Soğuk Savaş, kamu diplomasisi ve Türk-İngiliz ilişkileri
Resul Babaoğlu’nun, geçmişi 16. yüzyıla uzanan Türk-İngiliz ilişkilerinin geniş bir panoramasını sunduğu ve özellikle siyasal boyutunun yarattığı kültürel boyuta odaklandığı, Libra Yayınları’nca yayımlanan incelemesi, bu alanda bir başlangıç çalışması kabul edilebilir.
Miraçhan Yılmazİkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan Soğuk Savaş Döneminde aktörler güç toplama gayreti içindeyken Türkiye’nin bu mücadeleden bağımsız kalması beklenemezdi…
Geç Osmanlı Devletinin dışa dönük borçlarından dolayı bağımlı ekonomisinin Genç Türkiye’ye en önemli ödevi ulusal bütünlük ve iktisadi bağımsızlık gayretiydi…
Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sırasında Batılı devletler ve Sovyet Rusya arasındaki denge oyunu Kemalist kadronun lehine işleyerek yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kazanımlar elde etmesinde yararlı olmuştu.
Bu politikadan alınan ders ile milli iktisat önceliğini unutmadan yabancı ortaklığa sıcak bakan ülkenin hedefi Batılı değerler ve yaşam tarzının benimseneceği bir Türkiye idi.
İsmet İnönü 1964’te, “Dünya’da bir düzen kurulur, Türkiye’de onun içinde yerini alır” demişti ancak bu düzen içinde yerini konumlandırma hamlelerini söylenildiği tarihten çok öncelere götürmek olanaklı.
Osmanlı-Rus Savaşı hezimetinin yarattığı Rus güvensizliği Cumhuriyet’e de miras kalmıştı elbette. Yanı sıra yaşanan “telaşlı modernleşme”, çeşitli yazım ya da sözlü geleneklerle eleştirilse de, Cumhuriyet Türkiye’sinde pozitif anlamda benimsenmişti.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye tercihini yine kapitalist Batı bloğundan yana kullanmıştı. Bu tercih siyasal rejimden ekonomisine, dış politikadan sosyal yaşama birçok değişikliği de beraberinde getirmişti.
Bu değişiklikler kuruluş döneminden farklı bir repertuar ile Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre olduğu kadar, katıldığı bloğun ekonomik, stratejik ve kültürel ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiştir.
Basım yılı 2019 yılı olan Türkiye’nin Soğuk Savaş Dönemi Kültür Hayatında İngiliz Etkisi (1948-1965) çalışılmaya ihtiyaç duyulan bir alanda gereksinimleri karşılayan bir başlangıç çalışması olarak kabul edilebilir.
Kitap, Türk- İngiliz İlişkilerinin uzun yıllara yayılan siyasal boyutunun yarattığı kültürel boyuta odaklanmaktadır. Kapsamlı bir literatür taraması nihayetinde ortaya çıkan eser, Türk- İngiliz ilişkileri tarihi açısından önemli bir fayda sağlamaktadır.
Resul Babaoğlu halen Siirt Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar bölümünden mezun olmuştur.
2009 yılında Dicle Üniversitesi’nden “6/7 Eylül 1955 Olayları ve Türkiye Rum Cemaati Üzerindeki Etlikleri” adlı yüksek lisans tezinden sonra 2017 yılında “Osmanlıdan Cumhuriyet’e Mekteb-i Mülkiye (1859-1960)”isimli tez konusuyla doktora çalışmasını tamamlamıştır.
2018 yılında Nafi Atuf Kansu Eğitimbilim Araştırmaları ödülüne layık görülen doktora çalışması çok yakın bir tarihte Türk Tarih Kurumu Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
KRALİÇE ELIZABETH’E MEKTUPLA BAŞLADI!
Kitabın giriş bölümünde Türk-İngiliz İlişkilerinin geniş bir panoraması yapılmaktadır. Yazarında vurguladığı üzere bu ilişkilerin geçmişi 16. yüzyıla kadar gidebilmektedir.
Kitapta da bahsedildiği üzere İngiltere’nin diğer Avrupalı devletlere göre Osmanlı ile olan ilişkilerinin daha geç başlaması iki ülke arasındaki coğrafi uzaklıkla ilgilidir.
1583 yılında Sultan III. Murad tarafında Kraliçe Elizabeth’e yazılan mektup, sonrasında üç İngiliz tüccara ticaret yapma imtiyazı ile başlayan ve Soğuk Savaş yıllarına kadar gelen diyalog kitapta detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
Bu karşılıklı etkileşim II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş yıllarında yeni amaçlar etrafında şekillenerek yeni iletişim sahalarının doğmasına neden olmuştur.
