Selim Ahmetoğlu: ‘Timaş Akademi, 40 yılın birikiminin ürünü’
Timaş Yayın Grubu, yayıncılıktaki kırkıncı yılını yepyeni markası Timaş Akademi ile kutluyor. Ekim ayı itibariyle yayıncılık dünyasına adım atan Timaş Akademi’nin editörü Dr. Selim Ahmetoğlu ile Timaş Akademi’nin serüvenini konuştuk.
Mehmet Çapkan
- Timaş Akademi fikri nasıl doğdu?
Timaş Akademi fikri yaklaşık iki yıl önce ortaya çıktı. Yayıncıların yaşadığı en önemli sorunlardan biri hareket noktamız oldu. Yayınevleri önlerine gelen çok önemli, kaliteli eserleri ticari kaygılarla reddetmek zorunda kalabiliyorlar. Piyasa şartları, ticari zorluklar, bu eserlerin çok satamama durumu yayıncıları bu duruma itiyor.
Timaş Akademi olarak yayıncılık dünyasındaki bu soruna kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmalıyız diyerek yola çıktık. Kaliteli akademik eserleri çok fazla satıp satmama düşüncesine kapılmadan kendi okuyucusuyla buluşturma hedefiyle adım attık.
- Yayıncılık dünyasında akademik eserlerin basıldığını görüyoruz. Timaş Akademi’nin farkı ne olacak?
Evet, bu türlü yayınlar var ancak birkaç yayınevi dışarıda tutulursa hem nitelik hem de nicelik açısından ciddi sorunlar olduğunu kabul etmemiz gerek. Ayrıca yayıncılık dünyasında yazarların bu eserleri bastırmak için yaşadıkları bir dizi sorun da herkesin malumu.
Timaş Akademi olarak burada ajans ya da matbaa görevi görmeyecek, sektörün bu alanda yaşadığı niteliksel ve niceliksel eksikliği elimizden geldiğince gidermeye çalışacağız.
- Akademik eserlerin okunması genel okuyucu için zor değil midir?
Doğru. Biz de editoryal süreçte bunu dikkate alıyoruz. Eserleri titiz bir editoryal çalışmadan geçiriyoruz. Metnin savına kesinlikle müdahale etmeden eseri akademinin genel okuyucu için ‘sıkıcı’ gelebilecek dilinden arındırma, okunması daha rahat bir hale getirme çabasındayız. Tabii, tüm bu süreci başından itibaren yazarla birlikte yürütüyoruz.
- Genel okuyucu demişken Timaş Akademi’nin hedef kitlesi tam olarak kimler?
İlk olarak elbette akademisyenler. Sonrasında üniversite öğrencileri ve yetişkin okurlardan tarihe, siyasete, hukuka, ilahiyata, arkeolojiye, filolojiye Timaş Akademi’nin yayın yelpazesindeki alanlara ilgisi olan okuyucular.
- Yayın yelpazenizden bahsetmişken yayın politikanızdan da bahseder misiniz?
Timaş Akademi sosyal ve beşerî bilimlerin alt dallarında hazırlanmış yurt içi ve yurt dışından doktora tezi ve üzeri eserleri yayımlayacak.
Bunlar tarih, edebiyat araştırmaları, sosyoloji, felsefe, ilahiyat, filoloji, Türkoloji, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, hukuk, antropoloji, kültürel çalışmalar gibi alanlarda olacak. Tabii, burada şanslı olduğumuz husus danışma kurulumuzdaki isimlerin yetkinlikleri.
- Peki danışma kurulunuz kimlerden oluşuyor ve neden bu isimler?
Danışma kurulumuzda dört önemli isim var. Bu isimlerden biri Prof. Dr. Ali Akyıldız. Uzun yıllar Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü’nde görev yapmış olan Akyıldız, halen 29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanlığı’nı yürütüyor. Ali Akyıldız, Yakın Çağ Osmanlı Tarihi ve Osmanlı medeniyeti, müesseseleri üzerine uzmanlığı olan bir isim.
Bir diğer kurul üyemiz Türkiye’nin ve dünyanın yakından tanıdığı Dr. Hakan Erdem. Erdem bilindiği üzere Oxford Üniversitesi’nden doktorasını aldıktan sonra uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nde hocalık yaptı. Sabancı Üniversitesi’nde geçirdiği yirmi yılın ardından emekliye ayrıldı.
Hakan Erdem, tüm vaktini her zaman olduğu gibi yine akademik çalışmalarına ayırıyor. İlahiyatçı Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal yine bir diğer kurul üyemiz. Ülkemizde ilahiyat camiasında iyi bilinen saygın, önemli bir akademisyen.
Asım Cüneyd Hoca, Türk-İslam düşüncesi alanlarında önemli çalışmaları olan bir isim. Timaş Akademi’de siyasetnameleri Asım Cüneyd Hocayla birlikte çalışacağız.
Son danışma kurulu üyemiz ise Dr. Kaan Durukan. Kaan Bey, merhum tarihçi Kemal Karpat’ın son doktora öğrencilerinden. Boğaziçi Üniversitesi’nde lisans, Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans, ABD’de Wisconsin Üniversitesi-Madison’da doktora eğitimi aldı.
Tarih, sosyoloji, edebiyat, siyaset bilimi, folklor ilgi alanlarından bazıları. Çeşitli konulardaki kitap, makale ve muhtelif nitelikli çalışmalarını Türkçe ve İngilizce olarak yayımladı veya yayımlamak üzere.
