Gerçeği fısıldayan masal! Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...

Mahir Mercan Bilinmezler Labirenti’nde (YKY), belki bir rüya ya da zamanda yolculuk, belki de yalnızca fantastik bir macera ne ki Filiz Özdem, bizi, masalların fısıldadıkları üzerine düşünmeye çağırıyor.

Y. Bekir Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki

HAYALLE GERÇEK

“Buradayım!” diye bağırsa da kendi sesini yalnızca kendisi duymuştur. Kapkaranlık bir ormandadır. Derin bir sessizliğin içinde. Sadece kuş ve böcek sesleri; arada sırada da bilmediği hayvanların ulumaları... Yapayalnızdır. Ve üşümeye başlamıştır Mahir. Soğuk olduğundan değil, korkudan... Oraya nasıl gelmiştir, neden Kâhini görmek istediğini söyler; bildiği yoktur.

Düşsel bir yolculuğa çağırıyor bizi Filiz Özdem; yok, öyle hayatın, zamanın ötesinde bir şey değildir bu. Efsaneden gerçeğe, masaldan mite, alışkanlıklarımızdan düşlerimize, önyargılarımızdan çaresizliğimize... sanki bir solukta başlayıp biten, aslında hiç bitmeyecekmiş gibi duyumsadığımız bir yolculuktur heyecanla, merakla süren; anlamaya, arayışlara çağıran...

“Çünkü hayal ile gerçek birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Ne uydurursan uydur, ne düşünürsen düşün, mutlaka gerçekle bir göbek bağı vardır.” (s. 97)

Umarsız kalmalarımız, öfkeyle kalkıp çözümü kapı dışarı etmelerimiz, düşünmeyle uzak akrabalık hallerimiz, veriliyi/ sunulanı konfor sanmalarımız, boyun eğmelerimiz... Alışmalarımız, hiçbir şeye şaşmazlığımız, dolayısıyla gerçekliğin uzak iklimlerine savrulmalarımız... Her sahnede biri çalıyor kapımızı...

Kendimizi Mahir’le koşarken, ararken, çözüm üretirken bulduğumuz; Buket Topakoğlu’nun resimleriyle çoğalan çağdaş bir masal sunuyor bize Filiz Özdem. Son sözcüğü okuduğunuzda ne düşüneceğinizi biliyorum: Bilinmezler Labirenti aslında “bilinmez” değil!

Mahir Mercan Bilinmezler Labirenti’nde / Filiz Özdem / Resimleyen: Buket Topakoğlu / YKY / 134 s. / 10+ / 2022.