Bu noktada yazar yine giriş bölümünde; “Soğuk Savaş Dönemi Küresel Rekabette Anahtar Bir Kavram: Kültürel Diplomasi”, 1940-1958 Türk İngiliz Kültür İlişkileri ve “Soğuk Savaş Türkiye’sinde İngiliz Alman Kültürel Rekabeti” konularına ayrı alt başlıklar halinde değinmiştir. Bu konular eserde çeşitli kaynaklar, örnekler ve İngiliz arşivlerinden desteklenen belgeler ile işlenmektedir.
TÜRK-İNGİLİZ MÜZİK FESTİVALLERİ
İlerleyen bölümlerinde 1948-1965 dönemindeki kültürel faaliyetlere yoğunluk verilen incelemenin birinci bölümünde, 1948-1951 yılları arası Ankara’da gerçekleştirilen Türk-İngiliz müzik festivalleri incelenmektedir.
Yazarın aktardığına göre bu festivaller Türkiye’de büyük heyecan yaratıp, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve ailesi tarafından da desteklenmiştir.
İnönü 10-17 Nisan 1948 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen I. Türk-İngiliz Müzik Festivali’ne katılan müzisyenleri makamında kabul etmiştir.
Noel Mewton-Wood’un piyano resitalinin en çok akılda kaldığı fesitvalde, Sir Arthur Bliss, George Weldon, Henry Purcell, Benjamin Britten, Edward Elgar ve David Zirkin gibi isimler de sahne almıştır.
II. Türk-İngiliz Müzik Festivali ise 24-29 Nisan 1949 tarihleri arasında yapılmıştır. İlk organizasyon kadar başarılı olamayan bu etkinliğe orkestra şefi Clarence Raybould, viyolonist Frederick Riddle, William Walton ve Vaughan Williams gibi önemli isimler katılmışlardır.
16-22 Nisan 1950 tarihlerinde gerçekleşen III. Türk-İngiliz Müzik Festivali’nde ise Normen del Mar ve mezzo-soprano Nancy Evans gibi önemli isimlerin yer almasıyla bir öncekine göre daha ilgiyle karşılanmasını sağlamıştır. Festivalin ardından İngiltere Büyükelçisi Sir Noel Charles de evinde bir kokteyl düzenlemiştir.
IV. Türk-İngiliz Müzik Festivali 14-22 Nisan 1951tarihinde düzenlenmiştir. Diğer festivaller ile aynı konseptde düzenlenen bu organizasyondan sonra konsey tarafından bütçe ayrılamamasından dolayı etkinlikler bir daha düzenlenememiştir.
TÜRK-İNGİLİZ KÜLTÜR ANTLAŞMASI
Kitabın ikinci bölümünde Türk-İngiliz Kültür Antlaşması konu edilmiştir. İlk kez 1950 yılında gündeme gelen antlaşma, 1956 yılında imzalanarak 7 Haziran 1957 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
“Türk-İngiliz İlişkilerinde Kurumsal Genişleme” adlı üçüncü bölümde kültürel ilişkilerin kurumsallaşma pratikleri örneklerle anlatılmaya çalışılmıştır. İngiliz Kültür Derneği, Anglo-Turkish Society ve İngiliz Arkeoloji Enstitüsü gibi kurumların kuruluşları ve faaliyetleri hakkında da önemli bilgiler verilmektedir.
Son bölümde ise Türk-İngiliz Kültür antlaşmasından sonra gerçekleştirilen çeşitli faaliyetler anlatılmaktadır. Bu faaliyetler burslar, öğrenci değişim programları, karşılıklı öğretmen / akademisyen görevlendirilmesi, İstanbul’daki İngiliz Okulları ve diğer birçok etkinlik ve faaliyet gibi örneklerle anlatılmaktadır.
183 sayfadan oluşan Türkiye’nin Soğuk Savaş Dönemi Kültür Hayatında İngiliz Etkisi (1948-1965), Türk-İngiliz İlişkileri, Türk Düşünce Tarihi, Soğuk Savaş ve daha birçok alanda ilgili araştırmacı ve okurun faydalanabileceği bir eser.
Türkiye’nin Soğuk Savaş Dönemi Kültür Hayatında İngiliz Etkisi (1948-1965) / Resul Babaoğlu / Libra Kitap / 184 s.