Dünyaca ünlü keman virtüözü Suna Kan yaşamını yitirdi (12 Haziran 2023)

Türkiye’nin “Harika Çocuk”larından Suna Kan (86) yaşama gözlerini yumdu. Devlet Sanatçısı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) emekli solist sanatçısı Prof. Dr. Suna Kan için bugün CSO’nun tarihi binasında tören düzenlenecek.

Cumhuriyet

Cumhuriyetin sanat alanındaki kilometre taşlarına imza atan, ustaların ustası Suna Kan, 86 yaşında yaşamını yitirdi. Sanatçının ölüm haberini Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, sosyal medya hesabından duyurdu.

Onay, “Suna Kan’ı kaybetmişiz... Allah rahmet eylesin... Mekânı cennet olsun... Oğlu Ömer Üstel başta olmak üzere tüm yakınlarına, sevenlerine, müzik camiamıza başsağlığı ve sabırlar dilerim... Büyük bir müzisyenimizi, yakın dostumu ve yeri doldurulamaz değerli kemancımızı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyim... Kalbimizde hep yaşayacak eşsiz anıları ve kayıtlarıyla” dedi. Gülsin Onay, nisan ayında sanatçıyı ziyaret ederek Kan’a piyano dinletisi sunmuş ve bu anları sosyal medya hesabında paylaşmıştı. 

Devlet Sanatçısı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) emekli solist sanatçısı Prof. Suna Kan için CSO tarihi binasında bugün 10.30’da tören düzenlenecek. Naaşı Kocatepe Camisi’nde kılınacak öğle namazını takiben Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

‘HARİKA ÇOCUK’

Suna Kan, “Harika Çocuk” yasası olarak bilinen üstün yetenekli çocuklar yasası İdil Biret’le birlikte kendisi için çıkarılarak 1948 yılında müzik eğitimi için yurtdışına gönderildi. Gabriel Bouillon’un öğrencisi olarak öğrenim gördüğü konservatuvarı 1952’de birincilikle bitirdi. Suna Kan, 1954 yılında Cenevre Uluslararası Yarışması’nda birincilik ödülünü aldı. 1955 yılında Viotti Uluslararası Yarışması’nda ikincilik, 1956 yılında Münih Uluslararası Yarışması’nda ikincilik ödüllerini kazandı. 1957 yılında katıldığı M. Long - J. Thibaud Uluslararası Yarışması’nda Paris Şehri Ödülü’nü aldı. Uzun yıllar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında ve kurucuları arasında bulunduğu Ankara Oda Orkestrası’nda başkemancı ve solist sanatçı olarak yer aldı.

HER KITADA KONSER

Geniş bir repertuvara sahip bulunan çağdaş keman edebiyatına ve özellikle Türk bestecilerin yapıtlarına programlarında yer vermeyi ilke edinen Suna Kan, Türk sanatına katkısı ve üstün hizmetlerine karşılık 1971 yılında Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırıldı. Yurtdışında çok sayıda turneler yaparak hemen bütün kıtalarda sanatını dinleten Kan, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre, Belçika, Hollanda, İsveç, Norveç, Rusya, Çin, Japonya, Kanada, Amerika ve Güney Amerika ülkelerinde konserler verdi. Üst düzey orkestralarla konçertolar yorumlayan sanatçımıza eşlik eden orkestralar şöyle sayılabilir: Londra Senfoni, Los Angeles Filarmoni, Bamberg Senfoni, Moskova Senfoni, Fransa Ulusal Radyo Senfoni. Yönettiği orkestralarla sanatçıya eşlik eden ünlü şefler arasında Istvan Kertesz, Walter Susskind, Zubin Mehta, Hans Rosbaud, Louis Fremaux, Gotthold Lessing, Michel Plasson, “ikili konçerto” yorumladığı ünlü solistler arasında da Yehudi Menuhin, Igor Bezrodni, Pierre Fournier, Andre Navarra, Frederick Riddle bulunuyor. 

Sanatçı, 1996 yılında Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirildi. 1997 yılında Müşerref Hekimoğlu’nun yazdığı “Suna Kan: Öz Şarkısını Duyuran Keman” adlı kitap Sevda - Cenap And Müzik Vakfı tarafından yayımlandı. 2006 yılında ise İKSV İstanbul Müzik Festivali tarafından Onur Ödülü verildi.

NE DEDİLER? 

‘ANADOLU’YU KUCAKLADI’

ZEYNEP ORAL: Bir dostum haberi alınca “Sihirli keman sustu” diyordu... Evet gençliğimizde ona “sihirli keman” derdik... Suna Kan bu ülkede nitelikli klasik müziğe yol açmak, yaymak için çok çalıştı, sonsuz katkılarda bulundu. Anadolu’nun her köşe bucağında konserler verdi. Adanalı olmanın tadını çıkarır vatanın her köşesini, konser vermeye gittiği her yeri sımsıkı kucaklardı. Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine bağlılığı çarpıcıydı. Sorumlu aydın tavrını ve duruşunu hep sürdürdü... Ben onun yeteneği ustalığı kadar alçakgönüllülüğüne, cömertliğine, vericiliğine, hayata sarılışına da hayrandım. Meslektaşlarına sevgisi ve saygısı sonsuzdu... Suna Kan’ın insan olarak benim en unutamadığım yanı içinde hep bir çocuğun gizli olmasıydı. Dünyaya kocaman güzel gözleriyle adeta şaşarak bakardı... Çevresine hayata hep nahif, çocuksu, ama çok içten, çok sımsıcak bir bakışı, bir tutumu vardı. Nurlar içinde uyusun...

