18. ve 19. yüzyılların görkemli İstanbul’u Galata Rum Okulu’nda sergileniyor: Bir ‘Aziz İstanbul’ panoraması

Sergide Athanasios ve Marina Martinos Vakfı (AMMF) koleksiyonlarından 18. ve 19. yüzyıl Avrupalı ressamların İstanbul’u resmettiği yağlıboya ve suluboya tablolar ile Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonunda yer alan, aynı dönemde İstanbul’daki atölyelerde kiliseler için imal edilen gümüş ve sedef eserler sunuluyor.

Sergide Amadeo Preziosi, Joseph Schranz, Michel-François Préault, Clara Barthold Mayer, Louis Lottier, Anton Ignaz Melling, Louis- François Cassas, Thomas Allom, Alfred- Marie-Joseph de Courville, Antoine-Laurent Castellan, Konstantin Kapıdağlı gibi ressamların çalışmaları yer alıyor. 19. yüzyılın başından son çeyreğine kadar İstanbul’da yaşamış sanatçılar tarafından üretilen eserlerlerle birlikte 17. yüzyıldan iki adet çok nadir panorama, 18. yüzyıldan iki yağlıboya panorama ve 19. yüzyılın ortalarına doğru yapılmış çizimlere dayanan üç taşbaskı panoramaya yer veriliyor.

İSTANBUL’UN İZLERİ

Panoramaların, portrelerin ve diğer resimlerin en önemli özelliği, dönem İstanbul’unun gerçek yaşamından sahnelerine ışık tutması. Kâğıthane çayırı kıyısında dinlenen, Eyüp’ten Haliç’e doğru seyre dalan İstanbulluların günlük yaşamı ile gayrimüslim ve Türk kadınlarının farklılıkları günümüze aktarılıyor. Sergide yer alan Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonlarından 25 dini eser ise şehrin kozmopolit yapısını ortaya koyuyor. İstanbul’daki atölyelerde imal edilen gümüşler, sedef kaplamalı, fildişi süslemeli ahşap kutular, kilise ayinlerinde kullanılan dini eşyalar işçilikleri, güçlü mistik içerikleriyle dikkat çekiyor.

‘BİR KÜLTÜR MEKÂNI’

Galata Rum İlkokulu’nun başta Rum kimliği ve kültürel mirası olmak üzere birçok farklı kültürel kimlik ve birikimi bünyesinde barındırarak tüm İstanbul’u kucaklayan bir kültür, sanat ve eğitim alanı olarak faaliyet göstermeyi amaçladığını belirten Galata Rum İlkokulu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Meri Komorosano “Aziz İstanbul sergisine ev sahipliği yapmaktan çok gururluyuz. Burası artık bir kültür merkezi ama okul dokusunu da koruma amaçlı olarak eğitici faaliyetlere devam edeceğiz. Yunanca dersleri ile birlikte eski sanat eserlerinin onarımının yapıldığı atölyelere de ev sahipliği yapacak” şeklinde konuştu.