- Danışma Kurulunuzun bu isimlerden oluşmasının özel bir nedeni var mı?
Bu isimler öncelikle bir taraftan Türkiye’ye, Türk akademisine, bir diğer taraftan da Batı akademisine ve entelektüel birikimine hâkim isimler. Birlikte yapacakları çalışmalardan doğacak sinerjiyle iyi işler ortaya koymak amacıyla bu isimlerle çalışmayı tercih ettik. Sağ olsun hocalarımız da bu işe inandılar ve büyük bir özveriyle, gayretle çalışmaları devam ettiriyorlar.
- Peki, Timaş Akademi’nin tezgahında neler var? İlk kitaplardan bahsedelim biraz.
Altısı tarih biri siyasetname olmak üzere yedi kitapla okuyucuya merhaba diyoruz. Siyasetname, İslam Siyaset Düşüncesi serimizin ilk kitabı olacak. İbn Teymiyye’nin Şer’i Siyaset adıyla Arapçadan Türkçeye çevirdiğimiz eserini okurla buluşturacağız.
Tarih kitaplarımıza gelince danışma kurulu üyemiz Ali Akyıldız’ın Tarihçilik ve Yöntem Üzerine isimli çalışması var. Genç tarihçiler, tarih öğrencileri ve tarih alanında araştırma yapan kişiler için bir el kitabı hüviyetinde.
Yine bir başka çalışmamız Doç. Dr. Özlem Genç’in kaleme aldığı Erken Orta Çağ Avrupası’nda Hayat başlığını taşıyor. Erken Orta Çağ Avrupası’nın ve Frankların ilk hukuk metni olan Pactus Legis Salicae üzerinden o dönemki Frank toplumunun sosyal hayatını inceliyor. Bu eserin alanında önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz.
Dr. Kübra Fettahoğlu’nun doktora tezi olan Bir Tanzimat Bürokratı Ahmed Cevdet Paşa kitabı yine bu ay çıkacak kitaplarımızdan. Bu kitap, Ahmed Cevdet Paşa ile ilgili bildiklerimizi yeniden gözden geçirmemize yol açacak. Ezber bozan bir eser olduğunu düşünüyoruz.
Osmanlı Tasavvuf Tarihi üzerine önemli çalışmalara imza atan Dr. Muharrem Varol’un kaleme aldığı Beş Nesil Beş Devir, Sirozîler, Âyânlıktan İlmiyeye Bir Hânedânın Öyküsü okurla buluşturmaktan heyecan duyduğumuz eserlerden.
Muharrem Varol, ayanlıktan ilmiyeye uzanan bir hanedanlığın öyküsünü gözler önüne seriyor. Alanında öncü olan bu eser, merhum tiyatro sanatçımız Metin Serezli’nin büyük dedelerinin hikayesi üzerinden 19. yüzyıl Osmanlı taşrasının fotoğrafını çekiyor.
Dr. Hüsnü Ada’nın bugünkü Kızılay’ın öncüsü olan Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti üzerine kaleme aldığı çalışması yine ilk kitaplarımız arasında yer alıyor. Bu eser, Cemiyet’in kuruluş yılı olan 1868’den 1911’e kadar olan zaman diliminde karanlıkta kalan süreci aydınlığa çıkarıyor. Kızılay’ın tarihinde bilinmeyen pek çok bilgi bu eser sayesinde gün yüzüne çıkıyor.
Dr. Lale Uçan’ın Halife Abdülmecid üzerine kaleme aldığı eser de okuyucu karşısına çıkacak. Eser Halife Abdülmecid’in bir şehzade, bir veliaht, bir hanedan mensubu, bir halife, bir sanatçı ve bir aile babası olarak portresini okura sunuyor.
- İlk kitaplardan söz açılmışken eser ve yazar tercihlerinizi de konuşalım. Malum akademi yoğun bir üretimin olduğu alan. Tercihler, elemeler nasıl yürüyor Timaş Akademi’de çalışmalarının Timaş Akademi’de yayımlanmasını isteyenler size nasıl ulaşacak?
İlk kitaplarımız danışma kurulumuzla birlikte çok sayıdaki çalışma üzerinden yaptığımız tercihlerimizle oluştu. Yazar adaylarımız, kurumsal mail hesabımız üzerinden ulaşabilirler. Buraya gelecek başvurular ayrım kabul etmeksizin danışma kurulumuzun önüne geliyor.
Buradaki kriterimiz, tekrar edecek olursak, eserin doktora tezi veya doktora sonrasında hazırlanmış akademik nitelikte bir çalışma olması. Eserler danışma kurulumuz tarafından akademik kriterlere uygunlukları titizlikle değerlendirilip, gerekirse alanın uzmanı bir hakem görüşüne başvurulup yayımlanması uygun görüldükten sonra yayın süreci başlıyor.
- Timaş Akademi yılda kaç kitap basmayı hedefliyor?
Ekim ayı itibariyle yedi kitapla başlıyoruz. Sonraki süreçte her ay üç kitapla devam etmeyi planlıyoruz. Tabii, bu üç kitaptan birinin muhakkak siyasetname olmasını hedefliyoruz. İslam, Osmanlı ve Batı siyaset düşüncesi klasiklerini bir devri daimle okuyucularla buluşturmayı arzuluyoruz.
Bu bağlamda Cambridge Üniversitesi’nin Batı Siyaset Düşüncesi Klasiklerini Türk okuyucusuyla buluşturacağımızı da eklemek isterim.