Vitrindekiler…
Edebiyat, şiir, yakın tarih, ekonomi, siyaset… Cumhuriyet Kitap Dergi’den haftanın seçkisinde farklı alanlardan yeni yetkin okuma önerileri…
Cumhuriyet Kitap Eki
Türk Edebiyatı Klasikleri 1: Sabahattin Ali - Cumhuriyet Seçkileri - Ataol Behramoğlu Seçkisi / Cumhuriyet Kitapları / 584 s.
Sabahattin Ali’nin bütün öykülerinde değil, fakat özellikle köy, köylü, yoksulluk ve yanı sıra da kadın konularını işlediği öykülerinde acıtan bir gerçekçiliği var. Bunlar okuru “keşke öyle olmasa” diye düşündüren, fakat kaçınılmaz olarak da adım adım acıtıcı sona hazırlayan öyküler. Cumhuriyet Kitaplarının Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi’nin bu ilk kitabı da şair ve yazar Ataol Behramoğlu’nun bu bağlamda, büyük yeteneğinin evrensel boyutlara ulaştığı bir olgunluk çağında, 41 yaşında, hiç kuşkusuz dönemin siyasi polisinin alçakça tuzağına düşürülerek katledilen ustanın öykülerinden oluşturduğu bir seçki.
Katledilen Şair / Guillaume Appolinaire / Çev. Nihan Özyıldırım / Türkiye İş Bankası Kültür Yay. / 200 s.
Kitap, Guillaume Apollinaire’in şiir, tiyatro gibi değişik türlerin yer yer öne çıktığı, hem biçim hem de içerik olarak yenilikçi ruhunu yansıtan, 1910-1915 yılları arasında yazılan ve şairin I. Dünya Savaşı’nda yaralanıp Paris’e getirildiği yıl, 1916’da yayımlan öykülerden oluşuyor: “Katledilen Şair”, “Ay-Kral”, “Giovanni Moroni”, “Gözde”, “Gölgenin Gidişi”, “Ölümden Sonraki Nişanlı”, “Mavi Göz”, “Tanrısallaşan Sakat”, “Azize Adorata”, “Geveze Anılar”, “Karma Kulüpte Karşılaşma”, “Küçük Modern Büyü Tarifleri”, “Kartal Avı”, “Arthur”, “Geçmişin ve Geleceğin Kralı”, “Dostumuz Méritarte”, “Maskeli Asker, Yani Dirilen Şair Vakası”.
Sus Barbatus 3 / Faruk Duman / Yapı Kredi Yay. / 600 s.
Orhan Kemal Roman Armağanı ve Cevdet Kudret Roman Ödüllü Sus Barbatus!’un bu son cildinde; umutlu yarınlar için çalışan devrimci gençler pınarları kurumuş A. Dağları’nın eteklerinde örgütlenerek Ş. Mitingi için kente inerler. Kadir Ağa’nın gölgesi ve radyodan çalınan marşlar yeni bir kışın, ülkede Eylül darbesinin habercisidir. Faulkner, Yaşar Kemal gibi yazarların kaleminde destanlaşan modern romanın çağdaş bir çeşitlemesini sunan Faruk Duman, gerçeküstünün dilini yaratarak siyasal, tarihsel, toplumsal gerçekleri ete kemiğe büründürüyor.
İlhan - Mahir - David / Çınar Ergin / Bilgi Yay. / 400 s.
İlhan, Mahir, David; üç umut yolcusunun, mutlu olabilmek için dünyanın öbür ucuna gitmek üzere yola düşen, memleketlerinden birini unutmaya, diğerine ise alışmaya çalışan, her ikisini de tam anlamıyla başaramayan; ancak mutluluğu ilk veya son durakta değil, hayat yolculuğunun içinde bulan, üç can dostunun hikâyesi.
Dolunay İki Gece Sürer / Başar Başarır / Can Yay. / 384 s.
Geleceğin mühendisi başarılı öğrenci Gamze’nin üniversitede tanıştığı misafir öğrenci Stavros’la yakınlaşmasıyla Köy Enstitüsü mezunu babası emekli öğretmen İhsan Sami Bey arasındaki çatışma şiddetlenir. Gamze’nin, Stavros’la Girit’e kaçmasıyla olaylar umutla dehşet arasında gidip gelen bir serüvene dönüşecektir. Dolunay İki Gece Sürer, Yunus Nadi Roman Ödüllü Başar Başarır’dan, 2000’lerin başında yaşanan aksaklıkların büyük fırsatlara, hüsranların diri umutlara, zıtlıkların muhabbete, her türlü çılgınlığın da hayırlara vesile olduğu, muzip, canlı, sürprizlerle dolu bir roman.
Subayı Öldürmek / V. Murat Tolga / Galeati Yay. / 224 s.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 31 Temmuz 1920’de, Afyon’da, subaylara şöyle seslenir: “Şahsi ve özel hayatları itibariyle de subaylar fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler. Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzeti nefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan hayatta iken, düşmanının tasarladığı ve reva gördüğü bu muameleye katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır; şerefini korumak! Hâlbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır. Dolayısıyla subay için ya istiklal, ya ölüm vardır.’…” Subayı Öldürmek, yanlış yolda olanları uyarmak amacıyla, kumpas bir dava sonucu TSK’den emekli olmak zorunda kalmış ve subaylara reva görülen bu muameleye katlanamayan bir subay tarafından kaleme alınmış, çeşitli platformlarda yer almış yazılardan oluşuyor.
