Çankaya Sahne, sezonu açtı... Mehmet Atay: İnadına sanata devam
Oyuncu, seslendirme sanatçısı, yönetmen ve oyun yazarı Mehmet Atay, Devlet Tiyatroları’nda başladığı 40 yıllık sanat yolculuğuna başkente kurduğu “Çankaya Sahne” ile devam ediyor.
Güven BaykanMehmet Atay, geçtiğimiz günlerde sezonu açan Çankaya Sahne ile ilgili sorularımızı yanıtladı:
- Çankaya Sahne 2019’un Ekim ayında sanat hayatına başladı. Bugün geriye baktığınızda nasıl bir öykü anlatırsınız?
18 aylık bir pandemi dönemini çıkaralım. 14 ay devletçe ilke olarak açık ama fiilen kapalı bırakıldık. Kimse de bize “nasıl ayakta kalacaksın” diye sormadı. Bütün tiyatrolar gibi biz de çok acı çektik. Hâlâ da çekmekteyiz. Mal sahipleri kiralarını aldıkları gibi, devlet de ticari faaliyetimiz önlendiği halde stopaj almaktan geri durmadı. Buna rağmen sanatımızı yapmaktan geri kalmadık. Kapalı kaldığımız dönemde “Beyaz Geceler” “Diktat” ve “Troyalı Kadınlar” adlı oyunlarımızı izleyiciye ulaştırdık. İlk göz ağrımız “Sokrates’in Son Gecesi” ve “Mavi Olmak İsteyen Sıpa” ile birlikte 2020-21 sezonunu sürdürmeye çalıştık. Farklı bir enerji yaratan, bir kısmı talebelerimden oluşan genç bir girişimle sahnemizi paylaşmaya başladık: Kulis Sanat Tiyatrosu. İyi bir koleksiyonla seyirci çeşitliliği yaratmayı başardılar. Bu sezon maddi zorlukları yenebiliriz umuduyla sezonu erken açmayı yeğledik. Seyircinin ilgisine bakarak bu umudumuzun boşa çıkmadığını gördük. Daha önceki repertuvarımıza ek olarak Ankara seyircisinin karşısına “Sevgili Beynimin İçindeki” adlı bir komedi ve “Yunus, Asker, Hamam böceği” adlı ilginç bir deneme ve “Matmazel Julie” adlı bir tiyatro klasiğiyle çıkıyoruz. Kulis Sanat Tiyatrosu da eski oyunlarını da sürdürmekle birlikte “Çılgın Dünya” ve “Şiddet testi” adlı oyunlarla sahnemizde olacak.
- Yunus, Asker, Hamam Böceği adlı oyunu siz yazdınız ve yönettiniz ve oynuyorsunuz.
Yazımı birkaç yıl süren bir oyun bu. Biraz felsefi altyapısı olan bir oyun. Günümüz insanının kafa karışıklığını anlatmaya çabaladım. Çabaladım diyorum çünkü önce benim kafam karışık. Biraz sürprizlerle dolu deneysel bir oyun oldu. Seyircinin ilgisini çekeceğini umuyorum. Çankaya Sahne’yi sadece umudun ve tutkunun değil aynı zamanda bir felsefenin, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin faydasına olan inancın zaferi olarak görüyorum.