‘BİR YILDIZ KAYDI’

EVİN İLYASOĞLU: Keman sanatçımız Suna Kan, Ayşegül Sarıca ve Arın Karamürsel gibi piyanistlerimizin ardından klasik müzik dünyamızdan bir yıldız gibi kaydı. Disipliniyle, hiç yitirmediği ama sahneye yansıtmadığı heyecanıyla, ilkelerine bağlılığıyla, Türk bestecilerinin nice yapıtını ilk kez seslendirip gün ışığına çıkarmasıyla keman yorumcularımızın tarihinde çok önemli bir yere sahipti. Gençlere örnek olan bir disipline sahipti. Umarım onun kayıtları da en kısa zamanda gün yüzüne çıkar. Onunla yapılmış söyleşiler de yayımlanır. Çok üzgünüm. Not: Çarşamba yazımda Suna Kan ile yapılmış tarihi bir söyleşiyi yayımlayacağım.

‘ALTIN HARFLERLE KAZINDI’

CİHAT AŞKIN: Suna Kan, müzik sanatımızın keman alanındaki en önemli varlıklarından birisiydi. Yorulmak bilmeyen yorumculuğu, virtüözlüğü, yol göstericiliği, oda müziği alanındaki liderliği ve saymakla bitmeyecek özellikleriyle müzik tarihimize adı altın harflerle kazınmıştır. Onun manevi mirasçıları olarak sanatını gelecek nesillere ulaştırmaktaki azmimiz ve bayrak taşıyıcılığımız bizlere önemli görevler yüklemektedir.

‘SEMBOL BİR İSİM’

RENGİM GÖKMEN: Bir haftadır yoğun bakımdaydı. Ne yazık ki ablamızı kaybettik. Ailecek tanıştığımızdan çocukluğumdan beri ablamdı. Kemancılığın ötesinde sembol bir isimdi. Türk icracılık tarihinde özel bir yere sahipti. Cumhuriyet döneminde yetişmiş solist sanatçıların başında geliyordu. Adı CSO ile özdeşleşmişti. Türk Müzik tarihine kattıkları unutulamaz.

‘CUMHURİYETİMİZİN DEĞERİ’

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Cumhuriyetimizin çok sesli müzik alanında yetiştirdiği büyük değer, dünyaca ünlü keman virtüözlerinden, devlet sanatçımız Suna Kan’ın vefatından dolayı büyük üzüntü duydum. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiasına başsağlığı diliyorum.

NADİR NADİ’NİN KEMANI BAĞIŞLANMIŞTI

Cumhuriyet gazetesi başyazarı ve Mozart tutkunu Nadir Nadi’nin uzun yıllar çaldığı İtalyan yapımı kemanı, eşi Berin Nadi’nin vasiyeti üzerine, 2009 yılında Cumhuriyet Vakfı’nda düzenlenen bir törenle Suna Kan’a teslim edilmişti. Bunun haberi 13 Haziran 2009’da gazetemizde şöyle yer aldı: 

“Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Aydın Aybay tarafından Suna Kan’a sunulan keman, Kan’ın seçeceği yetenekli ve ihtiyacı olan bir keman öğrencisine verilinceye kadar Cumhuriyet Vakfı’nda muhafaza edilecek. Vakıf binasındaki törene Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev Coşkun, vakıf yöneticisi Erol Erkut, gazetenin yazarlarından Zeynep Oral, vakıf avukatı Barış Aybay Özay ve gazetenin Kültür Servisi Şefi Celal Üster de katıldılar.

‘BİRLİKTE ÇALMIŞTIK’

Bu bağışın çok anlamlı olduğunu belirten Suna Kan, törende şunları söyledi: Bu kemanı zamanında birlikte çalmıştık Nadir Nadi ile. Çocukluğumda da adını hep babamdan duyardım. Nadir Bey Fransa’daki hocamın arkadaşıydı. Hatta ben Paris Konservatuvarı’ndan çıktığımda Cumhuriyet gazetesinde ‘Fransa’daki ilk Türk kızı’ diye haberimi yapmıştı. Hem Berin  Hanım hem Nadir Bey bana hep dostluk ve yakınlık gösterdiler. Babam da bir süre Nadir Bey’e keman dersi vermişti. Ben de kemanımı birilerine bağışlamak, dolayısıyla onun benden sonra da yaşamasını sağlamak isterim. Ama bunu ancak gerçekten keman sanatçısı olacak, öyle hevesi hemen geçmeyecek birine vermek istiyorum. Eminim bu da Nadir Bey’in ‘sevgililer’inden biriydi. Nadir Bey bir Mozart âşığıydı, müzik âşığıydı.”