Amitav Gosh’tan ‘Silah Adası’... Ummana dönmüş Dünya! (26 Eylül 2022)

Bundook (Bengal dilinde silah)... Sıradan bir kelime, ta ki Deen Datta’nın dünyasını altüst edene kadar... Nadir kitaplarla uğraşan bir sahaf olarak Brooklyn’de mütevazı bir yaşam süren Deen, bir Bengal efsanesi onu tesadüf eseri bulunca; Bengal’deki eski bir tapınaktan Los Angeles’a ve Venedik’e kadar kadim bir mitin izini süreceği sıra dışı bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır. Amitav Ghosh, mitle tarihi, gerçekle kurguyu, geçmişle şimdiyi ustaca harmanladığı romanı Silah Adası’nda (Çeviren: Mehtap Özer Isovic / Timaş Yayınları) iklim değişikliğini ve göçü merkeze alıyor, dünyanın durumu üzerine düşünmeye davet ediyor.

Öyküm Deniz

Arthur C. Clarke ve Man Booker gibi birçok ödüle aday gösterilmiş Hintli yazar Amitav Ghosh’un Silah Adası (Çeviren: Mehtap Özer Isovic / Timaş Yayınları) kahramanı Deen (Datta) merkezinde gelişiyor.

Deen, eğitim alanında başarılı bir adam iken küçüklüğünden beri hayali olan kitap dükkanını Brooklyn’de açarak kendini eski ve nadir bulunan kitapları korumaya adayan bir adamdır. Kendi rutininde akıp giden yaşamı bir gün yolunun doğup büyüdüğü Kalküta’ya düşmesiyle değişmeye başlar. Burada Bengalce konuşulmaktadır ki roman boyunca çoğu konuşmada da bu dilin izlerini göreceksiniz.

Deen’in Kalküta’ya gidiş nedeni ise bir tesadüf değildir, çocukluğundan bildiği bir efsanenin (Manasa Devi efsanesi) karşısına çıkmasıdır.

Efsanelere göre Hindistan’da çocuklara masal niyetine anlatılan Manasa Devi zehirli yaratıklara ve yılanlara hükmeden bir tanrıçadır. Tacirler bu tanrıçanın zulmünden kurtulmak için başka ülkelere kaçmaktadır.

Fakat bu boş bir çabadır zira söz konusu olan kaderleri dilediği gibi yeniden yazmaya muktedir bir tanrıçadır. Efsanelerin sonunda tacirin ailesinden birisi yılan sokması sonucu ölür. Bu efsane Silah Adası içerisinde karakterlerini değiştirerek sürekli yeniden doğar.

Ne zaman ki Deen memleketine gelir işte o zaman bu efsanenin yaşayan kahramanlarından biriyle tanışmış olan Nilima adlı yaşlı bir kadının kendisini çağırdığını öğrenir.

Nilima ondan bu efsanenin geçtiği adaya gitmesini ve insanlarla konuşmasını, notlar almasını ister.

Deen önceleri bununla uğraşmak istemese de Nilima’nın manevi yardımcısı, biyolog Piya’ya direnemez. Ve Bengal’deki eski bir tapınaktan Los Angeles’a ve Venedik’e kadar kadim bir mitin izini süreceği sıra dışı serüveni başlar.

Manasa Devi efsanesinden başlayarak karaya vuran yunuslara, Venedik’te gezinen örümceklere, soktuğu insanları gelecekten bir an ile ödüllendiren yılanlara, iklim krizinin önemine ve aniden tüm şehri yutabilen siklonlara kadar birçok hikâyenin iç içe anlatıldığı bu serüven boyunca gerçek düşün bileşiyor.

Amitav Ghosh’un, kısa cümleler, yalın, adeta fısıldar gibi bir anlatımla kaleme aldığı ve koskoca bir tarihi teatral bir yapıda sunmayı başardığı Silah Adası’nda; mitle tarihi, gerçekle kurguyu, geçmişle şimdiyi ustaca harmanlıyor. İklim değişikliğini ve göçü merkeze alarak çağımızın bütünlüklü bir tasvirini sunuyor.

Silah Adası / Amitav Gosh / Çeviren: Mehtap Özer Isovic / Timaş Yayınları / 296 s.