saygısızlıktır. Seyirci mısır makinesinden gelen kokuya dayanamadı oyun sahnede oynanırken bile yerinden kalktı ve mısır makinesinin önünde oluşan kuyruğa girdi. Mısırını alan, kimseye aldırmadan yerine oturup mısır eşliğinde oyunu seyretmeye devam etti.

Bu uygulamaya bir an önce son verilmeli.

Oyuna gelecek olursak, oyun yazarı ve oyuncu olan Molière’in en önemli yapıtlarından biri “Hastalık Hastası”... Başrolünü oynadığı “Hastalık Hastası” oyununun oynandığı sırada Molière sahnede fenalaşıp yere düşer, kısa bir süre sonra yaşamını yitirir. Bu yüzden “Hastalık Hastası” yazarın son oyunu olur.

Oyun, Argan adlı zengin bir hastalık hastasının hikâyesi etrafında şekilleniyor. Argan, evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Evin, her şeyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz gerçeklerin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.

Bu zeki hizmetçiyi Sevinç Erbulak canlandırıyor. Erbulak’ı sahnede birçok kez seyrettim. Komedi oyunlarındaki başarısı dikkat çekici. Oyundaki beden hâkimiyeti ve oyunun ritmini sürekli yukarda tutması alkışı hak ediyor ki selamda en çok alkışı alanlardan biriydi. Alkışı ve ıslıkları en çok alan diğer bir isim ise evin kızının sevgilisi rolündeki Gün Koper’di. Koper’in sahnelerinde deyim yerindeyse şahlandı oyun, seyirci mısırı unuttu, kahkahalar Harbiye’de yankılandı.

Tolga Yeter’in yönettiği oyunun dekoru tabii ki bir hastane odası gibiydi. Müzikler başarılı, kostümler gösterişliydi.