İki şair karşılaşınca...

Salih Bolat’ın kendi seçtiği şiirlerden oluşan İlk Kar (Varlık Yayınları) başlıklı kitabını genç Fransız şair Claire Lajus Fransızcaya çevirdi. Ilk Kar’daki şiirlerinde Bolat, içsel bir soluk ve ahenk içinde duygulardan, heyecanlardan, düş kırıklıklarından, yalnızlıktan kısacası yaşanmışlıktan söz eder. Şiirlerindeki içsellik okurların da bildiği manzaralar, tanıdığı alçak gönüllü insanlar aracığıyla beklenmedik imgeler ile yaratılır. Başat izlek doğa ile birlikte örülen hatta kimi zaman onu bastıran ışık izleğidir.

Ayşe Eziler Kıran

Fotoğraf: VEDAT ARIK

ANLATIMIN GERÇEKLİĞİ

Salih Bolat’ın kendi seçtiği şiirlerden oluşan İlk Kar (Varlık Yayınları) başlıklı kitabını genç Fransız şair Claire Lajus Fransızcaya çevirdi. Ama maalesef bu zor işi başaran çevirmenin adı kitabın kapağında görünmüyor.

Bolat’ın şiirleri fazlalıklardan arınmış, gündelik dildenmiş gibi görünen sözcük seçimleri nedeniyle hemen anlaşılır gibi gelmektedir. Oysa şair bu sözcükleri dizelerde, tümcelerde çok kişisel bir biçimde düzenlemektedir.

Okuyucuyu çok etkileyen bu kişisel anlatımın gerçekliğidir. Şair duygulardan, heyecanlardan, düş kırıklıklarından, yalnızlıktan kısacası yaşanmışlıktan söz eder.

Bolat sesini yükseltmez, bağırıp çağırmaz; sanki sessizce kendi kendine konuşur. Bu sakinlik ve huzur da onun şiirine içsel bir soluk ve ahenk getirmektedir.

Şiirlerindeki içsellik okurların da bildiği manzaralar, tanıdığı alçak gönüllü insanlar aracığıyla hiç beklenmedik imgeler ile yaratılır.

BAŞAT İZLEK DOĞA!

Lajus, Bolat’ı tanıtırken boşuna “her imgede bir yarı aydınlık” (ya da yarı karanlık) bulunur dememektedir (s. 14-15). Başat izlek doğa ile birlikte örülen hatta kimi zaman onu bastıran ışık izleğidir.

Bu kitapta sadece iki ya da üç şiirde ışık ya da ışığa gönderme yapmayan şiir bulunmaktadır; ışık, ışıklı, aydınlık, parıltı, karanlık, gölge, ay, güneş, yıldız, şafak, tan, gündüz, akşam, gece...

Bolat’ın şiirlerindeki hüzün duygusunu yansıtan izlek sözcüklerin ve dizelerin arasına, altına saklanmaktadır: Yalnızlık.

Şairin şiir bağlamında yarattığı “ben” (persona lirik) hep kimlerden oluştuğu bilinmeyen bir “biz” tarafından örtülmektedir. “Ben”in sen ile karşılaşması da hep çok kısadır, hep ayrılıkla sonlanır.

Türkçeyi çok iyi bilen, Türk Şiiri konusunda çok bilgili olan Claire Lajus, Salih Bolat’ın şiirini Fransızcaya çevirirken anlatımın yanıltıcı yalınlığını, yaşanmışlığını ve zarafetini büyük bir ustalıkla kendi dilinde yeniden yazmıştır.

Bunda Lajus’un okuru çaresiz bırakan, gerçek duygularla ve Bolat’ınkine benzer yanıltıcı yalınlıktaki anlatım biçimi önemli rol oynamaktadır.

Hem Türkçeyi hem Fransızcayı bilen bir şiir okuru Lajus’ün çevirisinde sözcük seçimlerinin, dizelerin ve tümcelerin yalın düzenlenişinin ne kadar yerinde olduğunu hemen anlar.

Şair, Bolat’ın anlatımındaki içten ve içsel gerçekliği büyük bir olasılıkla kendi içten anlatımı ile yakalamış ve Bolat’ın şiirine kendi zarif pırıltısını katmıştır.