‘Emperyalizm yaktı kül etti!’
Yaşar Aksoy, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan İzmir 1922 Yangını - İzmir Yanıyor Anam (Smyrni Mana Kegete) adlı kitabında, ‘Selanik 1917 Yangını’nın bir rövanşı gibi algılanan ‘İzmir 1922 Yangını’nın gerçekte “Amerikalı Amiral Bristol, Fransız Amiral Dumesnil, Vera Dumesnill, İtfaiye Kumandanı Paul Greskovich, ABD Yardım Teşkilatı Şefi Mark Prentiss ve Vatikan Gizli Raporları” gibi pek çok uluslararası belgeler ışığında örgütlü bir etnik çete tarafından gerçekleştirildiğinin izlerini sürüyor. Aksoy 335 sayfalık incelemesinde ayrıca Selanik’i yakanlar ile İzmir’i yakanların emperyalizme bağımlı, üniformalı veya üniformasız kişiler, guruplar, çeteler, derin devlet örgütlenmeleri olduğunun altını çiziyor.
Savaş Ünlü‘SELANİK YANGINI, İZMİR YANGINI’NIN İŞARETİNİ VERDİ!’
- Kırmızı Kedi Yayınevi’nin “Türk Devrimi Dizisi” içinde yer alan ve sizin hazırladığınız “100.Yılında Ulusal Direnişin Bilinmeyen Tarihi” dizisinin 5. cildi, İzmir 1922 Yangını olarak okuyucularla buluştu. İlk olarak kısaca bu seriden bahseder misiniz?
Hiç yayınlanmamış hatıratları ve belgeleri kapsayan 5 ciltlik seride sırasıyla Dil Derneği Ödülü’nü kazanan Hasan Tahsin (Yürekler Selanik), Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan Gavur Mümin (Gazi Paşanın Casusu), İstiklal Süvarisi (İzmir’in Kurtuluşu), Efeler İsyanı (Kuvayı Milliye), İzmir 1922 Yangını (İzmir Yanıyor Anam-Smyrni Mana Kegete) yayımlandı.
Hiç yayınlanmamış hatıratları ve belgeleri kapsayan bu ciltler benzersiz bir çalışma olarak, hem Ulusal Kurtuluşun 100.Yılını, hem de Cumhuriyetin 100.Yılını kucakladı. Dizi yeni ciltlerle sürecek.
- İzmir Yangını kitabınızın ana fikri nedir?
Selanik Yangını, aslında İzmir Yangını’nın işaretini verdi... Balkan Savaşı esnasında 1912 yılında Osmanlı ordusu, tek kurşun atmadan Selanik’i Yunanlara teslim etmişti. Yunan rejimi 5 yıl boyunca şehirde örgütlendi, hedefleri nüfusun yüzde 20’si civarında olan Rum nüfusu yüzde 100’e çıkarmaktı.
1917 yılında bir devlet komplosu olarak şehir, Rum bölgesi hariç olmak üzere ateşe verildi. Selanik 1917 yangını, Yahudi, Türk ve Avdeti (dönme, sabataycı) nüfusun yoğun olduğu 120 hektar alanı yok etti. Hemen ardından gündeme sokulan yeni imar planı ile yanan şehir alanı içindeki ahali, tapularının yerlerini ispat edemedi. Bu süreç şehrin nüfusunu yüzden doksan Yunan yaptı. Tüm bu gerçekler, yangının bir devlet komplosu olduğunu kitaplarında yazdığı için vatandaşlıktan atılan Yunanlı solcu yazar Elias Petropoulos’un ve daha birçok Yunanlı aydının belgelediği gerçeklerdir.
Türk Ordusu şehre girdikten sonra, 13 Eylül 1922’de, 25 ayrı yerde aynı anda infilaklarla Haynots’da (Basmane Ermeni Mahallesi) başlayan ve 16 Eylül’de kentin 45 bin toplu konutundan 14.000’ini yok eden İzmir 1922 yangını ise, 9 Eylül İzmir’in kurtuluşundan sonra Hıristiyan, Rum ve Ermeni mahallelerini kül ederek, Yahudi ve Türk - Müslüman kesime bir zarar vermedi. Şimdiki Basmane, Kültürpark ve Alsancak’ın bazı kıyı şeridi hariç olmak üzere tümüyle büyük bir alanı kül etti.
