Bakırköy Sanatçılar Derneği bulundukları binadan çıkarılıyor

Bakırköy’de, 1908’den beri okul ve Bakırköy Halkevi olarak faaliyet gösteren tarihi konak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından boşaltılıyor. Dün boşaltılması beklenen binaya gelen yetkililer BASAD’a bir hafta daha süre verdi.

Öznur Oğraş Çolak

Bu sayfalarda siz okuyucularımız için, özellikle son 15 yıldır o kadar çok sanata engel haberleri yaptık ki sayısını hatırlamamız mümkün değil. 

Bugün sizlere sanata destek haberi yapmayı çok isterdim. Ama bizim ülkemizde destek oldu köstek.

Sorularla dolu yine bir engel ile karşı karşıyayız. 

Bazı semtler vardır, simgeleriyle anılan. Bakırköy denildiğinde akla ilk sanat gelir. Bakırköy Sanat Konağı ise buranın bir simgesidir. Benim gibi Bakırköy’de doğmuş, büyümüş olanlar için ise her şey demektir. Dün Bakırköy Sanat Konağı yani Bakırköylü Sanatçılar Derneği’nin önünde buluştu tüm Bakırköylüler ve sanatçılar. Bakırköy Sanat Konağı’na sahip çıkmak için tek yürek oldular. Bakırköylü Sanatçılar Derneği’nin (BASAD) yaklaşık yirmi yıldır ikamet ettiği bina Kültür ve Truzim Bakanlığı tarafından boşaltılmak isteniyor. Neden sorusuna karşılık verilen tek cevap “kütüphane” yapacağız. Bakırköy’de kütüphane yapılacak o kadar çok boş bina var ki. Üstelik Bakırköy’de Rıfat Ilgaz Kütüphanesi nedensiz olarak uzun süredir kapalı. “Neden orayı tekrar açmıyorsunuz” sorusunu tam da bugün sormalı. Üstelik BASAD’ın da büyük bir kütüphanesi var. Verilecek en inanılmaz cevap “kütüphane yapacağız” olurdu heralde ve Bakanlıktan da bu cevap geldi.

Hangi devlet kurumu uzun süredir kültür ve sanat eğitimi veren tarihi bir binayı boşaltmak ister. Asıl amaç desteklemek olmalıyken. Bu binada 500’den fazla eğitim alan öğrenci var. 60’a yakın çalışanı var. Bir sanat galerisi, tiyatro sahnesi, resim atölyeleri var. Üstelik bu kurum Milli Eğitim Müdürlüğü’nden mezun olan öğrencisine belge veriyor. 

Sanatçıların ve Bakırköylülerin sorduğu uzun uzun sorular var. Hepsini buradan onlar adına tek tek soracağız elbette.

NEDEN BU BİNA?

Konuştuğumuz BASAD’ın Başkanı İlhan Gülek bakın süreci nasıl anlatıyor: “Kültür ve Turizm Bakanlığı, kütüphane yapmak üzere neden bu binayı seçtiğine dair hiçbir açıklamada bulunmamıştır. Sanatçılar olarak Bakan’a soruyoruz: Sahi, bizi bu konaktan neden çıkarıyorsunuz? Bakırköylüler, sanatçılar ve öğrencilerimizle birlikte olacağımız; konağımızı, okulumuzu, tarihimizi, anılarımızı yaşatabilmek için yapacağımız, ‘Kültür-Sanat Konağıma Dokunma’ danışma toplantısında sorduğumuz sorulara cevap bekliyoruz” diyor.

Bizi burdan çıkarabilirler evet ama Üstün Asutay’ın, Ayşen Gruda’nın, Toto Karaca’nın repliklerini ve onlarla özdeşleşen binayı hafızalardan silemezler, duvarlar fısıldar diyen Gülek, “Bakırköy’e ve Türkiye’ye mal olan binamızın tahliye edilmesi durumunda MEB Özel BASAD Sanat Kurslarında MEB sertifikalı ve süreli eğitim programında, özel donanımlı sınıflarda ve devam zorunluluğu olan 500 öğrenci ders yapamaz duruma gelecek; hayalleri olan ve meslek sahibi olmalarını sağlayacak (bale-drama- piyano-gitar-resim) bitirme sertifikasını alamayacak, öğretmen ve öğrencilerin sözleşmeleri feshedilmek zorunda kalınacak ve bu durum zincirleme hukuki sorunlara, davalara yol açacaktır. MEB Özel BASAD Sanat Kursları’ndaki öğretmenlerimiz ve personelimiz işsiz kalacak. Kamu yararı gözeterek ve her yaz ekonomik durumu kötü 400’e yakın çocuğun yararlanması için gerçekleştirdiğimiz ‘ücretsiz yaz-sanat kurslarımız’ yapılamayacak.

