En gerçekçi Star Wars hikâyesi: 'Andor'

Çok çok uzak bir galakside geçen “Andor” 21 Eylül’de Disney+’ta izleyiciyle buluşuyor. Dizinin yaratıcısı ve oyuncuları Cumhuriyet’e konuştu.

Emrah Kolukısa

O çok sevilen klişeyi kullanırsak, çok çok uzak bir galakside geçen “Andor”’da İmparatorluk güçlerine karşılık isyanın nasıl örgütlendiğini ve Cassian Andor’un (Diego Luna) nasıl bir devrimciye dönüştüğüne tanık oluyoruz. “Rogue One: A Star Wars Story” filmindeki hikayenin 5 yıl öncesini anlatan dizide casusluk, politik entrikalar, aksiyon, gerilim ve romantizm iç içe geçiyor. Tony Gilroy’un yaratıcı yapımcı ve senarist olarak yükün büyük bir kısmını yüklendiği dizide aralarında Stellan Skarsgard, Adria Arjona, Fiona Shaw, Denise Gough, Kyle Soller, Genevieve O’Reilly gibi oyuncuların da olduğu zengin bir kadro var.

Çevrimiçi olarak düzenlenen ‘yuvarlak masa’ söyleşilerinde ilk olarak dizinin yaratıcı Tony Gilroy ile konuşmaya başlıyoruz. Gilroy şöyle anlatıyor “Andor”u: “Disney +’ın diğer Star Wars dizilerinden farklı bir iş bizimki. Örneğin “Obi-Wan Kenobi” hemen her şeyi belirlenmiş, öncesi sonrası bilinen bir hikaye anlatıyor, biraz boşlukları dolduran bir dizi gibi. Yani aslında insanların aklındaki bazı soruları cevaplayan bir dizi. “Mandalorian” ise başka türlü bir anlatıya sahip, her bölüm çok basit ama çok kesin çizgileri olan bir şeyi anlatıyor. Bizim dizimizde ise Star Wars evreninde çok az bilinen bir yere giriyoruz, bu anlamda çok yeni aslında. Sanki otoyolda bir çıkışa sapıp sizi köylere, kırsala götürüyoruz, tamamen farklı bir vokabüleri, farklı bir kafa yapısı var, her şeyi farklı.” 

Gilroy haklı, gerçekten de çok farklı bir dünya var karşımızda. Star Wars evreninin bu farklı tasarımını aslında 2016 yapımı “Rogue One: A Star Wars Story”de de görmüştük. O film de yine Tony Gilroy’un imzasını taşıyordu ve tıpkı “Andor” gibi içinde Jedi kahramanların yer almadığı bir hikayeye tanık ediyordu izleyiciyi. Peki içinde hiç Jedi ve hatta ışın kılıcı bulunmayan bir Star Wars dizisi çekmek gibi cüretkar bir işe nasıl soyundu Gilroy, ona ilk sorumuz bu oluyor.

“Galaksinin ne kadar büyük olduğunu hayal edin ve bir de o devasa galakside yaşayanları düşünün. Tam da bütün Jedi şövalyelerinin yok olduğu bir dönem aslında. Bir söylenceden ibaret hepsi, birçokları ne olduklarını bile bilmiyor tam olarak. Star Wars galaksisindeki bir fırıncının, bir tamircinin Jedi’lar ya da ışın kılıçları hakkında bir şey düşündüklerini sanmıyorum, hatta bildiklerini bile düşünmüyorum. Onun da ötesinde bu konuları işleyen öyle çok film çekildi ki… Buna dair yeni bir şey ne söylenebilir, bilmiyorum.”

‘EN GERÇEKÇİ STAR WARS HİKAYESİ’

Dizide başrolü, yani Cassian Andor karakterini canlandıran Diego Luna aynı rolü “Rogue One”dan 5 yıl sonra yeniden üstleniyor ama bu kez tüm dizinin merkezinde görüyoruz onu. Dizi 5 yıl sonra çekilse de “Andor” aslında “Rogu One”dan beş yıl öncesinde yaşananları anlatıyor ve Gilroy’un deyişiyle “Cassian Andor’un devrim mikrobunu nasıl kaptığını, devrim tarafından nasıl dönüştüğünü, büyüdüğünü, eğitildiğini” bize gösteriyor. Bir liderin doğuşunu izlediğimiz “Andor”u elbette rolü canlandıran Diego Luna’ya da soruyoruz.