‘SELANİK’İ VE İZMİR’İ YAKANLAR ÜNİFORMALI VE ÜNİFORMASIZ AYNI DERİN ÖRGÜTLENMELERDİR!’
Kitabım, Selanik Yangını’nın bir rövanşı gibi algılanan İzmir Yangını’nın gerçekte “Amiral Bristol, Amiral Dumesnil, İtfaiye Kumandanı Greskovich, ABD Yardım Teşkilatı Şefi Mark Prentiss ve Vatikan Gizli Raporları” gibi daha nice uluslararası belgeler ışığında örgütlü bir etnik çete tarafından gerçekleştirildiğinin izlerini sürmekte ve belgelemekte. Daha da ilginci, Selanik’i yakanlar ile İzmir’i yakanların aynı üniformalı veya üniformasız kişiler, guruplar, çeteler, derin devlet örgütlenmeleri olduğunun altını çizmekte.
‘İZMİR SOYKIRIMI’ İDDİALARI!
- “İzmir Soykırımı” iddiası da, gündeme getirilmek istenmekte.
Kitabım, Emperyalizmin komplosu sonucunda İzmir’in en zengin mahallelerinin kül oluşunu belgelerken, Türkiye Tarihi’nde hiç araştırılmamış, hiç yazılmamış, hiç açıklanmamış gerçekleri gözler önüne seriyor.
Konu çok önemlidir. Çünkü ileride ilan edilmesi için Yunan siyasi rejimi ve Ermeni diasporası tarafından küresel biçimde çalışılan “İzmir Soykırımı” iddiaları, büyük ölçüde İzmir Yangını’na dayandırılmaktadır. Ermeni Soykımı iddiası bile, (1915-1923) parantezi içine alınmıştır.
ABD’de 700 şehirde aynı anda, kısa bir süre önce oynatılan “Smyrna Moy - İzmir Sevgilim” isimli Yunan propaganda filmini de bu çerçeve içinde algılamalıyız.
- Şehri kim yaktı?... Yunanlar mı, Rumlar mı, Ermeniler mi, Türkler mi?
Asla İzmir’i, “Yunanlar, Rumlar, Ermeniler, Türkler yaktı” diyemeyiz. Milletler, halklar, etnik guruplar, gündelik geçim mücadelesinden başka bir şey düşünmeyen ahali gurupları masumdur, savaşlardan, kanlı kavgalardan, terörden, yangınlardan, soykırımlardan sorumlu değillerdir.
İzmir’i Rum veya Ermeni ahalisi, Yunan halkı veya işgalin en ağır zulmünü yaşamış garip ve fakir Türk ahali yaktı diyemeyiz. Biz, Emperyalizme sırtını dayamış ve 30 Ağustos’tan sonra tüm Batı Anadolu’yu şehir, kasaba ve köy olarak ateşe vermiş, kül etmiş Yunan Siyasi rejimini ve Ermeni terör guruplarını yangından sorumlu olarak gösteriyor ve bunu uluslararası raporlarla destekliyoruz. Üstelik tüm Ege’yi kül eden Yunan 48.Yangın Tümeni komutanı Albay Plastiras’ın daha sonra 3 kez Yunan Başbakanlığı yapıp, Yunan Faşizmini kuran bir siyasal önder olduğunun altını çiziyoruz.
1998 yılında bizzat Yunanistan tarafından Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş, yazdığı Ermeni Tarihi kitaplarını Hrant Dink’e armağan etmiş ve Ermeni yayın organı Jamanak’ta dostluk yazıları yayınlanmış bir yazar olarak, İzmir’i Yunanlar, Rumlar, Ermeniler yaktı diye bir suçlamayı asla getirmem. Benim derdim Emperyalizm ile.
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN FRANSIZ AMİRAL DUMESIL’E GÖNDERDİĞİ TELGRAF
- İzmir yanarken Mustafa Kemal şehirde idi. Onun tavrı ne oldu?
