Aynur Kulak’tan ‘Adı Olmayan İkinci Öykü’

Aynur Kulak’ın Adı Olmayan İkinci Öykü adlı kitabı, “düşüş” kavramı etrafında gelişen dokuz öyküden oluşuyor. Okuyucunun da kendi öyküsünü anlatmasını bekleyerek kalemi teslim eden yazar, “Yol boyunca düştüm. Düşmeyi çok seven birinin öyküsünü günü geldiğinde yazabilmek için,” diyerek bir yazar-okur birliğini işaret ediyor.

Cumhuriyet Kitap Eki

“Zamanı başka bir dilde yakalama isteğimi konuşmalıyız. Mekânları algılayışımı. Ya da belki geçmişin şimdi geldiği bu noktada, on beş yıl sonra bin bir türlü badire sonrası işin içinden çıkamadığım öyküler yazan ben, pencereden dışarı bakarken karşı balkonda gördüğüm, her gün ama her gün istisnasız bütün evi baştan ayağa temizleyen kadını yazmalıydım.

Sıkıldım. Birçok nedene bağlayabileceğim bir sıkılma hâli bu. Geçmişe, şimdiye, geleceğe, ona, buna, şuna bağlayabileceğim böyle bir sıkıntıdan kurtulabilmek zor. İstemiyorumdur belki de. Karşı balkonda kilim silkeleyen kadını yazacağım.

Bir gün oturacağım ve onu yazacağım, evet. Kendi eksenimden fırlayarak çıkacağım. Deli gibi arzuladığım tek şey bu. Kendi eksenimden fırlayarak çıkmak. Bir roketin uzaya doğru fırlatılması gibi. Böyle bir fırlatılmayla çıkmak istiyorum dünyadan.” Kitaptan...

Aynur Kulak’ın Adı Olmayan İkinci Öykü adlı kitabı, “düşüş” kavramı etrafında gelişen dokuz öyküden oluşuyor. Okuyucunun da kendi öyküsünü anlatmasını bekleyerek kalemi teslim eden yazar, “Yol boyunca düştüm. Düşmeyi çok seven birinin öyküsünü günü geldiğinde yazabilmek için,” diyerek bir yazar-okur birliğini işaret ediyor.

Adı Olmayan İkinci Öykü / Aynur Kulak / İthaki Yayınları / 80 s.