Sanata, sanatçıya, kültürel geçmişimize, tarihimize, hafızamıza dokunmayın” diyor.

Sizin aracılığınızla Bakan Ersoy’a sesleniyorum diyen sanatçı Gülsen Tuncer, “Bu yanlıştan bir an önce dönmelisiniz, tarih sizi böyle hatırlar” dedi.

Buraya uzun yıllar emek veren oyuncu Haluk Ayvazoğlu ise “Burası Bakırköy’ün simgesi, hafızası, bizim sanat evimize dokunmayın” ifadelerini kullandı.

Birçok sanatçının aslında ortak söylemi, “Bu yanlıştan vazgeçilsin” oldu.

"KÜLTÜR VE SANAT EVİ"

Bina, mülkiyetinin Hazineye ait olduğu dönemde “Kültür ve Sanat Evi” olarak kullanılmak üzere Bakırköy Belediye Başkanlığı’na tahsis edilmiş, sonrasında da; tahsis amacına uygun olarak, Bakırköy Belediye Başkanlığı’nca derneğe kiralandı.

BASAD, binanın mülkiyetinin Vakıflar İdaresi’ne geçmesinden sonra, 22.12.2020 tarihli dilekçe ile İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü’ne müracaat etmiş ve kira sözleşmesi yapmak için talepte bulunulmuştu. Dernek, 01.09.2021 tarihli başvurusunda da bu talebi yinelenmiş olsa da hiçbir yanıt alamadı. Bakırköy Kaymakamlığı’na yazılan yazı ile derneğin binadan tahliyesi istendi. Bakırköy Kaymakamlığı’nca derneğe yapılan son tebligatla, dün (2 Şubat 2022, Çarşamba) saat 10.00’da binanın boşaltılması istendi. Gelen yetkililer “size bir hafta daha müddet” dediler.

BASAD, halen binanın kullanımı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Surdışı Kiralama Müdürlüğü’ne ecri misil olarak aylık 31.000 TL ödemekte.

“Burası Bakırköy Halkevi, Ayşen Gruda’nın, Tarık Akan’ın, Üstün Asutay’ın, Münir Özkul’un, Adile Naşit’in, Toto Karaca’nın, Cihat Tamer’in, Ergun Köknar’ın, Cem Karaca’nın ve daha nice değerlerimiz olan sanatçıların sanat evinden sesleniyoruz bugün... Sahi Bizi Neden Çıkartıyorsunuz?”

EĞİTİM YUVASI...

BASAD’ın yer aldığı konak, 1908 yılında inşa edildiğinde Fransız okulu ve öğrenci yurdu olarak hizmet vermeye başladı. 1926 yılında, Bakırköylü Eğitimci Bezeyan Bey tarafından kiralanarak ilk ve ortaokul olarak hizmet vermeye başladı. Daha sonra bu okula lise bölümü de eklendi. Bezeyan okulunun 1936 yılına kadar süren eğitim etkinliğine maddi koşulsuzluk (imkânsızlık) nedeniyle son verildi. Konak 1936 yılında, Bakırköy Halkevi’ne tahsis edilerek kültür sanat etkinliklerinin yapıldığı bir sanat merkezine dönüştürüldü.1980 yılında halkevinin çalışmalarına son verildi ve konak adliye binası olarak hizmet vermeye başladı.

2002 yılında ise Bakırköy Belediyesi tarafından restore edilen bina, 29 Mart 2002 yılından itibaren BASAD Kültür ve Sanat Konağı olarak hizmet veriyor.

TÜRKİYE’NİN SANAT HAFIZASI 

Bu konaktan Bakırköy Halkevi olduğu dönemde yetişen ünlülerin bazıları şunlar: Münir Özkul, Toto Karaca, Necdet Mahfi Ayral, Suna Pekuysal, Ergun Köknar, Cem Karaca, Tarık Akan, Altan Erbulak, Belgin Doruk, Göksel Arsoy, Kenan Pars, Cezmi Baskın, Rutkay Aziz, Ahmet Mekin, Halit Akçatepe, Bülent Oran, Suavi Tedü, Kenan Büke, İhsan Devrim, Kenan Pars, Nubar Terziyan, Ani İpekkaya, Jeyan Tözüm, Muhsin Kut, Sırrı Gültekin, Ahmet Sezgin, Asu Maralman, Cemal Akyıldız, Tuncer Cücenoğlu, Cihat Tamer, Ali Uyandıran, İskender Doğan, Selahattin Taşdöğen, Sebahattin Taşdöğen, Muzaffer Uludağ, Nebahattin Yasakul, Sadık Şendil, Erdoğan Sıcak, Ferit Egemen, Ergin Gülen, İzzettin Baki ve daha niceleri...