Mustafa Kemal 10 Eylül 1922’de İzmir’e girdi, yangın 13 Eylül’de başladı. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Fransız Amiral Amiral Dumesil’e yangından az sonra, 17 Eylül 1922 tarihinde Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey aracılığı gönderdiği telgraf, Batılı devletlerin Müttefik Komutanlığı’na da gönderilmişti. Türk Ordusunun tavrını net içimde açıklayan telgraf metni şu şekilde idi:
“Amiral Dumesnil’e... İzmir yangını hakkında açıklama aşağıdadır. Ordumuz İzmir’i her türlü kazadan korumak için şehre girmeden evvel önlemler tarafımızdan alınmıştır. Ancak Yunanlar ve Ermeniler, Türk Ordusu İzmir’e girerse şehri yok etme kararı için önceden hazırlanmış planları olduğunu öğrendik.
İzmir Rum Metropoliti Hrisostomos tarafından bulunduğu kilisede (Müslümanlar tarafından işitilmiştir), Müslümanları ve İzmir’i yakmanın dini bir görev olduğu” yönünde telkinde bulunulmuştur. Tahribin büyüklüğüne bakıldığında, bunların çok iyi teşkilatlanma ve organizasyon içinde oldukları görülmektedir. Bunu kanıtlayan birçok şahit ve belgeler ele geçirilmiştir...
Askerlerimiz yangını söndürmek için bütün güçleriyle çalışmışlardır. Yangını askerlerimize mal eden ve iftira edenler, İzmir’de durumu yerinde görebilirler.
Bundan sonra resmi bir soruşturma başlatılmıştır. Şu anda burada bulunan her milletten gazeteciler zaten bu vazifeyi yapmaktadırlar. Hıristiyan ahali hakkında gereği yapılmakta, iyi bir bakım, yaralananların tedavisi ve göçmenlerin yerlerine iadesi işlemleri devam etmektedir...”(Bilal Şimşir, Atatürk ile Yazışmalar, The Correspodence with Atatürk) Kültür Bakanlığı, 1981)
KÜÇÜK ASYA SAVUNMA TEŞKİLATI VE İZMİR YANGINI’NDAKİ ROLÜ!
- Yangının failleri arasında net biçimde işgalci Yunan Ordusu’nun izleri tespit edildi mi?
Bu noktada, yarı resmi, yarı milis “Mikrasiatika Amyna” örgütünün izlerini takip etmek gerek. “Küçük Asya Savunma Teşkilatı” anlamına gelen bu silahlı örgütü net biçimde tespit edebiliyoruz. Birçok araştırmacı ve tarih akademisyeni sayesinde, İzmir’de Yunan işgalinin son döneminde ilan edilen İyonya Devleti’nde büyük komplo faaliyetleri ile meşgul olan bu örgütü izliyor ve İzmir Yangını’ndaki rolüne dikkat çekiyoruz.
Tüm Batı Anadolu şehir ve kasabaların yakmış olan Albay Plastiras komutasındaki Yunan Yangın Tümeninin ve General Turkom komutasındaki Ermeni Savunma Örgütü’nün yanı başında yer alan, kılık değiştirmiş Yunan küçük rütbeli subaylarının komuta ve yönlendirmesi altındaki bu Rum örgütünün de yangındaki rolü küçümsenmemelidir.
- Mikrasiatika Amyna konusundaki belgeleri hangi kaynaklardan bulabiliriz?
Şu akademik çalışmalar bunu açıklamaktadır:
1- Çiğdem Kılıçoğlu Cihangir - Doktora Tezi 2017 - 2. Meşrutiyet’ten Milli Mücadeleye Anadolu’da Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Boyutlarıyla Rum Örgütlenmeler (1908-1922) / A.Ü. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü.
2- Çağla Derya Tağmat – Doktora Tezi 2015 - İstanbul’da Helenizm Sosyo Kültürel Örgütlenmeler (1908-1922) / A.Ü.Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü.
3- Selim Erdoğan - İstiklal (Vatanımda Bir Tek Düşman Kalmasın) / Kronik Yayınları / 2022.
İzmir 1922 Yangını - İzmir Yanıyor Anam (Smyrni Mana Kegete) – 335 sayfa - Kırmızı Kedi Yayınevi