Tüm çıplaklığıyla Furuğ!

Yoldan geçen birine “İran’ın nesi meşhur?” diye sorsanız, kuşkusuz Furuğ; İran’ın kedisi ve halısıyla birlikte -mollaları saymazsak- ilk üçte yer alacaktır.

Pune Haeri

Yoldan geçen birine “İran’ın nesi meşhur?” diye sorsanız, kuşkusuz Furuğ; İran’ın kedisi ve halısıyla birlikte -mollaları saymazsak- ilk üçte yer alacaktır.

Kimilerinin devrimci kimilerinin erotik bulduğu şiirleri birçok farklı dile çevrilirken, çalkantılı hayatının magazin boyutu her zaman merak konusu oldu. Ve kaçınılmaz olarak ailesi, evliliği, aşkları, oğulları, özel mektuplarına varana dek tüm hayatı boşluk kalmayacak şekilde didik didik edildi.

Oysaki meraklı gözler bakışlarını hayatından çekip şiirlerine çevirse; Furuğ’un kendini olanca çıplaklığıyla sunduğunu görebilirdi.

Furuğ Ferruhzad, hızlı yaşayıp genç öldüğü dopdolu bir hayatın ardında; ilki henüz on sekiz yaşındayken basılan beş şiir kitabı bırakır.

ÖZGÜRLÜK ÖNCESİ

Şiirinin ilk dönemini oluşturan Tutsak, Duvar ve İsyan kitaplarında, dört duvar arasında sıkışmış yalnız bir kadın olarak çıkar karşımıza.

Geleneksel aile algısına itirazını, çıkış yolu için çırpınırken kabarıp alçalan duygularını, umutsuz bir âşığın yalnızlığını süsleyen düşleri, kendine karşı serzenişini, pişmanlıklarını ve içgüdülerini apaçık ve cesur bir dille anlatır.

Geneli dörtlüklerden oluşan bu şiirler boyutsuz bir alanda düz bir çizgi üzerinde, değişen duygu halleri içinde ilerler. Bunlar; şairin kendi deyimiyle henüz inşa edilmemiş olan Furuğ’un şiirleridir; biçem ve biçimin özgürlüğe kavuşmadan önceki son çırpınışları.

PERVASIZ ÇIPLAKLIK

Klasik tarzdaki bu ilk şiirlerinde bile, başka şairlere öykünmenin izine rastlanmaz. Hem içerik açısından hem de kullandığı tasvirler ve bileşenler bakımından herkesten farklıdır.

Eril arzu olarak kodlanan cinsellik; bir isyanın terminolojisine dönüşür Furuğ’un şiirinde. Arzusuna küstahça sahip çıkarak erkeklere tanınan çifte standardın temellerini sarsar. Bu isyanın dışarıda bir dayanağı yoktur; tek dayanağı ve aynı zamanda çıkış noktası ‘ben’liğidir.

Şiirle yolculuğu boyunca hep bu ‘ben’i anlatır Furuğ. İlk dönem şiirlerinde bireysel, öznel ve yerel olan bu ‘ben’liğin giderek nasıl geliştiğini; toplumsal ve evrensel bir ‘ben’e dönüştüğünü izlemek, hayranlık uyandırır.

Yeniden Doğuş ve İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına adlı son iki kitabındaki şiirler, okuyucuyu derinlik sarhoşu eder. Burada, ilk üç kitaptaki aynı yalnız kadın çıkar karşımıza ama bu kez görüş mesafesi onu çevreleyen duvarlarla sınırlı değildir.

Baktığı yeni dünyanın genişliğinde Şamlu’nun; özellikle de Nima’nın şiiriyle tanışmasının büyük etkisi vardır. Öte yandan sinemadaki oyunculuk ve yönetmenlik denemeleri şiirindeki imgeleme yeni renkler katar.

KORKMAYIN!

Furuğ, tırnaklarıyla kazıdığı delikten karanlık ama gerçek bir dünyaya açılmıştır ve buradan, insanın kaçınılmaz çöküşünü, vahşetini, ızdırap ve derin isyanını anlatır bize.

Kısa süre önce Makbule Aras Eivazi çevirisiyle YKY’den çıkan Rüzgar Bizi Götürecek, toplu şiirlerini içeriyor olması bakımından, Türkçe okurlara şairin şiir yolculuğundaki durakları izleme fırsatı sunuyor.

Çevirinin olanaklarıyla şiirindeki saydamlığın aktarılabildiği yerlerde; Furuğ’u pervasız çıplaklığıyla, gözlerini dikmiş size bakarken bulabilirsiniz. Korkmayın!

Rüzgâr Bizi Götürecek - Toplu Şiirler / Furuğ Ferruhzad / Çeviren: Makbule Aras Eivazi / Yapı Kredi Yayınları / 311 s.