‘Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı’
Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Aynülhayat Uybadın, Arif Bilgin, Suavi Aydın’ın yayına hazırladıkları Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı - Bir Yemek Antropolojisi (Yapı Kredi Yayınları / 600 s.), tarihin gizli rotalarıyla destekleyerek yemeğin gelenek ve insan ile kurduğu derin bağın peşinden koşuyor. Her eve lazım az bilinen yemek tariflerini sunan kitap bunu Sakarya üzerinden yapıyor.
Ege Yatır
Soframıza gelen bir tabak yemekle birlikte asırlar öncesinden bugüne taşınan bir kültür, tarih, gelenek, emek vardır. Dolayısıyla yemek kitaplarıyla beraber evlere sadece yemek değil tarih ve kültür de girer.
Bunun güzel örneklerinden biri de kısa süre önce Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan ve kolektif bir çalışmanın ürünü olan Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı - Bir Yemek Antropolojisi.
Kitap, tarihin gizli rotalarıyla destekleyerek yemeğin gelenek ve insan ile kurduğu derin bağın peşinden koşuyor.
Her eve lazım az bilinen yemek tariflerini sunan kitap bunu Türkiye’nin verimli ve insanların kesişim noktası adreslerinden biri olan Sakarya üzerinden yapıyor.
Peki, Suavi Aydın, Arif Bilgin, Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Aynülhayat Uybadın’ın beraberce hazırladığı bu çalışma neden Sakarya üzerinden ilerliyor?
YEMEKLER ELDEN ELE...
Sakarya’nın birçok bilim dalı için bugün hâlâ önemli bir araştırma alanı olduğu, bununla beraber pek çok konuda bakir kalmasından ötürü araştırılacak daha çok şey olduğu gerçeğinden yola çıkıyor kitabın yazarları. Özellikle sosyal bilimler dalları açısından...
Bu bağlamda insanın olduğu her yerde, önce insanı okumak için gerekli olan yemek, antropoloji ile buluşma noktası olarak bir anlamda kendine Sakarya’yı seçiyor.
Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı da tarihten toplumbilimine, antropolojiden gastronomiye, coğrafyadan nüfus hareketlerine bir dizi bilgi birikiminin işlenmiş, ete kemiğe bürünmüş hâlini alıyor.
Edip Cansever’in ünlü dizesini bu noktada anmak gerekir: “…karanfil elden ele”.
Bu geniş kapsamlı çalışmada da tüm işleyiş Cansever’in bu dizesindeki gibi ilerliyor. Gastronomi kültürünün tüm unsurları, birbirlerine alan açarak kelimenin tam anlamıyla kendi alanlarını yaratıyor.
Cansever’in “…karanfil elden ele” dediği gibi, Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı - Bir Yemek Antropolojisi’nde yazarlarımız da “yemekler elden ele” diyor.