17. İstanbul Bienali: Her şey pahalı, sanat bedava!

Kentin henüz fark etmediğimiz mekânlarında dünyanın dört bir yanından gelmiş sanatçılar, yazarlar, gazeteciler, hayatın anlamını sanatçıların gözünden bulabilmek için dolaşıyor olacak. Siz de onlara katılın, ücretsiz olan tek şey!

Yazgülü Aldoğan

Venedik Bienali’ne gitmek hayal oldu, nasıl da geziyorduk Arsenale’yi... Bizimkiyle yetinelim: 1987’den beri İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Bienali’nin 17’incisi ön gösterime açıldı. Halkla buluşmak içinse gün sayıyor. Bizim bienal, sadece entel dantellere değil, halka açık bir bienal. Bedava! Bu, güzel gözlü, tatlı sözlü Mustafa Koç’un zamanında başlayan 2007-2026 yılına kadar sürecek olan Vehbi Koç Vakfı sponsorluğuyla sağlanıyor. Yani bitmesine bir bienal daha kalmıştı ki önceki günkü açılışa katılan Ömer Koç, Vehbi Koç Vakfı’nın sponsorluğunun bir on yıl daha uzatıldığını açıkladı. 2036 yılına kadar bienal mekânları öğrencilere, gençlere, yaşlılara değil, herkese ücretsiz! Bu ekonomik krizin ortasında ne kadar önemli tekrarlamayacağım, çocuklar süt bulamıyor içmeye.

PANDEMİ ETKİSİ

Bienalin başına gelenler de ilginç, iki yılda bir yapılıyor ve bu süreç içinde sanatçılara işler sipariş ediliyor, onlar İstanbul’a gelip çalışıyordu. Ama malum hayatımızdan küresel bir pandemi geçti. O süreç içinde herkes olduğu yerde, evinde çalıştı! Bienal bir “Büyük bir toplanma ya da tek bir zaman ve mekânda yapılan planlı bir buluşma değil, bir dağılma, gözden uzak bir mayalanmadır. Bırakın bu bienal de kompost olsun. Vaktinden önce başlayabilsin, bittikten çok sonra da devam edebilsin.” diyor Festival Direktörü Bige Örer.

Melih Fereli, Ömer Koç ve ekibi bienali gezerken.

FAYDALI BİTKİLER

Bienalin açılışı Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde. Bunca yıllık İstanbulluyum, bilmiyorum. Taksi şoförü ilk kez duymuş. Google biliyor, buluyoruz. Bir vaha! İçindeki üç iş önemini yitiriyor, bahçeye odaklanıyoruz, ortasındaki havuzun içinde etnik müzik yapan gruba, ne hamaklar, ne lotus bahçesi umurumuzda değil, şifalı ağaçlara sarılıp enerji alıyoruz. Çemberlitaş Barın Han, Çinili Hamam, Küçük Mustafa Paşa Hamamı, Müze Gazhane, Arter, Beyoğlu ve diğer yerler, gezilecek, görülecek ve anlatılacak. Yavaş yavaş. Sindire sindire. Mandaların izi sürülecek, manda sütlü kurabiyeler yenilecek. Bienal hayatımızdaki yerini alacak. Siz de kendi deneyimlerinizi yaşayın diye biz sadece yardımcı olacağız. Zaman içinde. Şimdilik iyi ki varsın İKSV!