‘Asla Pes Etmeyenler’

Aslıhan Dağıstanlı Aysev’in, ilk kitabı Türkiye’nin Dünyaya Meydan Okuyan 30 Kızının Hikâyesi (Kültür AŞ Yayınları) adıyla yayımlanan Cesur Kızlara Yol Arkadaşları serisinin Asla Pes Etmeyenler-Türkiye’nin Cici Değil 30 Cesur Kadının Hikâyesi adlı ikinci kitabı raflarda yerini aldı. Her iki kitapta da 30 benzersiz Türk kadınının gerçek var oluş hikâyeleri anlatılıyor ve cesaret, hayal gücü, mücadeleci, asla pes etmeyen karakter yapısı, mesleğinde en iyilerden olma, topluma değer katma çabalarıyla çocuklara esin oluyorlar.

Melih Günaydın

Aslıhan Dağıstanlı Aysev’in, ilk kitabı Türkiye’nin Dünyaya Meydan Okuyan 30 Kızının Hikâyesi (Kültür AŞ Yayınları) adıyla yayımlanan Cesur Kızlara Yol Arkadaşları serisinin Asla Pes Etmeyenler-Türkiye’nin Cici Değil 30 Cesur Kadının Hikâyesi adlı ikinci kitabı raflarda yerini aldı.

Her iki kitapta da 30 benzersiz Türk kadınının gerçek var oluş hikâyeleri anlatılıyor ve cesaret, hayal gücü, mücadeleci, asla pes etmeyen karakter yapısı, mesleğinde en iyilerden olma, topluma değer katma çabalarıyla çocuklara esin oluyorlar.

‘300 KADININ YAŞAMINI İNCELEDİM’

- Türkiye’nin cesur kızlarının hikâyelerini anlattığınız çok okunan serinin Cesur Kızlara Yol Arkadaşları 2: Asla Pes Etmeyenler-Türkiye’nin Cici Değil 30 Cesur Kadının Hikâyesi adlı ikinci kitabı raflarda yerini aldı. Kitaplarınız çocuklara öz güven aşılıyor, cinsiyet eşitliği mesajları veriyor çocuklarımız ile Türk kadınlarını tanıştırıyor. Kitapta yer verdiğiniz isimleri nasıl seçtiniz?

Medyada yeterince yer almadığını düşündüğüm bu gerçek kahramanlar, sadece kızlara rol modeli değil, erkek çocukları için de yol gösterici.

İsimleri belirlemek için yaklaşık 300 kadının yaşamını inceledim. Tüm hikâyeleri ‘cesur kız’ teması etrafında kurguladım. İsimleri seçerken de cesaret, hayal gücü, mücadeleci, asla pes etmeyen karakter yapısı, mesleğinde en iyilerden olma, topluma değer katma çabasını kriter aldım.

Tüm süreçte her kadının cesur bir kız çocuğu olarak yola başladığını, yolun sonunda hayaline ulaşanların cesaretlerinin kırılmasına izin vermeyenler olduğunun altını çizdim. Başarıya, zekâ veya yetenek yardım etse de, aslında kararlılık ve azim sayesinde ulaşıldığını vurguladım.

Her hikâye farklı açılardan cinsiyet kalıplarını kıran, sınırlarını kendisi çizen bir kadını anlatıyor. Çocuklara ‘Onlar yaptıysa ben de yapabilirim’ dedirtiyor.

Kapsayıcı olmaya özen gösterdim. Köyden kente, azınlıklara, göçmenlere, engelsizliğin sembolü paralimpiklere, bilimden sanata, geçmişten günümüze farklı yaşamlardan gelen Cesur Kızlar Kulübü kurdum. Ülkemizin umut dolu geleceğini yaratacağına inandığım tüm cesur çocuklarımızı bu kulübe davet ediyorum.

‘CİNSİYET KALIPLARI YIKILMALI!’

- Türkiye’nin Cici Değil 30 Cesur Kadının Hikâyesi üst başlığıyla yayımlandı kitabınız. Neden “Cici Değil Cesur”?

