‘Turhan Selçuk Seçkisi 3’... Şükran Soner’in yazısı...
Desen Yayınları’nca yayımlanan ve Türkiye’de sözsüz karikatürün öncüsü büyük ustanın siyah beyaz karikatürlerini yeniden gün yüzüne çıkaran üç ciltlik ‘Turhan Selçuk Seçkisi’nin sonuncusu İnsan Denen Garip Hayvan, Selçuk’un 1951-2001 yılları arasında yankı uyandırmış, insan doğasının açgözlü ve şiddete yatkın yapısını hicvettiği 86 karikatürünü bir araya getiriyor. Seçki, kadın-erkek ilişkilerindeki yozlaşmadan kültürün metalaşması ve sanatta yabancılaşmaya, bilim ve teknolojideki gelişmelerin toplumsal yansımalarından sporun - özellikle de futbolun - siyasetle kesişmesine, plansız göçün körüklediği çarpık kentleşme, doğanın altüst olan dengesine kadar, insana, insanlığa dair hemen her konuya eğiliyor. Dünya düzeninde gerçekte çok az şeyin değiştiğini de açığa vuruyor.
Şükran SonerÖDÜNSÜZ BÜYÜK USTA!
Dünya ölçeğinde karikatür sanatının en büyük ustalarından birisi olması ötesinde, savunduğu insan odaklı değerlerden ödün vermemesi, güçlü savaşımı nedeniyle çok ağır bedelleri yüksünmeden ödemiş olması ile çok özel Turhan Selçuk için Desen Yayınları’nca yayımlanan üçlü seçkinin İnsan Denen Garip Hayvan adıyla yayımlanan sonuncusuna geldik.
Ayşegül Utku Günaydın, İlke Aykanat Çam, Ümit Mutlu, Hilâl Aydın, Aslı Selçuk tarafından yayına hazırlanan kitap sanırım yeni kuşaklara ulaştıracağı sanat ile insan onuruna, direncine ilişkin bileşkenin aktarımında da en işlevsel olanı..
İlhan, Turhan Selçuk kardeşlere, öncelikle de Turhan Selçuk’un sanatına hayranlığı bilinen M. Rahmi Koç’un kitabın kapağına alınan seçiminden de etkilendim. İnsana, karikatürlere bakışının zamanın ötesinde olduğu, pek çok durumun ve sosyal olayın günümüzde da hâlâ değişmediğine şaşırarak tanık olacağımız saptaması ayrıca değerli.
Karından Bacaklılar, 6 Ağustos 1970, Akşam.
SÖMÜRGEN İNSAN TÜRLERİ...
Hazır yeri gelmişken Turhan Selçuk’un insan doğasını hicveden karikatürlerini birleştiren çalışmada, öncelikle Giriş bölümünde sıralanmış karikatürlerin seçkilerini çok sevdiğimi belirtmeliyim.
Karikatür sanatı değerlerinin yerine çok farklı yıllardan öne çıkarılan ilk grup sıralamasında, Turhan Selçuk’un insanları en çok sömürenlere karşı dirençli savaşımının, sömürgen insan türlerinden örnekleri sıralamayı seçmişler..
Karından Bacaklılar” karikatürü 6 Ağustos 1970 tarihli Akşam gazetesinden... Sömürgen tiplemeleri; “Örümcekgiller”, “Yumuşakçalar”, “Kemirgenler”, “Etoburlar” olarak değişik yılların, değişik yayınlarından...
“Kedigiller”i; 8 Kasım 1962 Milliyet, 1967 Moskova İnostrannaya Literatura, 1 Ocak 1967 / Novum Cebrauchs Craphik’ten (Münih)...
16 Şubat 1955, Milliyet. / 8 Ekim 1955, Münchner Illustrierte, Münih. / 1958, Slightly Out of Order: Best Cartoons from the Continent, New York. / 1953 Plus on est de fous: Les meilleurs dessins d'Europe, Paris. / 1961, Ohne Worte, Münih.
HAYVANLAR KRALI, İNSAN!
Sözünü ettiğim tiplemelerin devamı “Memeliler”, “Sürüngenler”, “Kafadanbacaklılar”, “Kabuklular”, “Omurgasızlar”, “Keseliler” olarak Turhan Selçuk tarafından sınıflandırılmışlar.