“O müthiş evrene geri dönüp yeniden Cassian Andor’u canladırma şansına sahip olmak çok heyecan vericiydi benim için” diyerek sözlerine başlayan Luna şöyle devam ediyor: “Öncelikle şunu belirtmek gerek, “Andor” şimdiye kadar yapılmış en gerçekçi Star Wars hikayesi. Buradaki insanlar gerçekten bir hayat mücadelesi veriyor ve devrimin nasıl uyandığını tanık oluyoruz. Ayrıca politika, casusluk gibi unsurlar da dizinin diğerlerine göre çok daha karanlık bir tona sahip oluşunda pay sahibi bence. Karaktere gelince, evet aynı adam belki ama bu sefer 5 yıl öncesini anlattığımız için onu bambaşka bir durumun içinde bulma şansımız var. Bir kere 5 yaş daha genç, yani daha çocuksu diyebiliriz ve neler yapabileceğinin, gücünün çok da farkında değil. Galakside de farklı bir zaman, 5 yıl önce İmparatorluk tam bir hakimiyet ve kontrol sahibi. Bir yandan da devrimin doğuşu yaşanıyor, her şey yakında bambaşka olacak. Buradaki Cassian çok başka bir adam bence ama şunu da unutmayalım karaktere yazacağımız hikaye eninde sonunda “Rogue One”a bağlanacak ve anlamlı bir çizgide seyretmesi gerekiyor bu yolculuğun. 5 yıl öncesini anlattığımız doğru ama Cassian’ın çocukluğuna ait flash-back sahneler de var, yani dizide her şeyini feda etmeye hazır bir adamın bu noktaya nasıl geldiğini bütünlüklü bir şekilde anlatmaya çalışıyoruz.”

‘AMAN TANRIM STAR WARS’DAYIM!’

Star Wars evrenine ilk kez bu diziyle katılan Porto Riko asıllı genç oyuncu Adria Arjona “Andor”un önemli karakterlerinden Bix Caleen’i canlandırıyor. Bu yıl içinde Olivier Assayas’ın yönettiği “Irma Vep” adlı dizide ve başrolünü Andy Garcia ile paylaştığı “Father of the Bride” adlı filmde de izlediğimiz güzel oyuncu “Andor”da yer aldığı için bir hayli heyecanlı.

“Setteki ilk haftamda Star Wars’da olduğum gerçeğini bir türlü kavrayamadım. Sürekli ‘Aman Tanrım, Star Wars’dayım’ diyorum kendime. Sonra yavaş yavaş bu heyecanımı atlattım ve hikayeye, karaktere odaklanmaya başladım. Aslında genellikle Star Wars ya da Marvel gibi büyük ölçekli işlerde size karaktere dair çok fazla malzeme verilmez. Ama Tony Gilroy bu anlamda çok yardımcı oldu ve bize yetişkin gibi davranarak karakterin yolculuğuna dair, onu nasıl şekillendireceğimize dair bizimle çok fazla konuştu. Senaryoyu ilk okuduğumda ne kadar insani ve ne kadar çiğ olduğunu görüp çok şaşırdım, iyi anlamda söylüyorum. Beklemediğim bir şeydi doğrusu.”

Adria’yı yakalaşmışken hem Olivier Assayas hem de Tony Gilroy gibi her ikisi de sektörde çok saygı duyulan isimlerle çalışmanın nasıl bir şey olduğunu soruyorum.

“Olivier’yi önceden tanıyordum, hatta birlikte çalışacaktık ama zamanlama yüzünden bir türlü olmamıştı.  O yüzden bana “Irma Vep”i önerdiğinde hemen kabul ettim. “Senaryoyu bile okumadın” dedi, ben de, ‘sana güveniyorum’, dedim ona. Tony ile de benzer bir şey oldu. Onunla bir deneme yaptık ve bir dakika kadar sessiz kaldıktan sonra bana “Star Wars’a hoşgeldin” dedi. Ne, nasıl yani dedim, 10 dakika içinde bütün hayatımı değiştirdin… Bunu kendi yeteneklerimi övmek için söylemiyorum, Tony’yi övmek için söylüyorum, çünkü ne istediğini ve bunu nerede ya da kimde bulacağını çok iyi biliyor. Çok iyi bir lider ve zaten ne demek istediğimi diziyi izleyince de anlayacaksınız.” 

GÜÇLÜ KADINLAR ÖNE ÇIKIYOR

Dizide Mon Mothma’yı canlandıran Genevieve O’Reilly ise 17 yıl önce ilk kez Star Wars evrenine adım atmış, yani bir anlamda dizinin en kıdemlilerinden. “Andor’da Mon Mothma’yı sadece bir senatör ya da sadece bir lider olarak değil, aynı zamanda bir kadın olarak da görüyoruz” diyor ve ekliyor: “Onunla birlikte İmparatorluk Senatosu’nda bir kadın olmanın ne demek olduğunu da anlıyoruz; bunun ne kadar zor, ne kadar tehlikeli bir şey olduğunu, muhaliflerin sesi olmanın ne denli tehlikeli bir şey olduğunu görüyoruz. Star Wars filmlerinde ve bu dizide çok güçlü kadın karakterler ve benim çok sevdiğim kadın oyuncular var. George Lucas benim canlandırdığım Mon Mothma’yı asilerin lideri olarak tasarlamıştı ve o zaman için de şimdi için de çok cüretkar bir tercih bu. Güç sahibi kadınları perdede ya da ekranda gösterebilmek önemli çünkü bu dünyadaki birçok kadını da teşvik edecektir bence.”

“Andor” 21 Eylül’de dijital platform Disney +’ta başlıyor.