Bu söz cinsiyet kalıplarına bir gönderme. Cinsiyet uçurumunu tetikleyen veya derinleştiren kelimelerin, hikâyelerin değişmesi için çalışıyorum. Kullandığımız sözcüklerin, anlattığımız hikâyelerin algımızı değiştirme gücü var. Algımız değişirse dünyamız değişir.

Kızlarımızı, klasik masallarda kendi hikâyesinde bile kahraman olamayan prenseslerle, ‘cici, narin, uysal’ kalıplarıyla yetiştirdiğimizde, büyüdüklerinde boyun eğen, kaderine razı, arka planda kalan kadınlar olmalarını normalleştiriyoruz. Oysa kızların da ‘lider olabilirim’ inancıyla, eşit fırsatlar tanınarak yetiştirilmesi gerekir.

‘Cici Değil Cesur Kızlar’ diyerek yüzyıllardır masallarda anlatılan, günümüzde de filmlerde, dizilerde ve yaşamda hâlâ sıkça yinelenen klişelere meydan okuyorum. Artık bir prens tarafından beğenilip kurtarılmayı bekleyen cici prenseslerin değil, hayallerine koşan, azimli, cesur kızların ve bunu doğal kabul eden cesur, uygar, adil erkeklerin devrinin başladığını düşünüyorum.

KÖY OKULLARINA KÜTÜPHANE PROJESİ...

- Kitabınızın gelirini bağışladığınız köy okullarına kütüphane projenizden bahseder misiniz?

Her şey Suruç’ta internetsiz bir köy öğretmeniyle başladı. Okulların kapalı olduğu salgında çocuklara kitabımı dönüşümlü okuttuğunu öğrendim. O gün aklıma koydum; kitapsız, kütüphanesiz tek bir köy kalmasın düşüncesiyle hemen işe koyuldum.

Urfa ve Batman’da kurduğumuz Cesur Kızlara Yol Arkadaşları Kitap Dünyası’nın üçüncüsünü de açmak üzereyiz. Yanı sıra Ekim ayından bu yana dört köyümüzde gönüllü öğretmenlerle İngilizce dersleri de veriyoruz.

Bir kitaptan, binlerce kitaba dönüşen, gelişen bu sosyal girişimde, gönüllü halk dayanışmasının en güzel örneklerinden birini deneyimliyoruz... Tüm gönüllüleri bize katılmaya davet ediyorum.


CESUR KIZLARA YOL ARKADAŞLARI TİYATRODA!

- Satır aralarında hayal gücünün öneminden de bahsediyorsunuz.

Fikirleri dinlenen, değer gören çocuklar daha cesur oluyor. Bu yüzden kitabı yazarken kızlarımı işin içine kattım. Fikirlerini aldım, eleştirilerini dinledim, çizimlerin bir kısmı da onlara ait. Çocuk okurlarımdan gelen mektuplara da yer verdim. Cesur Kızlara Yol Arkadaşları çocuklarla birlikte yazıldı, benim kadar onların da eseri.

- Cesur Kızlara Yol Arkadaşları bir tiyatro oyununa dönüşüyormuş doğru mu?

Evet. Çok heyecanlıyız. Hayalim kız çocuklarına öz güven kazandırıp, hayallerine ulaşmalarına katkı sağlamak, Cesur Kızlar Kulübümüzü büyütmekti.

İlk prova 8 Mart’ta Menemen’deki köy okulumuzda sahnelendi. Arkamızda profesyonel bir yapı yok ama çok değerli bir kaynağımız var: Cesur bir köy öğretmeni, köyün anneleri, kızları ve tabii ki yol arkadaşımız erkek çocukları. Her biri başka bir kahramanı canlandırıyor.

Yaşamın mutlu, umutlu, cesur yüzünü gösteren bu güzel kadınların ve çocukların çabasını dilerim benim kadar herkes takdir eder ve oyunumuz Türkiye’nin farklı yerlerinde sergilenerek, herkesin içini ısıtır. Anneler günündeki gösterim için herkesi Menemen’e bekleriz.