Darvin sergisine girmek üzere sıraya girenlerin çizgisinde, gelişmiş insan türünden maymuna doğru tersine sıranın çizimi Turhan Selçuk’un kuşkusuz insana öznel bir bakışı..
İnsan türünden türemediklerine sevinen maymunlar... Eline sopa alarak bir başka maymuna vuran maymunun “İnsanlık etme ulan..” alt yazısı ile vurgulanması...
Hayvanlar ve insanlar ayırımının karikatürlerinin çizgi kahramanları eliyle vurgulanması... İnsanı “Hayvanlar Kralı” olarak gösteren çizgisi.
En ünlü sömürgen insan tiplemelerini “Yırtıcı Hayvanlar Sirki” kafesinin içine yerleştirmesi... İnsanın çıkarları adına en acımasız bilinen hayvanlardan daha büyük kötülükler yapabilmesini sergilemesi... Doymak bilmeyen tutkularının sayısız örneklenmeleri..
‘Sanat çelik bileziktir’, 23 Ekim 1975, Cumhuriyet.
‘SANAT ÇELİK BİLEZİKTİR...’
Turhan Selçuk’un kimliğine damgasını vuran değerler savaşımının simgesi olarak sizinle paylaşmayı seçtiğim karikatürü 23 Ekim 1975 tarihli Cumhuriyet’ten...
Boşuna “Sanat çelik bileziktir...” adını vermemiş. Gerçekleri savunmaktan vazgeçmeyen her sanatçının ülkemizde yaşanan ağır sömürü, toplumsal savaşım koşullarında cezaevlerinden, işkenceden geçmeyi göze alması gerektiğini de anlatır gibi gerçekçi.
Ağır işkencelerden geçmiş olduğu yıllar üzerinden, bizler bile bile dönemlerinin raconu olarak soru sormayı bile ayıp saymışken; sonuç alamayacağını bile bile sonuna kadar hak, hukuk teşhir yolları üzerinden savaşımı, belgeler ve söyleşiler üzerinden evinde titizlikle saklayıp, geleceğe bıraktığı dosyalarda.
Kedigiller, 8 Kasım 1962, Milliyet. / Inostrannaya Literatura, 1967, Moskova.
DEHŞETİN SİMGELERİ!
Nedenleri, sonuçları üzerinden de Turhan Selçuk karikatürleri üzerinden çok çarpıcı örnekleri paylaşmak gerek.. Topluma bu yoldan saçılan korku, dehşetin simgesi sayısız karikatüründen birkaç örnek.
Kaldırımda yürürken kitabevi önünden yola kaçan sıradan bir insan... Kitabevinden aldığı kitapları evindeki şöminesinde yakarak karşısında keyifle ısınarak uyuyan bir sömürgen... Kitap avına çıkmış bir başkası... Kitap haftasında elleri açık dilenmek zorunda gösterilen yazar ile çizer...
İnsan yaşamı üzerinden çelişkilerin simgesi ünlü çizgileri arasında, Kültür Festivali’nin gecesinden çıkan zengin burjuva sınıfı sanatseverlerinin önünde, aç çocukların keman davul çalarak dilenmelerinin çelişkisi de var.
Ünlü Kültür Sarayı yangınımızın öyküsü üzerinden, kaçarak çıkan varsılların yanında sıralanmış sıradan vatandaşların seyirlik halleri de... En ilkel duyguları kullanılarak heykellerin kırıldığı örneklerden çok sayıda çizgi de...
BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK, FUTBOL!
Ya topun, en çok da futbolun insan sömürüsü aracı olarak kullanılması güdüsü üzerinden gelişen çizgilerine ne demeli!
Topun altında ezilen insan, topların saldırısına uğrayan insan; topçu ayaklarını baş yapan, sedye ile stadyuma giren futbol hastası ise çizgilerinin en sevimlileri.
Elbette betonlaştırılan kentleşmeyi atlaması beklenemezdi. Betonarme kıskacının içinde sıkıştırılmış boğulmak üzere olan insan tiplemeleri...
Betonarme binalarda yaşamaya sıkıştırılmış insanların, köye, doğa özlemlerini çatılarında aramaya kalkışmaları...
Bir de kitabın kapağına seçki yapılmış çizgilerinin denizin dibinden suyun üstündeki yüzen hayvanı vurmaya kalkışan avcının acıklı hali vardı değil mi?