Fatma Girik, 1. ölüm yıldönümünde törenle anıldı

Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılan törene sanatçı Fatma Girik'in sevenleri akın etti.

Orhun Atmış

Türk sinemasının dört yapraklı yoncasından biri, siyasetçi olarak da başkanlık yaptığı İstanbul, Şişli Belediyesi’ne adını altın harflerle yazdıran sanatçı Fatma Girik ölümünün 1. yıldönümünde unutulmadı. Anma töreninin yapıldığı Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’ne sadece Şişlililer değil İstanbul’un her yerinden insan akın etti. Salonda boş yer kalmadı, kimisi töreni ayakta izledi, kimisiyse fuayede içeriden gelen sesleri takip etmeye çalıştı. 

Şişli Belediye’sinin ev sahipliğinde düzenlenen törende; Girik’e duyulan sevgi ve özlem konuşmalara da yansıdı. İlk bir saatte sadece dört konuşma yapılınca etkinliğin moderasyonunu yapan Faruk Şüyün, diğer konuşma yapacakları süreyi 5-6 dakikada tutmaları için uyardı. 

Tören Girik’in kendi sesinden söylediği “Aşk Büğümü” ve “Su Sızmazdı Aramızdan” şarkılarının dinlenmesiyle başladı. Fatma Girik’i Anma Gecesi’nde dünyaca ünlü piyanist Burçin Büke de iki eser yorumladı. Vadullah Taş Arşivi’nden hazırlanan görseller ise fuaye alanındaki dijital ekranda gösterildi. 

Müjdat Gezen ise yaptığı konuşmada, “Fato benim için en sağlam karakterli insanlardandır. Dört yapraklı yoncanın birinci yaprağı odur. 1966’da ilk filmimizi çektiğimizden beri benim en yakın arkadaşımdan öte, dostumdu. Memduh ağabeyi de onu da çok seviyordum. Memduh ağabey hayatını kaybettikten sonra Fato, kendini toparlayamadı. Ölüm haberi beni inanılmaz hırpaladı” ifadelerini kullandı.

SÜRER GÖZYAŞLARIYLA...

Nur Sürer, gözyaşları içerisinde konuşurken şunları söyledi: “Buraya gelirken bir yılın ne kadar çabuk geçtiğini düşündüm. Sanki böyle dün daha Şehir Tiyatroları’ndaymışız gibi. Fato ile 1985’te tanıştım. ‘Yılanların Öcü’ filminde birbirimizi çok sevdik. İkimiz de biraz serseriydik. Onun bir minibüsü vardı. Birlikte sabah çıkıp çalışacağımız köye giderdik. Kadir İnanır çok sinirlenirdi bize. ‘Kadın başınıza minibüslerle gidiyorsunuz geliyorsunuz köye’ filan diye. Sonra tabii hiç kopmadık yani ölünceye kadar. Ölünceye kadar elini benim sırtımdan hiç çekmedi. Bir de biz eylem arkadaşıydık. 12 Eylül döneminde bile eylemler yapabiliyorduk, şimdiki gibi değildi. O eylemlerin hepsinde birlikteydik.”