Zordur ülkede gazeteci olmak
Alman Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Cem Özdemir, Can Dündar ve Erdem Gül’ü bir mektupla selamladı. Özdemir, “Bilirim zordur Türkiye’de gazeteci olmak hele de muhalif gazeteci olmak” dedi.
Cem Özdemir
Öfke ve linç dalgası
Can o¨zelinde kristalleşen ve artık basının özgür olmasından ziyade var olma mücadelesi haline gelmiş gazetecilere yo¨nelik akıl almaz baskılar, aslında Tu¨rkiye’de son yıllarda yaşanan antidemokratik siyasal ve toplumsal gelişmelerin kaçınılmaz sonucu. Tek adam do¨neminin muhafazakâr, milliyetçi iktidar mekanizmaları, ülkeyi giderek tektipleştirip, otoriter bir siyasi egemenlik kurarken, haber almayı ve bilgiyi kendi meşruiyetinin temel aracı olarak kullanıyor. Bir yandan kendisine ekonomik ve kültürel olarak bağımlı kıldığı ana akım medyası ile devlet sansürünü basın özgürlüğünün yerine koyarken bir yandan da otosansürü içselleştiriyor. Bu baskıcı ve nefes aldırmayan atmosfer, u¨lkenin tu¨m sivil toplum güçlerini ve demokratik inisiyatiflerini yıldırmaya, bezdirmeye yo¨nelik sistematik bir saldırı biçimini almış durumda. Kendi gibi düşünmeyen, kendine oy vermeyenlere yönelik bu ötekileştirme politikaları, toplumun muhalif düşünen tüm kesimlerine karşı bir öfke ve linç dalgasını körüklüyor. Artık bir seremoni havası taşıyan muhalif gazetecilere yönelik açılan davalar ve yapılan linç kampanyalarının en başat örneği Can ve Erdem’e yapılanlar.
Gazeteci olmak zor ülkede
Bilirim zordur Türkiye’de gazeteci olmak, hele de muhalif gazeteci olmak. Sabır ister, dirayet ister ve en önemlisi kocaman bir yürek ister. Daha yakın zamanda Strasbourg’da gazetesine verilen ödülü alırken Fransa’daki katliamdan sonra doğan acıyı yürekten paylaştığını ve gözyaşlarının rengi olmadığını söylediği konuşmayı hatırlıyorum. Onun samimiyetini, ülkesini ve halkını ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Asıl suçlular yerine, bu suçları yazarak görevlerini yapmış bu iki değerli insanın şu anda kapalı kapılar ardında tutulmasını, koca bir utanç olarak görüyorum. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı adına uğradığı her türlü baskıya rağmen, yılmadan ve büyük bir cesaretle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine yönelik mücadelesi için her ikinize de teşekkür ediyor ve mücadelenizin ve davanızın sonuna kadar arkasında olduğumu tekrar vurgulamak istiyorum. Hep güçlü durdunuz, biliyorum. İçeride de güçlü durmaya ve doğruları söylemeye devam edeceksiniz, biliyorum. Siz içeride güçlü dururken, sizi sevenler ve arkadaşlarınız olarak her daim sizin yanınızda ve sizinle dayanışma içerisinde olacağız.
Suskun gazeteciler olmak yerine, tutuklu gazeteciler olmayı yeğleyen siz iki güzel insana selam olsun!