En güzeli, kendi ışığımız! Y. Bekir Yurdakul'un yazısı...

Göknur Birincioğlu; Alpler’den Karadeniz’e uzanan yedi büyük dokunuş sunuyor okuruna. Mete Kaplan Eker’in benzersiz desenleriyle çoğalan anlatıların her birini; ince ince örülmüş, ince elenip sık dokunmuş, yılların süzgecinden geçmiş masallar olarak okudum.

Y. Bekir Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki

“Yaşı ne denli büyüse de halen biraz çocuk.” Mete Kaplan Eker’in benzersiz deseni, fonda mavinin yumuşak, zarif tonları, yeryüzünden, gökyüzünden bir kucak gülümseme... Bu çekiciliğin içinde bir büyücü: Kaleydoskop.

Genellikle kitapların kapağında da oyalanırım. Nereden sesleniyor bana, ne vaat ediyor, nasıl tasarlanmış? Kimi zaman uzar bu oyalanma. Kaleydoskobumdaki Öyküler’i (Final Kültür Sanat Yayınları) okumaya durduğumda da böyle oldu. Çok sevdiğim mavinin sıcak seslenişiyle birlikte çiçek dürbünü olarak da bildiğim kaleydoskopun vaat ettiği o büyük varsıllık karşıladı beni.

Kapağın sesindeki bu sıcaklık, kitabın armağan ettiği yedi öyküden her birini okudukça çoğaldı; benim için bir iç sevince, neşeli bir yolculuğa dönüştü.

HER ŞEY İÇİMİZDE SAKLI

Göknur Birincioğlu; İsviçre’den, Alpler’den Karadeniz’e uzanan yedi büyük dokunuş sunuyor okuruna. Onların her birini, ince elenip sık dokunmuş, yılların süzgecinden geçmiş masallar olarak okudum.

7 masalda, onun verdiği isimle “öykü”de; 7 farklı dünya, 7 farklı yolculuk anlatıyor olsa da bana sorarsanız her biri yaşamı anlama ve anlamlandırma isteğinin bir yansıması olarak çıkıyor karşımıza. Tıpkı bir kaleydoskopun konuşması, seslenişi gibi.

Kaleydoskopunu her çevirişinde renkler, desenler, ışık oyunları farklılaşsa da isteği, derdi, beklentisi, yüreğinde çoğalttığı, paylaşmak istediği varsıllık hep aynı kalıyor.

Çünkü renklerin, desenlerin, ışığın, doğanın, yaşamın sunduğu armağanların farkına varmadığımız anlar, günler az değildir. Aklımızı uzak bir yerlere takıp yanı başımızdakileri ıskaladığımız da çok olmuştur.

Yol; önümüzde sessizce serilip adımlarımızı beklerken yol aramalarımız; bir bungunluğun içinde kıvranıp kalmalarımız da öyle... Sahip olduklarımızı bir yerlerde unutmak ya da hiç fark etmemek...

Siz bu sıraladıklarıma kolayca başkalarını ekleyebilirsiniz. İşte, bütün bunlar üzerine yeniden düşünmek, baktığımız yerlere bambaşka bir gözle yeniden bakmak, hedeften önce yolculuğun ve yolun kıymetini keşfetmek...

Dahası belki de bütün o yürüdüğümüz yolları baştan anımsamak, olmadı yeniden düşmek yollara...

Kendisini tanıtırken söze, “Gelinciklere hayranım, kırılgan görünüşlerinin ardındaki güçlü kökleri bana hep umut verir” diye başlayan Göknur Birincioğlu, böylece kaleydoskopunda neler göreceğimizin ipuçlarını da veriyor.

Kaleydoskobumdaki Öyküler’in her birinde kaleydoskopunu sanki yeniden donatıyor, renklendiriyor, bambaşka bir boyuta taşıyor. Ve uzatıyor hepimize.

 

Kaleydoskobumdaki Öyküler / Göknur Birincioğlu / Resimleyen: Mete Kaplan Eker / Final Kültür Sanat Yayınları / 80 s. / 9+ / 2022.