Ülker Abla / Seray Şahiner / Everest Yay. / 160 s.
Hem benzersiz hem de fazlasıyla tanıdık biri Ülker. Kocasından şiddet görmüş, gidecek yeri olmadığından bu eziyeti yıllarca sineye çekmiş bir kadın. Bir gece evini terk eder, yeni bir yaşam alanı ararken can havliyle bir hastaneye sığınır ve orada kalabilmek için kimsesiz insanlara refakatçilik etmeyi iş edinir. Ülker, keskin mizah duygusunu savunma sanatı olarak kullanıp hayatta kalmanın yollarını arar. Yunus Nadi Öykü Ödülü ve Orhan Kemal Roman Ödülü sahibi Seray Şahiner, Ülker Abla ile edebiyatımıza yeni bir ses ve çok güçlü bir kahraman armağan ediyor.
İktisadi Düşünce - Politik İktisadın Evrimi / Gülten Kazgan / Remzi Kitabevi / 431 s.
Kaynak niteliğindeki kitabında, iktisadi düşünce konusunu genel olarak öğretiler, okullar ve teoriler çerçevesinde inceleyen Prof. Gülten Kazgan, bu çerçeveyle yetinmeyip, tüm iktisat teorilerini, değişmez doğrular olarak değil, gerektiğinde yeni teorilere de ışık tutacak bir anlayışla şu başlıklar altında ele alıyor: “İktisadi liberalizmin felsefesi”, “Milliyetçi koruma politikası”, “Azgelişmiş ülke kalkınması ve planlama”, “Sosyalist ekonomik öğreti”, “Asya-tipi üretim tarzı”, “Nicel iktisat ve tarihin sonu görüşü”.
Siyaset Okuryazarlığı - Yöneten Birey Olmak ve Okullarda Siyaset Eğitimi Mümkün mü? / Süleyman İnan / Yeni İnsan Yay. / 184 s.
Çalışmada, siyasetin gündelik dildeki kullanımlarının tartışıldığı ve algı ile izlenimlerin ortaya konduğu bir siyaset okuryazarlığı tanımlanıyor. Siyaset okuryazarlığının başlıca becerileri olarak sunulan siyasi biliş, yönetime katılım, kamusal tartışmalara girme ve dünya sorunlarına duyarlılık geliştirme açıklanıyor. Yazar, her bireyin siyasi sürece dahil olarak kendi hayatlarındaki kayıtsızlığa karşı bir duyarlılık geliştirme çağrısında bulunuyor. Dahası, siyaset eğitiminin korkmadan okullara taşınabileceğini kısacası siyasetin pedagojisini tartışıyor.
Beni Hep Böyle Hatırla / Melike İlgün / Kırmızı Kedi Yay. / 344 s.
Tarihimizin en hazin sayfalarından 6-7 Eylül Olayları... Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de yaşanan iki günlük mahşer! Sonrası anlatılmayan nice sır ve yarım kalan nice hikâye... İlgün, kalmış ölümsüz bir aşkın ve yıllar sonra ortaya çıkan sırların serüvenini yazıyor. İstanbullu Rum Helena ile Ziya’nın herkesten sakladıkları aşkları 6-7 Eylül Olayları sonrasında yarım kalacaktır. Ziya ülkesini terk edecek ve bir daha geri dönmeyecektir! Ancak gerçekler on yıllar sonra olsa da ortaya çıkacaktır.
Yaşam Yokuşlu Bir Yoldur - Emekli Bir Büyükelçinin Anıları / Selçuk İncesu / İleri Yay. / 216 s.
1963 sonunda çalışmaya başladığı Dışişleri Bakanlığı’ndan 1998’de emekli olan Selçuk İncesu, yer yer oldukça zor ama renkli bir yaşam serüveni paylaştığı anı kitabında; çocukluk yıllarından başlayarak eğitim yolculuğuna, Brüksel’de kendisini parça parça edebilecek bombanın ateşleme düzeneğinin takılması sonucu kıl payı hayatta olması gibi başından geçen ve tanıklık ettiği olaylara, aile anılarına ve yurt dışına yaptığı özel gezilere yer veriyor.
Zamir / Hakan Günday / Doğan Kitap / 368 s.
“Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan insana saplanmak için var… Zaten öyle olmasaydı bu kitap olmazdı.” diyor Hakan Günday romanı Zamir için. Peki Zamir kimdir ve görevi nedir? Yeni binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır?
Milliyetçilik - Bir Kısa Tarih / Liah Greenfeld / Çev. Abdullah Yılmaz / Alfa Kitap / 160 s.
16. yüzyılda İngiltere’de çeşitli fikir ve inanışların birleşiminden filizlenen ulus olma duygusu, yeşerdiği topluma katkılarıyla kısa zamanda komşu ülkelerin de dikkatini çekti. Bu duygunun sonucu olan Milliyetçilik, Fransız ve Amerikan devrimlerine, uzun yıllar varlığını sürdüren faşist ve otoriter komünist rejimlere ve dünyada dengeleri yerinden oynatan birçok soruna ön ayak oldu ve hemen her coğrafyaya nüfuz etti, dünya siyasetine yön verdi/veriyor. Okuyucuyu tarihte, coğrafyalar ve kültürler arasında entelektüel bir yolculuğa çıkaran Greenfeld, Milliyetçiliğin neden olduğu tüm olumlu ve olumsuz gelişmeleri nesnel şekilde aktarıyor.